Düşündüm ki translate French
3,692 parallel translation
Düşündüm ki ben yukarı gelmeyi deneyebilirim böylece bana hayır diyebilirsin.
Je suis passé... vous donner l'occasion de me repousser.
Jewel onu nehirden çıkarmaya çabalarken, düşündüm ki... aslında Tanrı'ya karşı da, bir savaş veriyordu.
Il me semblait, quand Jewel s'acharnait à la sortir de la rivière, qu'il allait contre la volonté de Dieu.
Bilirsin, Düşündüm ki. Susannah beni aramaya başlayabilir.
Tu sais, tu devrais commencer à m'appeler Susannah.
- Şey, düşündüm ki... sen?
Je croyais... - Vous n'êtes pas...
- Tatlım! Düşündüm ki...
- Trésor, je croyais que tu- -
Evet, biliyorum, düşündüm ki o, bilirsin, örümcek... sen de korktun.
Oui, je sais, mais j'ai cru que... c'était une araignée. Vous avez eu peur, vous aussi, ça va.
Ben de düşündüm ki babam ölünce aynısı benim başıma da gelecek.
Alors je me suis dit... Quand mon père mourra, il m'arrivera la même chose à moi.
Ben de düşündüm ki onu ancak "Kurt Çetesi" bulabilir. 3 gününüz var.
Mais je me dis que la Meute est la mieux placée pour le trouver.
Düşündüm ki... Debbie de bebeğini götürecekti...
Je me disais, vu que Debbie ira avec le bébé...
Düşündüm ki, eğer Carstairs'e kadar sizin treninize binersem Manchester-Edinburgh'i kalkışında yakalamak için tam zamanında olurum.
- Est retardé. Je pensais arriver à temps à Carstairs pour prendre celui d'Edimbourg.
Düşündüm ki biz gidebiliriz şayet istersen.
Je pensais qu'on pourrait y aller si tu le souhaites.
Düşündüm ki biz... Seninle tanışmak güzel olur diye düşünmüştüm.
C'est juste... qu'à la longue, je me suis dit... que ce serait peut-être bien de te voir face à face?
Düşündüm ki, kim ilk seferde anlayacak?
Et je pensais, qui va le réussir du premier coup?
Çekeceğim bir film hakkında seninle konuşmak için geldim. Ve düşündüm ki tekrar birlikte çalışırsak eğlenceli olabilir.
Je suis ici pour te parler d'un film qu'on va faire sur une famille, et je pensais que ça serait super d'ôle si on travaillait ensemble à nouveau.
Düşündüm ki, bu ilişki sayesinde çok destek görebilirsiniz. Sizin konumunuz...
Je crois qu'il y aura beaucoup de soutien dans cette relation, et votre appui...
Düşündüm ki, ailenle tanışırsam...
Si je dois rencontrer ta famille, non?
Ben de düşündüm ki...
Je croyais...
Çünkü Karen, Derek'in yeni şovundan bir parça söyleyecek yardım gecesinde... Ve ben de düşündüm ki ; uğrayıp, bizi neden terk ettiklerini bir görsek iyi olur.
Parce que Karen fait un numéro du nouveau spectacle de Derek à une collecte de fond ce soir, et j'ai pensé qu'on pourrait aller voir ce pour quoi ils nous ont quitté.
Ben de düşündüm ki....
Donc... J'ai eu une pensée.
Ben de düşündüm ki, gerçek mobilyalar kullanırız.
J'ai pensé que nous pourrions, tu sais, avoir du matériel actuel.
Evet, ama düşündüm ki...
Oui, mais j'ai pensé que...
Sadece düşündüm ki iyi hâlden dolayı bir süre nefes almayı hak ettiğimizi düşünmüştüm.
J'ai cru qu'on aurait droit à quelques jours de répit pour bon comportement.
Ama düşündüm ki dekanla yüz yüze konuşursam...
Mais en rencontrant le doyen...
Ben de düşündüm ki...
Je me disais...
Düşündüm ki eğer şarkılarımı beğenirse bana yardımı dokunabilir.
Bon, je pensais que si il aimait mes chansons, il voudrait m'aider.
Düşündüm ki, bir tuzak gemisi hazırlayıp açık denize doğru sürersek gemiye saldıranları yakalayabiliriz.
Une opération d'infiltration Je pensais préparer un navire partir en mer et arrêté ceux qui l'attaqueront
Düşündüm ki, sevmi...
Et bien, je pensais que tu ne...
Daha konuşacak şeylerim var, ve düşündüm ki eğer konuşmazsam, ilişkimizi yürüteceğimize inanmıyorum.
J'ai juste plus à dire, et je pense, si je ne laisse pas sortir, je ne crois pas qu'on y arrivera.
Düşündüm ki, "Bu ev değer kaybederse.. bütün borçları.. .. ben ödeyeceğim".
J'ai pensé : "Si jamais ce lieu va à perte, c'est la chose qui paiera toutes les dettes".
- Ve düşündüm ki bir taşla iki kuş vururum.
Et j'ai pensé, faire d'une pierre deux coups.
O yüzden düşündüm ki birlikte biraz daha zaman geçirmeliyiz.
Oui, Savi. Ok? Tu avais raison,
Ben de düşündüm ki bu konuda konuşmak istersin belki.
- J'aurais pensé que peut être... Tu voudrais en parler.
Aslında, bundan bahsedecektim, ama sonra düşündüm ki aramızda durumlar iyiye gidiyor, bu yüzden...
en fait, j'allais t'en parler, mais après j'ai pensé que les choses allaient bien entre nous, donc...
Biliyor musun, itiraf etmeliyim,... yatağını yapılı bir şekilde gördüm ve düşündüm ki...
Tu sais je dois l'admettre j'ai vu que ton lit était fait et j'ai pensé que peut-être...
Merkie durmadan kitaplarım ve... verdiğim ifadeden bahsederken düşündüm ki belki de o... Her neyse.
Quand Merkie a parlé de mon livre et de mon témoignage, j'ai en quelque sorte pensé que peut-être elle... uh, peu importe, um...
Sefertası boştu. Ben de düşündüm ki...
Le lunchbox était vide, alors je me disais
Düşündüm ki... Nasik yerine oraya yerleşebilirim.
Je pensais plutôt qu'à Nasik, je pourrais m'installer là-bas.
Sonunda düşündüm ki vedalaşmaya değer tek kişi... sendin.
Mais je me suis dit que... le seul qui méritait que je lui dise au revoir, c'était toi.
Matador olduğumu o kadar uzun süre düşündüm ki o olmadığımı hatırlamak gerçekten zor bir hale geldi.
Pendant tellement longtemps j'ai pensé que j'étais lui, ça devient très dur de me rappeler qui j'étais quand je n'étais pas lui.
Ama düşündüm ki benim onlara olduğundan çok sizin bana ihtiyacınız var.
Je me suis dit que vous auriez plus besoin de moi que moi d'eux.
Düşündüm ki ikiniz şeysiniz yani her ne yapıyorsanız.
Je pensais que vous deux étiez... peut importe comment vous appelez ce que vous faites.
Bir de bu palyaço maskesini buldum. Önce bir düşündüm bir kar maskesi daha mı alsam diye ama sonra dedim ki "Ne gerek var amına koyayım?".
Je me suis demandé si je devais acheter une autre cagoule de ski, mais je le sentais pas.
Sadece bunu defalarca düşündüm. Sonra farkettim ki, bunu bir kusurummuş gibi sürekli hatırlıyorum.
J'y ai beaucoup réfléchi, et j'ai réalisé... que je me disais constamment que j'avais un problème.
Senin hakkında... Bana nasıl davrandığın hakkında düşündüm. Seni neden seviyorum ki?
J'ai pensé à toi et... comment tu t'occupais de moi...
Düşündüm ki...
Attends.
Sonra onlar gidince kısa şişko bacaklı hatunla işi bağlayabilir miyim diye bir düşündüm bir baktım ki tanımadığım bir adamla yere uzanmış yiyişiyorlar.
Une fois qu'ils sont partis, je brancherais bien celle aux grosses jambes, mais elle est en train de galocher un mec que je connais même pas.
Sonra biraz daha düşündüm ve fark ettim ki...
J'y ai réfléchi encore - et j'ai réalisé...
Açgözlü götün parayı kaybetme korkusuyla öyle bir tutuşur ki onu fark etmezsin diye düşündüm.
Je parie que ton cul gourmand serait donc travaillé jusqu'à à la perspective de perdre votre argent que vous ne auriez pas l'attraper.
O kadar çılgınım ki, Burada başka bir çocuğun olduğunu bilmek isteyeceğini düşündüm.
Alors suis-je folle, j'ai pensé que tu voulais savoir que tu en avais un autre.
Utanarak söylüyorum ki, evet düşündüm.
- Non Et bien, j'ai honte de le dire, oui je l'ai considéré
Gerzek Şehrin Ev Kadınları'nın bir bölümünü izlemeye çalıştım ama o kadar sıkıldım ki kendimi bir binadan atmayı düşündüm.
J'ai testé les Housewives de Neuneuland, mais ça m'a tellement déprimé que je voulais me jeter d'un immeuble.