English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Endişe etme

Endişe etme translate French

1,008 parallel translation
Endişe etme.
Du calme.
Henry, dava için sakın endişe etme diyordu
"Ne te désespère pas pour cette affaire."
Endişe etme Gogarty. Seni çıkaracağım.
- Je vous tirerai d'affaire.
- Kızdan ne haber? - Endişe etme.
- Où est la fille?
Endişe etme.
Ne t'inquiète pas.
Endişe etme Tarzan. Bizler avcı değiliz, bilimadamıyız.
Nous sommes des savants, Tarzan, pas des chasseurs.
Endişe etme, oğlum.
T'inquiète pas.
Endişe etme, kendimi koruyacağım.
Je me protégerai, n'aie pas peur.
Endişe etme, Smith. Tehlikeyi atlattı.
Smith, le danger est passé.
Senden hissî isteklerde bulunurum diye endişe etme.
Je n'ai qu'une chose à vous offrir...
Onun için endişe etme. Hiçbir yere gidemez.
Vous n'avez pas besoin de vous dépêcher.
Endişe etme!
Ne vous en faites pas!
Onun için endişe etme.
Ne t'inquiète pas.
Endişe etme.
Ne t'en fais pas.
Bu konuda endişe etme, Seigfried.
Ne vous en faites pas, Siegfried.
Endişe etme, senin hatan değil.
Ne vous inquiétez pas. Ce n'est pas votre faute.
Endişe etme Brick.
T'inquiète pas.
Hiç endişe etme, canım.
Ne t'en fais pas.
Eskiden yaptığın gibi dök içini. Biçimsellikten endişe etme.
Parlez librement, sans vous soucier de la forme.
İnsanların ne düşündüğü hakkında fazla endişe etme.
Ce que pensent les gens importe peu.
- Endişe etme, hayatım.
Quelle jolie mariée!
Endişe etme, hayatım.
Pas de voitures.
Evet Ethel teyze, Elwood çok mutlu. Elwood için endişe etme.
Oui, tante Ethel, il est heureux, ne vous inquiétez pas pour lui.
Endişe etme. Ben onu bulurum.
Ne vous inquiétez pas, je vais le trouver.
Endişe etme, incitmez.
Ne vous inquiétez pas. Il faut du temps.
- Endişe etme.
- Ne vous en faites pas.
Lütfen hiç endişe etme. Wanda yarın iyi olacak.
Je t'assure que demain, Wanda sera sur pied.
Endişe etme.
Ne craignez rien.
- Böyle şeyler için endişe etme.
Ne t'occupe pas de ça.
Ruhun için de endişe etme.
Et vous en faites pas pour votre âme.
Fakat endişe etme.
Mais ne t'en fais pas.
Endişe etme.
Je sais comment faire.
Sen benim mevkim için endişe etme.
Ne vous mêlez pas de mes affaires.
Ve benim için endişe etme.
laisse-moi, ne crains pas pour moi.
Hiçbir şey. Endişe etme.
Ce matin, je n'ai fait que regagner tant de choses que j'avais perdues.
Endişe etme.
Aucune cause d'alarme.
Endişe etme, yakında eski haline dönersin.
T'inquiète pas, bientôt, tu iras mieux.
Boş yere endişe etme.
Ne te fais pas de mauvais sang pour rien.
Lütfen, beni yaralamasından endişe etme.
Si c'est une précaution pour moi, elle est inutile.
O konuda endişe etme.
Ne vous inquiétez pas de ça
O adam için hiç endişe etme.
Ne vous inquiétez pas pour lui.
Endişe etme.
Ne vous en faites pas.
Çocuk için endişe etme.
Ne vous en faites pas.
Dünyanın düzeni için endişe etme, genç.
N'essayez pas de refaire le monde, mon garçon.
Demiş ki : " Sen endişe etme, bebek.
" Ne t'inquiète pas pour moi, bébé.
Endişe etme.
Ne vous inquiétez pas, maître.
Endişe etme.
Ne vous inquiétez pas.
- Endişe etme.
- Ne vous inquiétez pas.
Endişe etme.
Pas d'inquiétude.
- Endişe etme.
Ça va aller.
Benim için endişe etme.
Laisse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]