Eğer bilseydim translate French
490 parallel translation
Milyonerler ve balayına çıkanlar hariç herkesi alırsın. Hayır, Yüzbaşı. Eğer bilseydim buraya onu...
Millionnaires retraités et jeunes mariés, hein?
Eğer bilseydim, ayrılmanı istemeyebilrdim.
- Si je le savais, je ne voudrais.. .. peut-être plus partir.
Eğer bilseydim...
Si j'avais su...
- Tabii, eğer bilseydim...
- Si j'avais su...
Eğer bilseydim.., Anlamanı istiyorum... o zaman geri dönmem için nedenim olmazdı.
Si vous aviez connu mon mari, vous auriez su qu'il avait une raison de ne pas partir à ma recherche.
Ve eğer bilseydim, yapacak gücüm olmazdı sanırım.
Et si je le savais, je ne crois pas que j'en aurais la force.
Eğer bilseydim ona daha iyi bir şeyler ayarlardım.
Si j'avais su, je lui aurais confié un meilleur poste.
Eğer bilseydim, teorimi ispat edebilirdim. Değil mi?
Si on le savait, je pourrais prouver ma théorie, n'est-ce pas?
Ki mezun olduktan 4 sene sonra başımıza böyle bir şey geldi. Eğer bilseydim her dakikamın tadını çıkarır, istediğim her şeyi yapardım.
Si j'avais su que la guerre allait éclater si vite, quatre ans après ma majorité, j'aurais profité de chaque instant.
Eğer bilseydim, bunu söylemek aklından bile geçmezdi.
Si je le savais, tu n'aurais pas eu besoin de cette formule.
İnanın bana, Dr Linden eğer bilseydim kesinlikle size söylerdim.
- Croyez-moi, Dr Linden, je vous le dirais certainement, si je le savais.
Eğer bilseydim ben kendim bildirirdim...
Je l'aurais fait moi-même si j'avais su que...
Eğer bilseydim...
Si seulement j'avais su.
Eğer bilseydim.
Si j'avais su.
Eğer bilseydim, burada olmazdım.
Si je le savais, je ne serais pas ici.
- Eğer bilseydim...
- Si j'avais su!
Ve eğer bilseydim... bana ne kazandırırdı?
Et si je savais quelque chose, qu'y aurait-il pour moi?
Eğer bilseydim bile bu beni zerre kadar rahatsız etmezdi.
Mais il ne m'eût pas gêné de le savoir.
Eğer 20 dakika süreceğini bilseydim.
Mais j'ignorais qu'il dure 20 minutes...
Eğer sizi kurtarmakla başıma gelecekleri bilseydim, sizi asla...
Si j'avais su... je vous aurais laissé
Eğer böyle hissettiğini bilseydim... geçen hafta onu ziyaret etmeye gitmezdim.
Si j'avais su, je n'aurais pas été faire sa connaissance.
Eğer kim olduğunu bilseydim, gider polise söylerdim.
Si je savais qui c'est, je le dénoncerais à la police! Tous devraient le faire!
Eğer sizin geleceğinizi bilseydim, özel yemekler pişirirdim.
Si j'avais su que vous veniez, j'aurais fait un effort.
Eğer birlikte olabilmemizin tek yolunun bu olduğunu bilseydim bilmiyorum, belki onu öldürebilirdim.
Si je m'étais dit que c'était le seul moyen, je l'aurais peut-être tué.
Böyle olacağını bilseydim eğer...
Si j'avais su tous les détails. Avant...
Eğer bunu cevabını bilseydim, şimdi burada olmazdım.
Si je connaissais la réponse je ne serais pas ici.
Eğer bunu bilseydim...
Si j'avais su ça avant...
Eğer Kimbrough'u peşine Mary için düştüğünü bilseydim buraya gelmene engel olurdum.
Si j'avais su que tu poursuivais Kimbrough à cause de Mary, je t'aurais empêché de venir ici.
Bir bilseydim eğer.
Vous auriez pu venir me voir.
Ve eğer evlenmek üzere olduğunu bilseydim buraya hiç gelmezdim.
Et je ne serais pas venue si j'avais su que tu allais te marier.
Eğer onların kötü adamlar olduğunu bilseydim, asla onlarla birlikte olmazdım.
Avec eux, j'aurais jamais fini en mauvaise compagnie.
Eğer arkadaşlarınızı getireceğinizi bilseydim bir şeyler ayarlardım.
Si j'avais su, j'aurais préparé quelque chose.
Eğer orada insan olmadığını bilseydim...
Seulement si j'avais la certitude qu'il n'y ait pas d'humains.
Eğer böyle olacağını bilseydim sana hemen söylerdim.
Si j'avais su, je t'aurais annoncé la nouvelle avant.
Eğer senin ne düşündüğünü bilseydim.
Si seulement je savais... ce que tu penses.
Eğer kararını verdiysen, hiçbir şey yapamam ama bilseydim seni kurtarmazdım.
Si ta décision est prise, je ne peux rien y faire. Mais si j'avais su, je ne t'aurais pas sauvé la vie.
Eğer kung fu bilseydim onlara bunu tattırırdım!
Ce n'est pas de la boxe chinoise! Si je la connaissais, je vous en ferais goûter!
Doktor, eğer öyle bir izlenim bıraktığımı bilseydim, ayrılır ve bir daha da geri dönmezdim.
Si j'avais su que je donnais cette impression, je serais parti.
Dinle, eğer beni daha çok seveceğini bilseydim, pasaklı olurdum.
Si je pensais qu'elle me préférerait comme ça, je serais désordonné.
Eğer nasıl yapılacağını bilseydim, ben de lanet yeri 7 kat göğe kadar patlatırdım!
Si je le pouvais, je détruirais cet endroit!
Böylece 7 milyonluk ödül de buraya gelmiş oldu. Eğer Dominique'in arkadaşı olduğunu bilseydim Böyle kaba bir şekilde hoşgeldin demezdim.
Les ennemis de la confrérie sont nos amis, mais un homme qu'ils détestent au point d'offrir 7 millions pour sa capture est un héros.
İsterim ki... İstemem. eğer yakında bir kedi olduğunu bilseydim.
Surement pas, si je sais qu'il y a un chat dans le coin.
Eğer senin vampir kostümü giyeceğini bilseydim...
Si j'avais su que tu allais te déguiser en vampire...
Sevmemekte haklı olduğunu söyleyebilirim ama eğer neden olduğunu bilseydim, biraz yardımı olurdu, acım biraz daha azalırdı.
Vous avez sans doute raison, mais... ça m'aiderait un peu, je souffrirais moins si je savais pourquoi.
Eğer hemen böyle pes edeceğini bilseydim en başından sana aşık olmazdım hiç.
Si j'avais su que tu me quitterais comme ça, je ne serais jamais tombée amoureuse de toi.
Size bir şey söyleyeyim. Eğer o zamanlar, şimdi bildiklerimi bilseydim, bu küçük kaza başıma gelmezdi.
Mais entre nous... si j'avais su, je n'aurais pas eu mon petit accident.
Eğer'Gevşek Mesane'yi ve tazı pisliğini kastettiğini bilseydim, muhtemelen, onları kendi sularında kaynamaya bırakırdım.
Si tu m'avais dit Bitenpoire et l'étron du chien des Baskerville, je les aurais laissés mariner dans leur jus!
Eğer senin benimle ilgileneceğini bilseydim, yıllar önce gelirdim.
Mais si j'avais su que vous étiez ici et que vous vous occuperiez de moi, je serais venu, il y a des années.
Eğer yaşadığı yeri bilseydim Tabi ki giderdim.
Je le ferais, si je savais où elle habite.
Eğer mutluluğunuzun söz konusu olduğunu bilseydim... onu becermezdim.
- Si elle l'était, je la sauterais pas.
Eğer bu dünyada bu kadar kısa kalacağını bilseydim, seninle evlenmek için çalardım.
Si j'avais su que tu aies si peu de temps j'aurais volé l'argent pour t'épouser.
bilseydim 57
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer o 55
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer ben 51
eğer öyle olsaydı 20
eğer varsa 60
eğer sakıncası yoksa 54
eğer isterseniz 86
eğer ölürsem 16
eğer olursa 24
eğer mümkünse 45
eğer yapabilirsen 22
eğer ben 51
eğer öyle olsaydı 20
eğer varsa 60
eğer sakıncası yoksa 54
eğer isterseniz 86
eğer ölürsem 16
eğer olursa 24
eğer mümkünse 45
eğer yapabilirsen 22