Bazen düşünüyorum da translate French
185 parallel translation
- Bazen düşünüyorum da... - Ne düşündüğün umurumda değil.
- Je me fiche de ce que tu penses.
Bazen düşünüyorum da... Hayatımı seninkiyle karşılaştırıyorum.
Je compare parfois ma vie à la tienne.
Bilirsin bazen düşünüyorum da çocuklar asla geceleri onları yatırmaya mecbur olduğun zamanlardaki yaşını geçmemeli.
Parfois, je pense que les enfants ne devraient pas dépasser l'âge où on les borde dans leur lit.
Tam şurayı. Bazen düşünüyorum da, dünyanın şu anda içinde bulunduğu kaos yüzünden...
Parfois, je me dis que dans ce monde chaotique...
Bazen düşünüyorum da, sanırım tüm doktorlar haklı ve tüm haydutlar da aklını kaçırmış
Les docteurs ont raison. Les bandits sont fous.
- Ama bazen düşünüyorum da...
- Quoique je me demande...
Bazen düşünüyorum da bundan 10 ya da 20 yıl sonra gülecek bir şeylerim olur.
J'aimerais pouvoir me dire qu'un jour, peut-être dans 10 ou 20 ans, il y aura quelque chose, n'importe quoi, qui me fera rire.
Gerçekten de, bazen düşünüyorum da, yukarıda her şey sakin olduğunda kendi kendine diyorsun ki...
Quelquefois, je pense... que lorsque Tu t'ennuies là-haut, Tu te dis...
Bazen düşünüyorum da kader, Alman halkını benim ellerime vermekle hata yapmadı.
PARFOIS, JE ME DEMANDE SI LE DESTIN N'A PAS FAIT ERREUR EN PLAÇANT LE DESTIN DES ALLEMANDS ENTRE MES MAINS.
Bazen düşünüyorum da, senin Kay gibi bir kadınla evlenmeliydim.
Des fois, je me dis qu'il m'aurait fallu une femme comme la tienne. Des enfants.
Bazen düşünüyorum da, acaba bütün kış boyunca açık tutmasam mı?
Parfois je me demande si je ne devrait pas rester ouvert tout l'hiver.
Bazen düşünüyorum da arkamda beni dinlemiş tek bir kişiyi bırakabileceğimi bilsem her şeyi yaparım.
Je donnerais n'importe quoi pour laisser derrière moi une personne... qui m'a entendu.
Bazen düşünüyorum da ben...
Parfois j'ai envie de...
Bazen düşünüyorum da, o anları sildim bugün olduğum gibi yaşayabilmek için.
Parfois je me dis que cette époque n'avait rien de réel... pour pouvoir accepter d'être la personne que je suis aujourd'hui.
Biliyor musun Maria, bazen düşünüyorum da... acaba burada çalışarak... hayatın anlamını keşfedebilecek miyiz?
Voyez-vous Maria, je me demande parfois si nous découvrirons un jour le sens de tout ça en travaillant ici.
Bazen düşünüyorum da onda yanlış olan bir şeyler var. Belki de hasta? Kafadan?
Parfois j'ai l'impression qu'il a un problème... qu'il est malade mental.
Bazen düşünüyorum da, eğer aynı yatakhaneye düşmeseydik başka biriyle tanışabilirdim.
Je pense que si on n'avait pas été dans le même dortoir... j'aurais connu quelqu'un d'autre.
Biliyor musun, bazen düşünüyorum da... beraber olduğum insanlar, yaptığım seçimler... epey şaşırtıcı, ama bir sonuca vardım.
Quand je pense à ceux que j'ai laissés entrer dans ma vie, je n'en reviens pas. Mais j'ai appris une chose :
Bazen düşünüyorum da neden bir insan böyle doğuyor da... başka biri başka türlü doğuyor.
Des fois, je me demande pourquoi telle personne est née comme ça... et telle autre est née différement.
Bazen düşünüyorum da Amerika'nın zeki insanları kendilerine sormalı...
Je pense que les gens devraient se demander
Bazen düşünüyorum da, Kennedy öldüğünden beri her şey yokuş aşağı gidiyor.
Parfois, je me dis que tout va plus mal depuis la mort de John Kennedy.
Bazen düşünüyorum da, "Acaba ben bu iş için mi yaratılmışım."
"Qu'est-ce que tu fous là?"
Jean Luc, bazen düşünüyorum da buraya gelişimin tek sebebi senin bu harika konuşmalarını dinlemek ama bu sefer endişen yersiz.
Jean-Luc, j'ai parfois l'impression que l'unique intention de mes visites est d'écouter vos fabuleux discours. Mais cette fois, vos craintes sont infondées.
Bazen düşünüyorum da sevinmeli miydim üzülmeli miydim bilemediğimi hatırlıyorum.
Des fois, quand j'y pense... je sais pas si je dois être heureux ou triste.
Ama bazen düşünüyorum da... şu ana kadar gördüğüm en güzel yüze sahipsin.
Parce que parfois, je trouve que tu as le plus beau visage que j'ai jamais vu.
Bazen düşünüyorum da Yönetici için haraç topladığımızda daha iyi durumdaydık.
On était bien mieux quand on travaillait pour l'intendante.
Bazen düşünüyorum da, İspanya sorgulaması sırasında doğmuş olmalısın.
Tu aurais dû naître à l'époque de l'lnquisition.
Bazen düşünüyorum da sen...... tanıdığım en zeki adamsın.
Barjo sur les bords, même si parfois vous avez des éclairs de génie.
Bazen düşünüyorum da şu anda seni çok seviyorsa, ileride ne kadar sever! Deli!
Parfois je me demande a voir la manière dont il t'aime maintenant, comment il t'aimera plus tard!
Bazen düşünüyorum da.. Eğer onu.. bunun içine itmemiş olsaydım...
Je me dis parfois que si je ne l'avais pas... poussé...
Bazen düşünüyorum da iletişim yeteneğin üzerine çalışman hiç de kötü bir fikir değil.
Tu devrais penser à améliorer ta technique de communication.
Bazen düşünüyorum da kafamı yarıp açabilirim gibi geliyor.
J'ai des pensées à m'en faire péter le cerveau.
Biliyor musun, bazen düşünüyorum da... aklıma onun beni aldatıyor olabileceği geliyor.
Des fois, je me dit que... J'ai tendance à croire qu'elle me trompe.
bazen düşünüyorum da.. neden her şeye baştan başlamayalım? al kendine bi küçük çiftlik... ve huzur içinde yaşa.
Parfois, je me dis... qu'on devrait recommencer à zéro, acheter une ferme et vivre paisiblement.
Dinle. Yani, bazen düşünüyorum da, um, sanırım, bilirsin, beni aldatıyor.
Ecoute... parfois je me dis que... qu'il me trompe.
Biraz utangaç ama bu da çok çekici. Bazen düşünüyorum da hoşuma gidiyor. Kendine çok güveniyor olması çok güzel.
Il est très timide, mais avec moi il est moins renfermé.
Düşünüyorum da karıcığım... bazen geleceğim hakkında gereksiz karamsar bir tablo çiziyorsun.
Parfois, je trouve que votre vision de mon futur est bien sombre.
Bazen zulme karşı sessiz durmanın da zalimlik olduğunu düşünüyorum.
Des fois je trouve que c'est mal de rester la a regarder.
Bazen oturup düşünüyorum da, değişen dünya.
Parfois, je me dis que c'est le monde qui a changé.
Bazen nasıl olup da bir şeyin lideri olabildiğini düşünüyorum.
Je me demande parfois comment tu peux être chef de file.
Bazen, geceleri yalnızken düşünüyorum da dünyadaki bütün faciaları ben yaratıyorum.
Parfois quand je suis seul, je me dis que j'ai créé toutes les catastrophes. Mais ce n'est pas vrai.
Bazen gidip yabanı birini bulup yatağa atmayı düşünüyorum. Sonra da Robin'in yanına dönerim ve aramızda hiçbir baskı kalmamış olur.
Des fois je me dis que je devrais sortir, approcher n'importe quelle femme et baiser et là je pourrais approcher Robin sans toute cette pression qui nous entoure.
Bazen Polonya'dan nefret ettiğimi düşünüyorum, ama bir çeşit melodi aklıma geliyor, ya da bir tat...
Parfois je me dis que je déteste la Pologne. Mais quand une chanson ou une saveur me revient en mémoire...
Bazen bu gerçeği düşünüyorum da bunlar genellikle gücü elinde tutmakla ilgili fanteziler.
C'est plutôt l'inverse qu'il faut croire : les femmes représentent le fantasme de pouvoir des hommes.
Umudumu yitirmemeye çalışsam da... bazen, insanlığın tüm namusunu yitirdiğini düşünüyorum.
Susannah, j'essaie de ne pas céder au désespoir, mais il y a des moments où il semble que toute dignité ait volé en éclats.
Bazen keşke o gün parası çıkışmasaydı ya da dükkân biraz daha kalabalık olsaydı belki buradan bir kaç saniye daha geç çıkar o kurşunun hedefi olmazdı diye düşünüyorum.
Parfois, je me dis que si elle avait pas eu la monnaie... ou s'il y avait eu plus de monde dans la boutique, elle serait sortie plus tard et aurait évité la balle.
Bazen Londo'nun da orayı bir ziyaret etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Je pense que Londo devrait y aller.
Ve bazen bir mesaj vermeye çalıştığımızı da düşünüyorum.
Et je crois que parfois, on arrive aussi à faire passer un message.
Düşünüyorum da hayat bazen çok acımasız oluyor.
La vie est vraiment cruelle.
Bazen hep Oz'da yaşamak istediğini düşünüyorum. "
Elle veut vivre à Oz pour toujours. "
Düşünüyorum da, bazen...
Ca fait du bien...