Bir şey yapmayacağım translate French
635 parallel translation
Böyle bir şey yapmayacağım!
Je ne le ferai pas!
Böyle bir şey yapmayacağımı bilirsin.
Je ne t'en fais jamais.
- Öyle bir şey yapmayacağım.
- Certainement pas.
Davanızın başarıya ulaşması için saçma sapan bir şey yapmayacağım.
Je ne suis pas assez stupide pour vous aider à classer l'affaire.
- Ona bir şey yapmayacağım.
N'aie crainte.
Merak etme baba. Asla öyle bir şey yapmayacağım.
Jamais, Papa, ne t'inquiète pas.
O olmadan hiç bir şey yapmayacağım
Je ne ferai rien sans!
Katiyen böyle bir şey yapmayacağım.
Je ne ferai rien de tel.
Bu gece rahibin onaylamayacağı bir şey yapmayacağımıza söz veririm.
Ce soir, rien que le prêtre n'approuve pas.
Bu zamana kadar asla bir erkekten para almadım, şimdi de öyle bir şey yapmayacağım.
Je n'ai jamais pris l'argent des hommes, je ne vais pas commencer.
Sorun nedir, Parker? Bir şey yapmayacağım.
Qu'est-ce qu'il y a?
Bununla ilgili bir şey yapmayacağım.
Je ne veux pas m'en mêler.
Yanlış bir şey yapmayacağımı bilir.
Elle sait que jamais je ne ferais quelque chose de vraiment mal.
Sana hiç bir şey yapmayacağım.
Je ne vous ferai rien maintenant.
Merak etme, kimseye bir şey yapmayacağım.
Sois tranquille, je ferai de mal à personne.
Böyle bir şey yapmayacağım.
Je n'en ferai rien.
Biliyor musun, bu saatte kahvaltıya oturmak çok garip geliyor. Önümde hiç bir şey yapmayacağım uzun bir gün var.
Ça fait drôle de penser... que toute la journée je n'aurai rien à faire.
Bir şey yapmayacağım, Pat.
Je ferai rien, Pat.
- Dinle! Onları sadece buradan çıkar! Bu konuda herhangi bir şey yapmayacağım!
Il est hors de question que j'accomplisse une telle corvée.
Böyle bir şey yapmayacağım.
- Il n'en est pas question.
- Böyle bir şey yapmayacağım.
- Pas question.
Bir şey yapmayacağım.
l don t want to do anything.
Bir şey yapmayacağım.
Je ne te veux rien.
- Bedenen, bir şey yapmayacağım.
- Physiquement, rien du tout.
Bir şey yapmayacağım.
Je ne vous ferai pas de mal.
Tanrı aşkına, sana bir şey yapmayacağım ki.
Seigneur, je ne vais pas te faire de mal.
Yine başlama! - Ne? Bir şey yapmayacağım.
Tu ne vas pas commencer!
- Bir şey yapmayacağım. Canın acımayacak.
- Tu n'auras pas mal.
# Bana jandarma demiyorlar # # Yanlış bir şey yapmayacağım #
Ne me donnez pas le nom de gendarme, celui qui arrache des cris et des larmes.
Arayı sabote etmek için bir şey yapmayacağım.
Ne t'en fais pas, je ne saboterai pas la voiture.
Sizlerin resmi onayı olmadan ve sizden bir yanıt almadan hiçbir şey yapmayacağım.
Toutefois, je ne ferai rien sans avoir reçu... votre consentement et votre réponse à tous deux.
Anlıyorsun ya, çünkü seninle hiç bir şey yapmayacağım ya da sana.
Je vais rien faire avec toi. Je vais rien te faire.
Özel bir şey yapmayacağım.
- Oh, rien de spécial.
Sakın yapmayacağım bir şey yapmaya kalkma. Bunu biliyorsun.
Ne fais pas ce que je ne ferais pas.
Yapmayacağım tek bir şey olurdu, Doc.
Il y a une chose que je ne referais pas...
Yapmayacağım başka bir şey daha var.
Il y a autre chose que je ne ferais pas.
Uğruna savaşılacak bir hayatım var ve bunu korumak için... bu dünyada yapmayacağım şey yoktur.
Je ferai n'importe quoi pour les sauvegarder.
- Bir şey yapmayacağım.
Rien.
Şerif bir şey yapmayacağı için... adamlarım, yasayı kendilerinin uygulaması gerektiğini düşündü.
Vu que le shérif ne fait rien, mes hommes pensaient rendre justice eux-mêmes.
Benim yapmayacağım bir şey yapmayın.
Suivez mon exemple.
Senin için kimsenin kimseye yapmayacağı bir şey yaptım.
J'ai plus fait pour vous qu'un officier devait le faire.
Bir şey yapmayacağım! Sadece bir öpücük!
Rien qu'une petite caresse.
Charlotte, elimden gelse senin için yapmayacağım bir şey yok.
Je ferais n'importe quoi pour toi.
Bir kadınla asla yapmayacağım bir şey...
La seule chose que je fais jamais avec une femme...
Hayır Reiting, öyle bir şey yapmayacağım.
Je ne le ferai pas.
Kumar oynayıp, hile yapıyorum ama yapmayacağım bir şey var.
J'ai joué et triché aux cartes mais il y a une chose que je ne fais pas.
Bu asla yapmayacağım bir şey.
Je ne ferais jamais ça.
Yapmayacağım bir şey yapma.
Pas de bêtises!
Bir şey yapmayacağım sadece kitapların arasına koyacağım.
Je me borne à le glisser entre deux livres.
Bir şey yapmayacağım sadece kitapların arasına koyacağım.
Je ne lui ferai rien, juste le ranger entre des livres.
Jerry, bebeklerimi ve karımı korumak için dünyada yapmayacağım bir şey yok.
Jerry, je ferais tout au monde pour protéger mes gamins et ma femme.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46