English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir düşün

Bir düşün translate French

6,087 parallel translation
Ama bir düşün, Eğer bahçeye gömülüyse,
Même si ça avait été enfoui dans le jardin, réfléchis...
Bir düşün.
Réfléchis.
Tamam ama rüyanı bir düşün.
Oui mais pense à ton rêve.
Bir düşün bunu.
Réfléchissez bien.
Bunu bir düşün.
Penses-y.
Pekala o zaman, bu konuyu bir düşün, Hank.
Bien, bien, Tu y penseras, Hank.
NasıI göründüğünü bir düşün, dostum.
Vous voyez de quoi ça à l'air?
Bir düşün baba, tamam mı?
Penses-y, papa.
Kendini bile zar zor tanıyan bir adam için bunun ne anlama geleceğini bir düşün.
Penser ce que ça peut vouloir dire pour un homme se connaissant a peine lui-même
Şunu bir düşün.
Réfléchis.
İstediğim şeyi bir düşün.
Pensez à ce que je demande.
Bunun durmadan dönmesini sağlayabilirsek bu kuvvetleri çalıştırmamız halinde nelerin başarılabileceğini bir düşün.
Si l'on pouvait la faire tourner continuellement, imaginez tout ce que l'on pourrait faire en faisant travailler ces forces.
Çalışmalarınızı bir düşün. Başka hangi yöntemleri kullandı?
Quelles autres méthodes il a employées?
Bir düşün.
Imaginez ça.
Sen de bir düşün.
Réfléchis-y.
Bunu bir düşün, olur mu?
Promets-moi d'y penser.
Karanlık Olan'ı kontrolü altına alırsa neler yapabileceğini bir düşün.
Pense à ce qu'elle pourrait faire si le Ténébreux était sous son contrôle.
İkimizin tüm yaptıklarını bir düşün ve annemle babamın ne kadar mahçup ve utanmış olacağını hayal et.
Pense à tous les trucs que nous avons fait tous les deux pour rendre maman et papa honteux et gênés.
Sadece bir düşün, tamam mı?
Juste penses-y, d'accord?
Yalnızca ortaya çıkan talebi bir düşün.
Pensez à la demande que ça créée.
Bunu bir uyarı olarak düşün.
Appelez ça un avertissement.
Bir, iki hafta düşün.
Prenez une semaine ou deux. Réfléchissez-y.
Sadece düşün bir kere. Lucknow'a geri dönmen ne kadar tehlikeli.
Réfléchis retourner à Lucknow...
Bir ders olarak düşün.
Comme une leçon.
Güvenli bir yer düşün.
Pense à un endroit sûr, OK?
Evin arkasına aynı seviyede bir güverte koyduğumuzu düşün mesela.
Je songeais à mettre une terrasse sur l'arrière de la maison, peut-être, sur deux niveaux.
Düşün ve gerçekten bunun güzel bir teklif olduğunu anladığında beni ara.
Penses-y et ensuite appelle-moi quand tu auras réalisé que tu peux vraiment avoir tout ça.
Boşanmıyorum, belki başka bir şeyden konuşmak isterseniz, benim yakamdan düşün.
Je ne divorce pas, alors trouvez vous une vie, si vous voulez peut être parler d'autre chose.
Yabancı bir şehirde olduğunu düşün, ve temiz tuvalet bulamıyorsun.
Imagine être dans une ville bizarre, et tu ne peux pas trouver de toilettes propres.
Kalın bir ayak parmağına sarılı ilik nugget'ı gibi düşün.
Penses-y comme à un nugget de moelle emballé dans un gros ongle de pied.
Bunu neyin gerçek olduğuna, neyinse olmadığına dair bir ders olarak düşün.
Prenez ça comme une leçon de ce qui est réel et ce qui ne l'est pas.
Şöyle düşün, bir şişe Pinot, kükreyen ateş ve ben sıcak, buharla dolu bir suya giriyorum.
Imagine ça : Une bouteille de Pinot, un bon feu et moi, faisant une bonne trempette, bien chaude et humide.
Bana bir iyilik yap ve sabaha kadar düşün.
Fais moi une faveur... dors à l'intérieur.
Bunu bir esaret kampı gibi düşün.
Comme un entraînement au camp de prisonniers.
Bir düşün.
Quel autre choix on a?
Tıpkı trenler gibi elektronlar için görünmez bir metro ağı düşün.
Imagine un système de métros invisibles avec des électrons à la place des trains
Mesela, bir rahibe manastırına gidebilirsin. Hayal edilebilecek en büyük fedakarlığı yapan, adaşın hakkında düşün, Kutsal Bakire.
Vous pouvez aller dans un couvent, ou vous inspirez de votre homonyme, la Sainte Vierge, qui a fait le plus grand sacrifice que l'on peut imaginer.
Seni öfkeden kudurtan bir anı düşün mesela.
Pense simplement à un moment qui te fais bouillir de rage.
Sen sadece bir havuz düşün.
Faites le vide dans votre esprit.
Bunu yapmadan önce bir kez daha düşün, Zoe.
Réfléchissez-y à deux fois avant cela, Zoe.
O düşündüğünü aklından çıkar ve ondan tamamen farklı bir şeyi düşün.
Prends ce que tu penses savoir, et va à l'opposé.
Önceleri, paganlarla olan bağım sadece beni tehlikeye sokardı, ama şimdi... tahta oturmuş sapkın bir krala ne derler bi düşün.
Avant, mon lien avec les païens me mettait en danger, mais maintenant... Imaginez la réponse à un roi hérétique sur le trône.
- Bunu bir sınav olarak düşün.
C'est un test. Quoi?
Bir sonraki hareketini iyi düşün, Katie.
Choisis ta prochaine action soigneusement.
Her gün yaptığın rutin, basit bir işi düşün.
Tu simplifies, comme toujours...
Ama bir dakikalığına, içinde bulunduğunu sandığın tehlikenin göründüğü kadar gerçek olmadığını düşün bir.
Mais si vous pouviez seulement imaginer... que le danger qui vous semble si réel ne le soit pas.
Üstesinden gelemeyeceğimi düşün istemedim. Yardım istemekte utanılacak bir şey yok.
Il n'y a pas de honte à demander de l'aide
Bir adamdan önce kendini düşün.
- Mm. - Tu fais passer un homme en premier.
Bunu bir düşün.
Réfléchis-y.
Bir anlaşma olarak düşün.
Considère que nous avons un marché.
Babana kızdığının farkındayım ama bir de onun acısını düşün.
Je sais que tu es fâché avec lui, mais mets-toi à sa place.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]