English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ş ] / Şanslıymış

Şanslıymış translate Spanish

542 parallel translation
Şanslıymış.
Qué suerte tiene.
Şanslıymışım.
Tuve suerte.
Şanslıymışım ki kendini toparladın.
Por suerte recobraste la razón.
- Şanslıymışsın ki silahın varmış.
- Por suerte tenía un revolver.
- Barrow şanslıymış ki ciddi değil.
- Suerte para Barrow que no sea serio.
Kadınları bakımından ne şanslıymış!
Es un hombre afortunado con las mujeres.
Şanslıymış.
Tiene suerte.
Jeanne D'arc şanslıymış ki sesler duydu! Sesler! Fazlasını istemiyorum.
Juana de Arco era feliz por oír voces, voces.
- Yaşadığı için şanslıymış.
- Tiene suerte de vivir.
Çok şanslıymışım!
¡ Qué suerte tuve!
Doktorun yanında tentürdiyot olduğu için şanslıymış.
¿ No es una suerte que haya traído el yodo, Doc?
Pirinç hasadının iyi olduğu bir yılda doğduğu için şanslıymış..
Ella tuvo suerte de nacer en un año de buena cosecha de arroz.
- Şanslıymışım.
Puedo considerarme afortunado.
Şanslıymış.
Es afortunada.
# Tuzhane sahibi Otori Narayama'ya yolculuğunun gününde # Kar düştüğü için şanslıymış
Por nuestra puerta, no entrará ningún cuervo, solo entrarán los pájaros que cantan por la noche.
Şanslıymışım ki buralardaymışsınız.
Tuve suerte de que Ud. estuviera aquí.
Evet. " Fella çok şanslıymış.
Sí. " Qué suerte tuvo Fella.
- Şanslıymış!
- ¡ Qué suerte tiene!
Siz örnek bir babaysanız çok şanslıymışım. Kendi babamı görmediğim için.
Si es usted un típico padre, he de confesar que me complace mucho no haber conocido hasta ahora al mío.
Karın çok şanslıymış. Gel bakalım.
Ha dado usted con la persona indicada para dirigir las obras.
Daha şanslıymışım.
Me siento más afortunado.
Şanslıymışım ki evdeydim.
Fue una suerte que estuviera en casa.
Çok şanslıymış.
Ha tenido mucha suerte.
Hava konusunda şanslıymışız. Harika bir gün.
Hemos tenido suerte con el tiempo.
Şanslıymış.
Ha sido una suerte.
- Şanslıymışım.
El camino estaba despejado.
Ortaya çıkışın gösterişliydi, çocukça bir cesaret. Şanslıymışsınız.
Ha empezado con mucho estilo y un atrevimiento casi infantil.
- Şanslıymış.
- Ha tenido suerte.
Şanslıymış... Paçasını zor kurtardı... Benim hatam değildi...
... tuve suerte escapé por un pelo no fue culpa mía...
Oradan sağ salim kurtulduğu için şanslıymış.
Fue afortunado por salir de allí con vida. ¿ Lo sabías?
Şanslıymış.
- Ha tenido suerte.
Şanslıymışız.
Hemos tenido suerte.
- Boşver. - Şanslıymış!
Olvídalo. ¡ Tiene suerte!
Öyle mi? Amma da şanslıymışım.
Ah, sí, ¡ qué suerte tengo!
O şanslıymış.
Ha tenido suerte.
Şanslıymışım ki Naval dış sahacısı da üçüncü meydancının kellesini istiyor ve sonradan kazanma koşusu olan bu iki vahşi atışla bunları evlerine gönderebildim.
Por suerte, el jugador de la Marina también lanzó mal... la pelota voló por encima de tercera base... y gracias a eso pude recorrer todas las bases... y anotar la que resultó ser la carrera de la victoria.
O karmaşanın içinde sadece bir kolunu kaybetmiş. Çok şanslıymış.
Después de tanta mierda sólo ha perdido un brazo, qué suerte.
Çok şanslıymış.
Ha tenido suerte.
Şanslıymış.
Tuvo suerte,
Ne dersiniz? Kadın şanslıymış derdim.
- Que esa señora tuvo mucha suerte.
Evet, Hayatta kaldığı için şanslıymış.
- Por supuesto. Ha tenido la suerte... de vivir y poder amar a otro hombre.
Geldiğim için şanslıymışım.
Que tenía suerte de haber aparecido.
Çatısında kocaman delikler vardı. Ev? Evde yaşadığınız için şanslıymışsınız.
Solíamos vivir en una pequeña casucha medio derruída con grandes agujeros en el techo.
Çok şanslıymış.
Tuvo mucha suerte.
- Şanslıymışım, değil mi, Sam?
- Un poco de suerte, Sam?
Vatandaş şanslıymış.
Un ciudadano suerte en aquel entonces.
Şanslıymışım ki, bu aptalın düşeceğini tahmin ettim. Beni nasıl öldürmedi hayret!
Y aún estoy de suerte, cuando cayó el maricón no me mató de milagro.
Yağmur başlamadan döndüğüm için şanslıymışım.
Menos mal que regresé antes de que lloviera.
Şanslısın, amacı seni yaralamak değildi, beynini patlatmaktı. Kötü bir nişancıymış.
Sí, pero yo no, así que siéntate y estate quietecito,... será mejor para todos.
- Neden şanslıymış?
¡ Sí, afortunados!
Şanslıymış.
Mala suerte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]