Bir şey söylemedi translate French
1,079 parallel translation
Bana borcu senin üstlenmenle ilgili bir şey söylemedi.
Mais il ne m'a pas parlé de subrogation en votre faveur.
- Bu lokantacı bir şey söylemedi mi?
Le gargotier a rien dit?
- Hayır, farklı bir şey söylemedi.
- Non, rien de nouveau.
Doktor Kaarna bir şey söylemedi.
Dr Kaarna n'en a pas parlé.
Hal böyleyken, neden Tiresias bir şey söylemedi?
Dans ce cas, pourquoi Tirésias n'a-t-il rien dit?
Yogoro hiçbir şey söylemedi, ama efendimizin çocuğunu doğurmuş bir metresle evlenmekten mutluluk duyacağını zannetmiyorum.
Yogoro se tait. Devoir épouser une ancienne concubine, déjà mère, en plus!
Neden Jacqueline bana hiç bir şey söylemedi?
Jacqueline ne m'en a pas parle!
Mine, ayrıldığımızdan beri bebek hakkında bir şey söylemedi
Elle ne m'avait jamais parlé de cet enfant.
Yatak odasında bir şeyleri gözden geçiriyordum ki, kapıyı açtığını işittim, hiçbir şey söylemedi.
Je vérifiais un truc dans la chambre et je l'ai entendu ouvrir la porte, mais il n'a rien dit.
- Evet. - Sanık şunu söylesin olayın gerçekleşmesinden bir gece önce adı geçen kurban size herhangi bir adamla cinsel ilişki yaşadığını söyledi mi? - Hayır, böyle bir şey söylemedi.
Dites-moi aSussé, Avant la nuit des faits, la victime vous avait avoué qu'elle avait entretenue des rapports marital aveS un autre homme?
- Bir şey söylemedi.
- Il n'a rien dit là-dessus.
Ama bilmiyorum. Bana bir şey söylemedi.
Non, il ne m'a rien dit.
- Neden bir şey söylemedi o zaman?
- Pourquoi elle ne l'a pas dit?
Ama kimse bir şey söylemedi...
Personne n'a parlé de...
Hiç bir şey söylemedi.
Il ne répondait pas.
Bay Koestler bir toplantıda. Bana bir şey söylemedi.
- Un talent dont j'ai hérité.
Bana bir şey söylemedi.
Il ne m'a rien dit.
Bana kimse bir şey söylemedi.
Keough? Personne m'a prévenu.
Üç hafta boyunca hiçbir şey söylemedi. Sonra bir gün birden şöyle dedi...
Pendant 3 semaines, il ne dit rien, puis, un jour...
Yani, herhangi bir kişiyi işaret eden bir şey söylemedi.
Il ne m'a rien révélé concernant l'enquête.
Başka bir şey söylemedi mi?
Il n'a rien dit d'autre?
Ailemin mevcut durumundan kurtulmamla ilgili bir şey söylemedi. Ama "Bir işe ihtiyacınız var Bayan Beale." dedi.
Pour me sortir de ma famille, il m'a dit : "ll vous faut un job, Mlle Beale."
Bu konuda bir şey söylemedi.
Elle n'a rien dit.
Başka ne dedi? Başka bir şey söylemedi mi?
Que t'a-t-il dit d'autre?
Peki ya bir şey söylemedi mi?
Elle n'a rien dit?
Bana bir şeyler söyleyebilecek olan adam hiçbir şey söylemedi, sonrada Missouri Nehri'nde boğulup gitti.
Le seul qui aurait pu m'aider ne m'a rien dit du tout. Il s'est noyé dans le Missouri.
- O, bir şey söylemedi ki.
- Non, il n'a rien dit.
Sen ona bir şey söylemedin, o da sana söylemedi.
Tu lui dis rien, il te dit rien non plus.
Bu konuda kimse bir şey söylemedi bana.
On ne m'en a rien dit.
Şu ana dek kendisine karşı kullanılabilecek bir şey söylemedi.
Il n'a encore rien dit qu'on puisse retenir contre lui.
O ilk önce politikadan bahsetti, sonra okumaya devam etti başka da bir şey söylemedi.
Au début il était question de politique, après ils ont lu tout à l'avenant et n'ont pas dit quand ils finiraient.
Başka da bir şey söylemedi.
Elle ne m'a rien dit d'autre.
Bundan sonra Ida önemli bir şey söylemedi ama tuhaf bir şekilde ağzını açtı.
Ida resta muette, mais ouvrit bizarrement la bouche.
Pekâlâ,... dostum başka bir şey söylemedi.
Non... mon ami ne m'a rien raconté d'autre.
Hayır, bana bir şey söylemedi,... bir kelime bile.
Non, il n'a rien dit. A moi, il ne m'a rien dit!
Kimse bir şey söylemedi.
Non.
Bize bir şey söylemedi.
Il nous a rien dit.
Hiç bir şey söylemedi mi?
Elle t'a rien dit sur moi?
Ama kimse ona bir şey söylemedi. Çılgına döndü.
Ça l'a rendu fou.
Kimse kalp krizi hakkında bir şey söylemedi.
- Je crois qu'il ne respire plus.
Ve bu arada, vasiyet çılgınlığıyla uğraştığınız için kimse saç modelimle ilgili bir şey söylemedi.
Au fait, avec toute cette démence, personne n'a commenté ma coiffure.
- Kimse bir şey söylemedi.
- On m'a rien dit. Je croyais...
Başka bir şey söylemedi mi?
Et rien d'autre?
Bir şey söylemedi, normalmiş gibi davrandı, ama öyle allak bullak olmuş birini ömrümde görmedim.
Elle ne dit rien, elle veut avoir l'air normal, mais... Je ne l'ai jamais vue si affligée. à la craie blanche sur un banc de jardin.
- Bana bir şey söylemedi.
Oh non! Charlotte! - C'est moi.
Çünkü Amerikalılar bana bir şey söylemedi.
Par les Russes?
O bir şey söylemedi ki, benim kararım.
- C'est moi qui ai voulu y aller.
Bana bile söylemedi. Ama bir şey olmuş olmalı. Ona bir şey olmuş olmalı.
Mais quelque chose a dû lui arriver.
Hayır, hayır, bana bir şey söylemedi.
Non, elle ne m'a rien dit.
Bilmiyorum. Lauderdale'de bir şey ama söylemedi.
Une embrouille à Lauderdale, je ne sais pas au juste.
Kimse sana milyoner olmanın kolay bir şey olduğunu söylemedi, öyle değil mi?
Mais c'est pas rose tous les jours d'être milliardaire.
bir şey söylemedim 16
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17