Bir kız var translate French
6,920 parallel translation
Arkadaşım olan bir kız var ve arkadaştan daha fazlası olmak istiyor gibiyim.
Il y a cette... cette fille avec qui je sis ami, et je pensais, a comment j'ai tellement envie qu'il y ai plus.
# Bu parçaların etrafında yeni kötü bir kız var. #
Il y a une nouvelle fille coquine dans cette pièce tout à coup...
Diyeceğim o ki şu an hayatımda sadece tek bir kız var.
Le truc, c'est que je n'ai qu'une fille dans ma vie en ce moment.
Tamam, bir dakika. - Merhaba, burad abir kız var, şu anda nette, birinin ona saldırdığını söylüyor. - 4478 Winslow Caddesi.
D'accord, une minute.
Şunu söyle, sarışın bir kız var mı orada?
Y a une jeune fille blonde là-bas?
Ama o mezarda hala ölü bir kız var.
Mais il y a une fille dans cette tombe qui ne l'est pas.
Birde, benim kız arkadaşımın bir rozeti ve silahı var, yani bize biraz inansanız, olmaz mı?
En plus, ma copine ici a un badge et une arme, alors... avez un peu de foi, ok?
Çok fazla seçenek var. Burada son derece saldırgan Kızılderili maskotu olan bir devlet üniversitesi var. Evet.
{ \ pos ( 192,210 ) } Il y a tellement de choix.
Eve isminde bir karısı ve Jordan isminde bir kızı var.
CARA : Il a une femme, Eve et une fille nommée Jordan.
Var mı çıktığın bir kız falan?
Alors, quoi de neuf, mec? Tu sors avec quelqu'un?
Artık bir şansımız var.
Maintenant nous avons une chance.
Neden bu kampta o kızın ruhunun derinliklerini bilen bir ben varım?
Pourquoi suis-je la seule ici qui sait la profondeur d'âme de cette fille?
Bunun kızımı bulmakla bir ilgisi var mı?
Est-ce que ça concerne la recherche de ma fille?
Bu, parçalara ayrılmış, ama en kısa sürede Amir'in yerini saptamak için bir NSA Alfa Timi'ne ihtiyacımız var.
C'est classifié, mais nous avons besoin d'un équipe alpha de la NSA pour définir exactement la localisation ASAP d'Amir
O kız da bir insan. Ruhu var.
Cette fille est une personne, elle a une âme.
Kız hamile, bir başına, paraya ihtiyacı var, ve ben de onu görmeliyim.
Elle est enceinte, elle est seule et elle a besoin d'argent et je vais la voir.
Senin bir kız kardeşin var.
Tu as une soeur.
Bunun kızınla bir alakası var mı?
Cela a t-il avoir avec votre fille?
Benim bir kızım var.
J'ai une fille.
Molly adında bir kızım var.
J'ai une fille nommée Molly.
Kız arkadaşım var ve biz ayrılmıştık ama o sabah bir mesaj aldım biliyorum ki eğer kalsaydım, kesinlikle sana karşı koyamazdım.
J'ai une copine, et nous avons rompu, Mais j'ai eu un message d'elle ce matin, Et je - je savais que si je restais, je n'aurais pas pu te résister.
Bunda yanlış bir şey yok. Senin güzel kapuçino yapan güzel bir kız arkadaşın var.
Elle n'est pas... personne... tu as une gentille copine qui te fait de bons cappuccino.
Sonunda bir miktar ödül ya da bir hedefe ihtiyacınız var... Lanetlemek istediğin bir kız, lanetlemek istediğin bir adam Ve şimdi ikinizde de var.
Tu as besoin d'une sorte de récompense, un but à atteindre... une fille que tu veux te faire, un mec que tu veux exploser, et maintenant tu as les deux.
- Bu silahşör kız. Bir silahı var ve bir de kız.
- C'est la fille au pistolet.
Onun zaten bir kızı var : annesi.
Il en a déjà une, sa maman.
Babayiğit ve yaşlıca bir adam için gelinlik yaşta kız teslimatınız var.
J'ai une livraison, une jeune femme nubile. pour un homme, viril et d'âge mur.
Ama zaten benim gibi bir kız kardeşin var.
Mais tu as une sœur comme moi.
Ve tanıklık etmek isteyen bir tanığımız var.
Avec un témoin prêt à témoigner.
Yolda bir buz kırıcımız var ama Rus gemileri bize izin vermeyecek.
On a un brise-glace en route, mais les navires russes seront là avant.
Islak yakut kırmızısı bir dudak ifadesi var.
Il y a un émoticône avec des lèvres humides rouge rubis.
Benim de Tasha'nın yaşlarında üniversiteye yeni başlamış olan bir kızım var.
J'ai une fille comme Tasha qui est étudiante en première année de collège.
Üniversiteye giden bir kızım var, bu yüzden boş bir odam ve boş zamanım var.
J'ai une fille qui est à l'université, alors j'ai une chambre et j'ai du temps.
Şu anda buna kafa yoramam, çocuk parkına gidip kırmızı bir kapı var mı gidip bakalım.
Allons au terrain de jeux et voyons s'il y a une porte rouge là-bas.
Sağlık sistemimizin gizli ve.... gizli anlamsız kurallarından dolayı... bulunduğum bazı durumları söyleyemem ama... bir ya da iki bebek doğurtmuşluğum var.
Je ne peux pas citer les parties impliquées à cause de notre système de santé et ses lois de confidentialité, mais j'ai mis un ou deux bébés au monde.
Ama bu günlükte kızların hoşuna gitmemesine rağmen gördüğü..... rahatsız edici davranışların bir sürü örneği var.
Il y a beaucoup de cas dans ce journal où vos filles ont été traitées d'une façon qu'elles n'aimaient pas.
Bir kız arkadaşım var.
J'ai une petite amie.
Artık saldırı işini bir kenara bıraktığına göre çocuklarımız hakkında görüşmemiz gereken bazı hususlar var.
Maintenant que tu as ça dans ton système, il y a des choses dont on doit parler au sujet de nos enfants.
Bu adamın kızınızla ilgili bunca bilgiye sahip olma sebebi hakkında bir fikriniz var mı?
Savez-vous pourquoi cet homme avait autant d'informations sur votre fille?
Artık bir hava bükücüsünüz ve öğrenmeniz gereken yüzlerce yıllık bir kültür ustalaşmanız gereken bir yeteneğiniz var.
Vous êtes un maître de l'air. Vous avez des millénaires de culture à apprendre. Tout un art à maîtriser.
O gelen şeylerin arasında Jasper'ın kızının hayatını mahveden bir iblis de var mı?
Ça inclut un démon du cercle intérieur qui a terrorisé la fille de Jasper.
Allan'la iniş çıkışlarımız oluyor ama güzel bir hayatımız var.
Allan et moi avons des hauts et des bas mais nous avons une bonne vie.
Peki Bay Darcy'nin kızın ölümüyle ilgili bir şeyler yapmış olabileceğine dair düşündüğün sebep var mı?
Et il y a-t-il une raison qui te fait penser que Monsieur Darcy a quelque chose à voir avec sa mort?
Kızıllar dediğimiz, bayan Stangard gibi, bir sürü çili ve lekesi olan bir tür var.
Il y a une espèce appelée... Les roux, comme Mlle Stangard, ont de nombreuses taches de rousseur, ou des marques.
Bay Carson'ın yatırım olarak bir yer alabiliriz ve belki de misafir evi veya kiralık olarak kullanırız gibi bir düşüncesi var.
Mr Carson s'est mis en tête que nous pourrions investir tous deux dans une maison, peut-être en faire un gîte ou la louer.
9 yaşında bir kızı var.
Elle a une fille de neuf ans.
Bir kız arkadaşın var.
Tu as une petite amie.
Klinik kullanılamaz halde, o yüzden bu okul artık bir hastane sayılır. Ve herkesin yardımına ihtiyacımız var.
La clinique est inutilisable, alors ce lycée est un hôpital maintenant, et on a besoin de l'aide de tout le monde.
Gördüm ki şehirde kırmızı şimşeğe benzer bir şey için ihbarlar var. Soyguncuları durduran, yanan binadaki insanları kurtaran biri için.
Il s'avère qu'il y a eu des rappports sur une trainée rouge autour de la ville voleur arrêté, sauvetage de personnes d'un immeuble en feu.
Espheni çocukları taşımak için bu yolu kullanıyor. Ve tanrı bilir nereye götürüyorlar. Bu demek oluyor ki yolun sonunda kızımı bulmam için lanet bir şansımız var.
Les Esphenis empruntent ces routes pour traîner les enfants Dieu sait où, ce qui signifie qu'il y a une petite chance que ma fille soit au bout de la route.
Küçük bir de kızı var adı Cassie.
Il a une fille nommée Cassie.
Uzun saçlı bir kızılderili gören var mı? !
Quelqu'un a vu un indien au cheveux long?
bir kız vardı 25
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kız mı 24
bir kızla tanıştım 24
bir kızımız 16
bir kızılderili 16
vardı 193
varoş 16
vargas 68
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kız mı 24
bir kızla tanıştım 24
bir kızımız 16
bir kızılderili 16
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23