English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Endişe etmeyin

Endişe etmeyin translate French

292 parallel translation
Endişe etmeyin, Monsenyör Chanut.
N'ayez crainte.
Endişe etmeyin. Yıllardır gizli tuttum.
Personne ne s'en est jamais douté!
Endişe etmeyin, Bayan Regina.
Vous inquietez pas, Mlle Regina.
Endişe etmeyin. Arkadaş canlısıdır.
Elle est très affectueuse.
Pekala, endişe etmeyin Doktor, kanepede uyuyacağım.
Ne vous inquiétez pas, docteure. Je vais dormir sur le divan.
Endişe etmeyin.
Ne vous inquiétez pas.
Endişe etmeyin Baş komiser.
Il n'y avait pas lieu de s'inquiéter.
Kartımı kaybederseniz endişe etmeyin. Bende daha çok var.
Si vous perdez la carte, j'en ai beaucoup d'autres.
Endişe etmeyin Bayan Simmons.
Ne vous inquiétez pas.
Endişe etmeyin. Ben hallederim.
- J'en fais mon affaire.
Endişe etmeyin Bay Walters.
Ne vous en faites pas, M. Walters.
Onun için endişe etmeyin.
Ne vous inquiétez pas.
- Hiç endişe etmeyin.
- Ne vous inquiétez de rien.
Endişe etmeyin.
Eh bien, ne t'inquiète pas.
Endişe etmeyin.
Pas de panique.
Endişe etmeyin, kuralımız böyle.
Faites pas attention. On a nos habitudes.
Endişe etmeyin.
Soyez tranquille.
Endişe etmeyin. Yasa dışı girişinizden dolayı sizi suçlamayacağım.
N'ayez crainte, je n'entends pas vous imputer le délit de rapatriement clandestin.
- Bir de, endişe etmeyin.
- Ne vous inquiétez pas.
- Bunun için endişe etmeyin.
- Ne vous inquiétez pas.
Endişe etmeyin Bay Foster.
Mais ne vous en faites pas, M. Foster.
Öyleyse, daha canlı dans edelim..... ve birden fenalaşıyor gibi yaparsam endişe etmeyin.
Un peu plus vif le mouvement. Restez calme, je vais feindre un malaise.
Endişe etmeyin...
Rassurez-vous.
Ama endişe etmeyin.
Mais ne vous inquiétez pas.
Sizi nerede bulabilirim. Altına ihtiyacım olursa ben sizi bulurum endişe etmeyin, hoşçakalın!
Si j'ai besoin d'argent je reviendrai.
- Endişe etmeyin, ben ilgilenirim.
- Je vais m'en occuper.
Sizin için gerçeği ortaya çıkaracağım. Endişe etmeyin, dostlar.
Je ferai éclater la vérité, croyez-moi.
Endişe etmeyin... Önemli değil
Ce n'est pas grave.
Bu yüzden Roma'ya giden 2 numaralı uçağın yolcuları endişe etmeyin.
Les passagers du vol No 2, à destination de Rome, relax.
Bu konuda endişe etmeyin.
Ça doit faire partie du spectacle. Ne vous inquiétez pas.
Evet, efendim sınıra gidip tüm işin icabına bakacakmış, hiç endişe etmeyin.
Et comment vous marcherez après? C'est toujours tout droit.. OH MERDE..
Endişe etmeyin, kocamla konuşma şansınız olacak tamam mı?
N'ayez crainte. Vous aurez l'occasion de parler à mon mari. Compris?
Endişe etmeyin.
Vous n'avez rien à craindre.
Ama endişe etmeyin, onu yakalayacağız!
Ne vous inquiétez pas, on l'attrapera!
Dostlarım, endişe etmeyin.
Mes amis, ne vous inquiétez pas.
Daha fazla endişe etmeyin.
Vous faites plus de mouron.
Endişe etmeyin.
Ne vous inquietez pas.
Plays için endişe etmeyin. Dün gece tamamladım.
Craignez rien, j'ai appris les feintes hier soir.
Bay Treves, benim için endişe etmeyin.
M. Treves, ne vous inquiétez pas pour moi.
Endişe etmeyin bayanlar ve baylar.
Ne vous en faites pas.
Endişe etmeyin, o bulup halleder!
- Ne vous inquiétez pas. Il le trouvera.
Endişe etmeyin. Geçecek.
Bougre, ça passera.
Endişe etmeyin sorun yok, korkmayın. Sadece Boğa idi.
Non, non, ne vous en faîtes pas, ce n'est que le Taureau.
- Endişe etmeyin bayan. Zarar vermez, Cujo çocukları sever.
Ne vous inquiétez pas, il adore les enfants.
Onlarla ilgileneceğim. Endişe etmeyin.
Je prendrai soin d'elles, ne vous inquiétez pas.
Bu konuda endişe etmeyin.
Nous n'avons pas à nous inquiéter.
Endişe etmeyin dostlar, 22 görevi çizik bile almadan atlattım.
Je m'en suis tiré de 22 missions sans une égratignure... alors, les gars, ne vous en faites pas pour moi.
Endise etmeyin. Reklamlarimizda adiniz olmayacak.
- Motus et bouche cousue!
Endişe etmeyin efendim.
Ne vous inquiétez pas.
Endişe etmeyin.
Par où sont-ils allés? Rassure-toi.
Endişe etmeyin diye.
- Pour pas vous inquiéter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]