Bir sorun yok translate French
2,230 parallel translation
Küçük bir köpeğe sahip olmasında hiçbir sorun yok.
Je vois pas où est le problème.
Benim için bir sorun yok.
J'ai pas de problème avec ça.
O halıda bir sorun yok.
Ce tapis est encore très bien.
- Bir sorun yok ya?
- Tout va bien?
- Bir sorun yok gibi görünüyor.
- A moi il semble qu'elle y soit.
Bir sorun yok.
Rien du tout.
Gecikme konusunda bir sorun yok.
Il n'est pas question de délai.
Bir sorun yok, değil mi?
Tout va bien, n'est-ce pas? Oui.
Bir sorun yok. Bir sıkıntı yok, olmadı bir şey.
C'est bon, il a rien.
İyiyim. Bir sorun yok.
Ça va, tout va bien.
Eğer çözersen mükemmel olur, çözemezsen de bir sorun yok.
Si tu arrives à l'ouvrir, génial. Si ce n'est pas le cas il n'y aura pas de blâme.
- herhangi bir sorun yok..
Vous n'êtes pas en difficulté.
Cihazla ilgili bir sorun yok gibi.
L'appareil fonctionne bien.
İhtiyacı olan birini ameliyat ediyorsan bir sorun yok.
- Je m'en fous. Tu opères quelqu'un qui en a besoin?
Belini etrafında felaket yağlanma var sonra, kıçı düzgün ve kocaman, bilirsin, orada bir sorun yok.
Elle a de solides poignées d'amour et un beau gros cul.
Şimdilik bir sorun yok ama adamlarını daha dikkatli seçmen gerekiyor.
Pour le moment, rien à signaler. Mais il faudrait que tu choisisses mieux tes sbires.
Benim için bir sorun yok.
Je vais bien.
Demek ki gerçekten bir sorun yok.
Donc il n'y a vraiment pas de problème.
Bir de bacağımda hiçbir sorun yok.
Ma cuisse fonctionne bien.
Buna yedili majör akoru deniyor ve bir sorun yok.
Ça s'appelle un accord en 7e majeur, et c'est bon.
İkisinde de fiziksel herhangi bir sorun yok.
- Aucun d'eux n'a de lésion.
Gözünüzde bir sorun yok.
Vous n'avez rien aux yeux.
Tanrı'yla aramızda bir sorun yok.
Entre Dieu et moi, tout va bien.
- Bayan Cooper, bir sorun yok.
- Tout va bien.
Bunda bir sorun yok.
Y'a rien de mal à ça...
Bir sorun yok.
Elle va bien.
- Bir sorun yok değil mi?
Aucun problème?
Karnında bir sorun yok.
Pas de défense abdominale.
Beynimde bir sorun yok.
Le cerveau va bien.
Evet, dostum bir sorun yok.
Oué, oué, c'était du bon temps, mec.
Olağanüstü olduklarına şüphe yok,... ama tırmanış ekibi için tam bir sorun,... Jim Spickler ve Tim Fogg.
Indubitablement spectaculaire, mais problématique pour nos grimpeurs, Jim Spickler et Tim Fogg.
Dinamit çalışıyor, ama bir sorun da yok değil bunu hâli hazırda kanı olan ve canı yanan birine yapmak zorundasın. Böyle bir et yığınına değil.
Super boulot, mais tu vas devoir le faire sur quelqu'un qui en a encore et ressent la douleur, pas comme ce tas de chair.
Sorun konuda. Bunu tedavi etmemin güzel bir yolu yok.
Le problème est le sujet, il n'y a pas de manière plaisante de le traiter.
Sorun yok. Bir deprem daha oluyor sadece.
C'est bon, c'est juste un tout petit tremblement de terre.
Bir şey yok. Sorun ocak.
- Rien, c'est la gazinière.
Sorun yok. Bir şeyin yok.
Ça va, tout va bien.
Yani aramızda bir sorun yok..
- Alors...
Bir aydan uzun zamandır, bizimle çalışmadığını söylüyorsunuz. Bu yüzden sorun yok.
Si ça date d'il y a un mois, ce n'est plus notre problème.
Herhangi bir sorun var mı yok mu öğrenmek istiyorum.
Je voudrais juste vérifier que la réservation est faite.
Şöyle dersen : "O bir Yahudi." sorun yok.
Ça passe quand vous dites : "C'est un Juif".
Sorun şu, orada büyük bir soygun yapmaya değecek nakit para yok.
Le problème, c'est qu'il n'y a pas assez d'argent là-bas pour justifier un vol majeur.
Kocanız sıradan bir tiryaki ise sorun yok, fakat beni bir arasaydı...
Si votre mari était un fumeur ordinaire, ce serait simple, mais il est dans cela...
Sorun değil, bunda bir numara yok.
N'y voyez aucune malice.
- Dışarıda sorun yok. Seçim merkezlerinden raporlanan bir olay yok.
Tout est calme, rien à signaler dans les bureaux de vote.
Sorun yok Bols. Seni bir daha vurmayacağım.
Vous bilez pas, Rothchild, je vais pas vous tirer dessus.
Bunda bir sorun yok.
C'est bon.
O zaman, ortada bir sorun var, çünkü Kentucky'e gitmek istemiyorsun ve burada bu şartlar altında kalmanın da imkanı yok.
Tu ne veux pas retourner là-bas, mais il est hors de question que tu restes ici.
Bir sorun yok dostum.
Amigo, y a pas de souci.
Endişelenecek bir şey yok. Hiçbir sorun çıkmayacak.
Pas d'inquiétude à avoir, tout va bien se passer.
Bir kaç da devriye ayarladım yani sorun yok, endişelenme.
Et j'ai des bateaux de patrouille, donc il n'y a pas de problème, Il ne faut pas s'en faire.
Evet, gerek yok, fakat kural ihlalin olmadığı sürece bir sorun olmayacaktır.
Si, mais ça va aller du moment que tu respectes le Code.
bir sorun mu var 1028
bir sorunum var 94
bir sorunun mu var 37
bir sorunumuz var 196
bir sorun var 192
bir sorun var mı 26
bir sorun çıktı 25
sorun yok 1746
yoko 23
yokohama 35
bir sorunum var 94
bir sorunun mu var 37
bir sorunumuz var 196
bir sorun var 192
bir sorun var mı 26
bir sorun çıktı 25
sorun yok 1746
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok muydu 30
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok muydu 30