Bir şey buldum translate French
2,467 parallel translation
Evet onlar aylardır kapalı. Sanırım bir şey buldum.
Ouais, ils ont été coupés depuis des mois, je crois que j'ai trouvé quelque chose
Bir şey buldum.
He. J'ai trouvé quelque chose
Bir şey buldum.
J'ai quelque chose.
Bay Reese, bir şey buldum.
J'ai trouvé quelque chose.
- Neredeyse her şey var. Eski, yeni, ödünç alınmış. Ayrıca mavi bir şey buldum.
vieux, nouveau, prêté, et hey, quelque chose de bleu.
Ve mükemmel bir şey buldum galiba.
Et je pense que j'ai trouvé la chose parfaite.
Sanırım bir şey buldum.
J'ai une piste.
Sanırım bir şey buldum.
Je crois que j'ai quelque chose.
Çok büyük bir şey buldum!
C'est énorme. C'est plus qu'énorme.
İç çamaşırını dükkanına girmiştim. Gerçi her gün oradayım çünkü sürekli büyüyorlar. Senin de hayatını değiştirecek bir şey buldum.
En tout cas, j'étais au magasin de soutifs, où je vais genre tous les jours, parce qu'ils n'arrêtent pas de pousser, et j'ai trouvé quelque chose qui va changer ta vie.
McGee, suç mahallinin yakınlarındaki kamera görüntüleri gelmedi mi? Hayır ama bir şey buldum.
Aucune surveillance vidéo près de la scène de crime?
Bir şey buldum.
J'ai trouvé quelque chose.
Hey, bir şey buldum... bu T.K. "Katil" Womack ve onun takımı.
Hey, j'ai quelque chose... c'est T.K "The Killer" Womack et sa troupe.
Bir şey buldum. Hangisi?
J'ai une piste.
Bir şey buldum.
J'ai quelque chose
Bir şey buldum.
Oh, mec. J'ai trouvé quelque chose.
- Petrowski ile ilgili bir şey buldum.
Hé. Je viens d'avoir une info sur Petrowski.
Tamam, bir şey buldum.
Ok, on a quelquechose.
Selam, Max. Bir şey buldum diyordun.
T'as un truc, alors?
Sanırım bir şey buldum.
OK, je pense que j'ai quelque chose.
Sanırım sana giyecek bir şey buldum.
Je pense que j'ai trouvé quelque chose que tu pourrais porter.
Ama daha çok hoşuna gidecek bir şey buldum.
Mais je pense avoir quelque chose qui va te plaire encore plus.
Bir şey buldum.
J'ai quelque chose ici.
- Bir şey buldum.
Sam, j'ai quelque chose pour toi.
Hey, O'hara, bir şey buldum.
Hey, O'Hara, j'ai quelque chose.
Dolabını biraz karıştırdım ve bu gece üstünde müthiş duracak bir şey buldum.
Eh bien, j'ai fouillé dans ton placard de rechange et j'ai trouvé quelque chose et j'ai pensé que tu auras un look de tueuse avec ce soir.
Ben bir şey buldum.
J'ai trouvé quelque chose.
İlgini çekebilecek bir şey buldum.
J'ai quelque chose d'intéressant.
Harvey, sanırım bir şey buldum.
Harvey, je crois que j'ai trouvé quelque chose.
Sanırım bir şey buldum.
Je pense que j'ai trouvé quelque chose.
HBİ'ne sızarken bir şey buldum.
J'ai trouvé un truc quand j'ai piraté ton EMC.
Ancak elimde TD sistemi olunca bütün gemiyi taradım ve çok daha değerli bir şey buldum.
Mais j'ai le système IV qui a scanné entièrement le vaisseau et il a trouvé quelque chose de bien plus précieux.
Sanırım bir şey buldum.
Hmm. Je pense avoir trouvé quelque chose.
Buraya uğradım çünkü evde muhtemelen Toby'nin isteyeceği bir şey buldum.
Je suis passé parce que... j'ai quelque chose qui fera plaisir à Toby.
Hey, geçen gün koridordaki dolapta bir şey buldum.
Hé, j'ai trouvé quelque chose dans le placard du couloir l'autre jour.
Sanırım bir şey buldum.
Je pense que j'ai quelque chose.
Efendim bir şey buldum.
J'ai trouvé quelque chose.
Wallen'la ilgili bir şey buldum.
J'ai quelque chose sur Wallen.
Samantha'yı öldüren her kimse benim bir şey bulmamdan korkuyordu. Buldum da. Kan izleri gördüm.
Celui qui a tué Samantha a eu peur que je trouve quelque chose, et c'est le cas.
Bir sürü şey buldum. AUTEC inanılmaz çılgın bir yer.
CAETS est follement étonnant.
Olağandışı bir şey yok ama çantasında bunu buldum.
rien d'inhabituel. Mais j'ai trouvé ça dans son attaché-case.
Bir şey buldum.
J'ai trouvé un truc.
Bir şey buldum.
Ils on...
Bir saniye, sanırım bir şey buldum.
[Tape sur le clavier]
Ayrıca internet harika bir şey çünkü kilisede çanların çaldığı bir turist videosu buldum.
Je suis déjà dessus... Et tu vas adorer Internet parce que j'ai une vidéo de touristes avec les cloches qui sonnent [cloches qui sonnent]
- Bir şey buldum galiba.
Une plaque apparait trois fois aujourd'hui.
Bir şey buldum.
J'ai rencontré quelqu'un.
Ben bir şey... buldum.
Eh bien... quelque chose.
Donnelly şimdiye kadar bir şey bulamadı ama sanki ben bir şeyler buldum gibi.
Donnelly n'a rien trouvé, mais je crois avoir quelque chose.
Bir şey buldum.
J'ai trouver quelque chose.
Alıp gidecek bir şey buldum.
Voler un objet et partir.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46