English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bu kadın

Bu kadın translate French

14,611 parallel translation
Bu kadın hakkında bir şeyler bilebilecek başka biri daha var.
Il y a une autre personne qui devrait savoir des choses sur elle.
Pekala, bu kadını hatırlıyorum...
Je me souviens de cette femme...
Killian, bu kadın Neal ve Marian'ı öldürdü.
Killian, elle a tué Neal et Marianne.
Bailiff, bu kadın beni tehdit ediyor, çıkarın onu buradan.
- cette femme menace... - Partez maintenant.
"Eski bir terzi olan bu kadın, Washington'un en güvendiği savaş ajanı olmuştu."
Une ancienne couturière qui était devenue le soldat auquel Washington avait le plus confiance en temps de guerre.
Bu kadının bir adı var mı?
Est-ce que cette femme a un nom?
Bu kadın intiharın eşiğinde bir uyuşturucu bağımlısıydı.
Cette femme était une droguée au bord du scuicide
Bu kadın, Zoom'dan kaçmak için Linda'yı öldürmeye razıydı ama şimdi de Zoom'u yakalamamıza yardım etmeye mi razı?
C'est la femme qui voulait tuer Linda pour échapper à Zoom, et maintenant elle veut nous aider à l'attraper?
Bu kadını hayatımda ilk defa görüyorum.
Je n'ai jamais vu cette femme auparavant.
Bu kadın öylece gökten inmedi ya.
Cette femme n'est pas tombée du ciel.
- Kim bu kadın?
Qui est cette femme?
Bu kadının yok edilmesini istiyorum.
Je veux détruire cette femme. Ce n'est pas elle.
Evet, çok haklısın. Şimdi paranı hak edip bu kadını hezimete uğrat.
Maintenant faites votre job et sortez cette femme.
- Bu önemli mi? - Bu kadının hayatını mahvedebilirsin.
Vous pourriez ruiner la vie de cette femme.
Büyücü değil ya bu kadın.
Elle n'est pas magicienne.
Diplomatik plakayı görmüyor mu bu kadın Tanrı aşına?
Elle n'a pas vu les plaques diplomatiques, pour l'amour de Dieu?
Bu kadın hayatta.
Celle-lĂ est vivante.
Çünkü bu kadının bir ruhu yok.
Parce qu'elle n'a plus d'âme.
Bu geceye kadar ne çıkarmam gerektiğini bilmiyordum. Sonra bu kadın orta doğu dili konuştuğunu söyledi.
Je ne savais pas quoi en penser jusqu'à ce soir, et ensuite cette femme là, elle pense qu'elle parle un langage du Moyen Orient, tout comme Sara.
Bu kadın da kim?
Qui est cette femme?
Biletimiz bu kadın.
C'est notre entrée.
Eğer bu kadının bize bilgi ulaştırma şansı varsa bu şansı kullanmamız lazım.
S'il y a une chance que cette femme puisse nous fournir des informations, on doit la saisir.
Bu kadının ne gördüğünü bilmem gerek.
Je dois entendre ce que cette femme a vu.
Bu kadın burada köyde çalışıyor.
Cette femme travaille ici, au village.
Yani Rosalee'yi kaçıran çocuklar bu kadını kaçıranlar olabilir mi diyorsunuz?
Quoi, tu dis que ce sont les mêmes gamins qui ont pris Rosalee et qui ont pris la fille?
Bu kadını daha önce gördün mü?
Avez-vous déjà vu cette femme?
Kim bu kadın?
Qui est cette femme?
Eğer bu kadın Taylor Shaw'sa, babam masum demektir.
Si Jane Doe est Taylor Shaw, alors Papa est innocent.
Kim bu kadın?
Aucune idée de qui elle est?
Neden bu kadının vücudu bulmacalarla dolu?
Pourquoi le corps de cette femme est couvert d'énigmes?
Doğum günü kızımız Ainsley'ye altılı grup içinde bu resmi gösterdim. Mary'yi, Ken Song'la öpüşen kadın olarak teşhis etti.
J'ai montré cette photo à Ainsley, la fille dont c'était l'anniversaire, et elle l'a reconnue entre six photos, et a identifié Mary comme la femme qui roulait des pelles à Ken Song.
Ve bu Dickerhoof denen kadın, Chip'i öyle bir heyecanlandırmış ki adam kamera karşısında ona Reggie'yi sabote ettiğini söylüyor...
Et cette Dickerhoof, elle a tellement manipulé Chip qu'il lui avoue devant la caméra qu'il a saboté Reggie...
Minyon kadın, ama bir bijon anahtarını savurarak birini arkasından şaşırtıyorsun bu, skoru eşitleyebilir.
Elle est petite, mais si on surprend quelqu'un par derrière en balançant un démonte-pneu, ça peut le faire.
Kadının eline bu kadar harika bir savunma vermemizin bir sebebi var mı?
Pourquoi lui donnons-nous une aussi bonne défense?
Bu kadın.
Cette femme.
- Bu da Lady Aurora. Muhteşem bir kadın.
Dame Aurora, elle est magnifique.
Onlara gerçekte kim olduğunu gösterene kadar sana saygı duymayacaklar. Bu yüzden yaşlı kadınların boğaz eşarplarını takacaksan, yaşlı kadın keçileri alacaksan.
Personne ne te respectera jusqu'à ce que tu montres qui tu es, alors si tu comptes porter des foulards de grand-mère...
Bu zamana kadar tanıdığım en güçlü kadın sensin.
vous êtes l'une des femmes les plus fortes que j'ai jamais rencontré.
Ve kadının vücudu bu dövmelerle kaplı.
Et elle en est recouverte.
... bu sabah iki saatliğine kapalıydı. Ve sayfaya bir Rus yetkilinin 2 hayat kadınıyla ilişkiye girdiği video yüklendi.
... a été pratiquement fermé deux heures ce matin, remplacé par des images de ce dignitaire couchant avec deux prostitutées.
Bu kıyafetler içerisindeyken Maxi Paddy "Kadın Pedi" yim. Ağır Regl'in acımasız düşmanı.
Dans cette tenue, je suis Maxi Absorbant, la féroce némésis de Pertes Rouges.
Bu gece Ağır Regl ile ismini unuttuğum bir kadın arasında geçen harika bir maç var. Ama bunun müstehcen bir kelime oyunu olduğuna eminim.
Gros match en prévision ce soir entre Pertes Rouges et une femme dont j'ai oublié le nom et qui doit être un jeu de mots salace.
- Bence bu adam da... - Odda. -... yanındaki üstü başı dökük kadın sahtekâr.
Je crois que cet homme, et le sac de chiffons avec lui, sont des imposteurs.
Başka bir kadın bu sanrıyı tehdit edince de psikotik nöbet geçiriyor.
Quand d'autres menacent cette illusion, elle subit un trouble psychotique.
- Bir kadın olarak söyleyebilirim ki, Bu iş tatlı bir alkışla bitmeyecek.
En tant que femme, je te le dis, t'attends pas à des applaudissements.
Bu güne kadar her kadın.
Et ben, toutes les femmes.
Bu kadını daha önce görmüş müydün?
Avez-vous déjà vu cette femme avant?
Bu o kadın.
C'est elle.
Genlerini her yere yaymış ama aktardığı gen babadan geçen bir gendi. Yani bu demek oluyor ki... O kadın hedef değildi.
Il a répandu ses gènes partout, mais le marqueur est transmis de père en fils, ce qui signifie...
Bu genç kadının ne kadar inanılmaz dudak uçuklatan derecede güzel olduğunu ve bu cücenin ne kadar kısa ve çirkin olduğunu fark eden tek kişi ben miyim?
Quelqu'un a-t-il remarqué combien cette jeune femme est incroyablement, étonnamment belle, et combien cet homme est petit, foutrement moche et puant?
Bu arada, bugünkü işi çoğunluğun yararına olduğu için kabul etmedin 100.000'e karşı 24 ya da her neyse... işi kabul ettin çünkü çaresizce yardım isteyen bir kadın gördün.
Oh, et au fait, Tu n'as pas pris le job d'aujourd'hui dans l'intérêt de tous- - 100,00 contre 24 ou peu importe- - tu l'as pris parce que tu as vu une femme dans le besoin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]