English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir şey bilmiyorum

Bir şey bilmiyorum translate French

3,185 parallel translation
Bakın, Ceressus'un bu yan kuruluşu hakkında bir bilgim yok ve bu alım-satım işlemleri hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Je n'ai aucune connaissance sur les filiales de Ceressus et je ne sais rien de ces transactions.
Para hakkında hiç bir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien à propos de l'argent.
Percy ile ilgili bir şey bilmiyorum ama kutunun Ari'de olduğunu biliyoruz.
On sait pas si c'est Percy. Mais Ari a la boîte.
ama bir kurttu yetiştirme konusunda hiçbir şey bilmiyorum.
Je suis sa mère mais j'ignore comment élever un louveteau.
- Ben bir şey bilmiyorum.
Jeanette. Je ne sais rien.
Ben hiç bir şey bilmiyorum!
Je ne sais rien!
Bak, bir şey bilmiyorum. Kimseyi öldürmedim.
Écoute, je ne sais rien.
Herkes benden bir kızla dans etmemi bekliyor ve kızlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Tout le monde veut que je danse avec une fille. Mais je n'y connaît rien aux filles.
Ben bir şey bilmiyorum.
Vous savez que je ne savais pas. Non, je ne sais rien de tout ça.
- Haklı. Enerji hakkında bir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien à propos des énergies.
Sahibi olduğum şirketlerin hakkında bir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien à propos de ces compagnies que j'ai fait autour.
Bilmiyorum. Müzikle ilgili pek bir şey bilmiyorum.
Je n'y connais rien en musique.
Bu insanlarla kıyaslandığında ben hiç bir şey bilmiyorum.
Comparé à ces personnes, je ne sais rien.
Sana kendim hakkında her şeyi anlattım. Ama senin hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum. Kapalı bir kutusun.
Je vous ai tout dit à mon propos, mais je ne sais que si peu sur vous.
Bir şey bilmiyorum. Ben yanlış bir şey yapmadım. Neden buradayım ben?
Je ne sais rien, et je n'ai rien fait de mal, alors pourquoi diable suis-je là?
Ben polisin öldürülmesi hakkında bir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien à propos du meurtre d'un flic, mec.
Ondan sonra olanlarsa aslında ben de sizden fazla bir şey bilmiyorum.
Ce qui est arrivé ensuite... vous devinez aussi bien que moi.
Yumruk tokuşturma ile ilgili pek bir şey bilmiyorum aslında.
Je ne sais pas pour le check, en fait.
Şimdi, literatür hakkında ya da tarih hakkında bir şey bilmiyorum, ama sana bildiğim bir şey söyleyeceğim.
Maintenant, je ne sais rien sur la littérature ou l'histoire, mais je vais te dire ce que je sais.
Kore kültürü hakkında fazla bir şey bilmiyorum ama biraz dik durup annenden özür dilemeye bir son vermelisin.
Eh bien, je n'en sais pas beaucoup sur la culture coréenne, mais peut-être que tu devrais t'affirmer et arrêter de t'excuser auprès de ta mère.
Bundan başka bir şey bilmiyorum. Yemin ederim.
Je n'en sais pas plus.
Banka soygunu hakkında hiç bir şey bilmiyorum.
Je sais rien au sujet d'un cambriolage de banque.
Bence çok gülünç bir şey ama bilmiyorum. Bence denemeye değer. Bu...
Je pense que c'est ridicule, mais je ne sais pas, je pense qu'il pourrait y avoir du mérite à le faire.
Ama şık bir tatlı yapacağım, parfe, sufle ya da creme brulee gibi. Bilmiyorum, "A" sınıfı bir şey.
Mais je veux faire un très bon dessert comme un parfait ou une crème brûlé je sais pas, quelque chose en "A"
Bir şey yapmalısın! - Bir şey yapmalısın. - Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Il faut que tu fasses quelque chose!
Bir şey onu tutuyor Tess. Ne olduğunu bilmiyorum.
Quelque chose s'est emparée de lui.
Bu size bir şey ifade ediyor mu bilmiyorum ama... ama bana göre Kaptan olmak cehennemden farklı değil... efendim.
Euh... Ecoute, je ne sais pas si ça peut vouloir dire quelque chose pour toi... Mais je pense que tu es un leader du feu de Dieu, et que je continuerai à te suivre au combat n'importe quand, n'importe où, monsieur.
Ama sonra tamamen uyuşuk oldum, o zaman da Lorazepam ve bilmiyorum, yeni bir şey daha verdi.
Mais ça me shootait complètement, donc il m'a mise sous Lorazepam et... je sais pas, un truc nouveau.
Bu konuda bir şey bilmiyorum...
Bien sûr que non.
Niye böyle bir şey söyledi bilmiyorum.
Pourquoi il dirait quelque chose comme ça?
Ben başka bir şey düşünüyordum, ama nasıl olacağını pek bilmiyorum.
Et bien, je pensais à d'autres arrangements, mais je ne sais pas comment faire.
Ama açıkçası birbirinizi seviyorsanız bir şey almanız gerekir mi bilmiyorum.
mais honnêtement, je ne sais pas si vous avez besoin de prendre quoi que ce soit si vous vous aimez l'un l'autre.
Böyle bir şey yapmayı nasıl düşünürsün? Bilmiyorum.
Comment peut tu ne serait-ce que penser à faire quelque chose comme ça?
Ben sadece bir şey hakkında korkuyorum, bilmiyorum.
Je sais pas si je stresse pour rien.
Neden bilmiyorum, ama Emiri-chan'ın yüzünden başka bir şey göremiyorum.
Je ne sais pas pourquoi, mais je vois le visage d'Emili.
Bilmiyorum Önceden gelecekte oluşabilecek rahatsızlık ve acıları engellemek için böyle bir şey düşündüm.
Je ne sais pas, tu sais, ça me tuais préventivement, tu sais, pour éviter toute sorte de, euh, inconfort ou douleur dans l'avenir, et j'ai pensé...
Bir gün her şey değişti biliyorum ama her şeyi ne tetikledi bilmiyorum. - Düşün.
Un jour, quelque chose a changé, mais j'ignore ce qui l'a provoqué.
Önemsiz bir şey de olabilir, her şeyin anahtarı da olabilir. Bilmiyorum.
Soit rien, soit c'est la boîte de Pandore.
Eminim komik bir şey söylemişsindir ama onun kim olduğunu bilmiyorum.
Oh je suis sûr que c'est drôle mais je ne sais pas du tout qui c'est.
- Ben bilmiyorum, bir şey demedi.
Je ne sais pas. Elle ne me l'a pas dit.
Ona güvenebileceğimizi de nereden çıkardın? Bilmiyorum, sadece ona karşı bir şey hissettim.
Je sais pas, j'ai eu un pressentiment.
Senin hakkinda pek bir sey bilmiyorum ama... Ben elime bir gitar alip öyle herhangi biriyle çalmaya baslamam.
Je ne sais pas pour toi, mais je ne peux pas prendre une guitare et jouer avec n'importe qui.
Bilmiyorum, ama adam öldürmeye değecek bir şey olmalı.
Je ne sais pas mais ça doit être quelque chose qui vaut la peine de tuer.
Alırken George ufak bir şey isteyecek sandım ama Isaak tutuklandı. Benden istedikleri şeyi yapar mıyım bilmiyorum.
Quand je l'ai pris, j'ai compris que George allait me demander quelque chose, mais maintenant qu'Issak a été arrêté je suis pas sur de vouloir le faire ce qu'ils vont me demander de faire.
Ve onun parfümü aynı.. narenciye karışımı ve.. Bilmiyorum hindistan cevizi ya da onun gibi bir şey mi?
Et son parfum... c'est juste comme ça un sublime souple mélange de... de, d'agrume et... je sais pas - - noix de coco ou quelque chose?
Ne düşünüyordunuz bilmiyorum Bay Lyon,... ama Sey'e onu bir faşistle yan yana getirmek istediğinizi söylemeyeceğim.
Je ne sais pas à quoi vous pensiez, M. Lyon, mais je ne dirai pas à Sey que vous voulez le faire passer avec un fasciste.
- Yani, bak, Chris Sublette'e ne oldu bilmiyorum, ama Zac veya Dennis ona hiç bir şey yapmadı.
Bon, écoutez, je ne sais pas ce qui est arrivé à Chris Sublette, mais ni Zac ni Dennis n'a quelque chose à voir avec ça.
Bunun nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum ama anladığım kadarıyla bu işten paçayı kurtaracak gibi görünüyorsunuz.
Personnellement, je ne sais pas ce que c'est, mais j'ai tendance à croire que ça veut dire que vous retomberez sur vos pieds.
İçinde ne var bilmiyorum ama sana onu hatırlatacak yüzünde küçük bir tebessüm oluşmasını sağlayacak bir şey olabilir.
Je ne sais pas ce qu'il y a là-dedans, Mais à tout hasard ça pourrait te faire penser à lui, et dans ce cas mettre un sourire sur ton visage...
Bilmiyorum. Bir şey farklı geldi.
Je ne sais pas,... quelque chose que je ressens.
Başka bir şey var ama ne olduğunu bilmiyorum.
Il y a autre chose. J'arrive pas à dire quoi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]