Eğer varsa translate French
6,760 parallel translation
Eğer varsa sende istermisin?
Si j'en trouve, t'en voudras aussi?
eğer varsa tabi. Ne yap... Bir planın mı var... yoksa sadece ilgiyi buraya mı çekmeye çalışıyorsun?
As-tu un plan, ou essaies tu juste d'attirer l'attention par ici?
Ve eğer varsa, müvekkilim sağ salim dışarıya çıkar, yani...
Et s'il y en a, mon client sera libéré de toute charge donc...
Eğer yolunu çizdiysen ve banka kasalarında bir ton paran varsa olursun.
Tu le fais si tu es sur une série de victoires et que tu as des tonnes de cash dans des coffres sécurisés.
Eğer sevdiklerinizi aramak için hastanemize gelirseniz kaybettiğiniz birileri varsa lütfen acil servisin girişini kapatmamaya özen gösterin.
Si vous venez à l'hôpital pour chercher un être cher, si... si vous avez perdu quelqu'un, alors... s'il vous plaît, ne passez pas par les urgences.
Eğer bu dünyada sana iyilik borçlu olan birisi varsa o da Daniel Frye'dır.
Si quelqu'un sur terre te doit un service, c'est bien Daniel Frye.
Eğer yapabileceğim bir şey varsa...
Si je peux aider en quoi que ce soit...
Eğer kalan bir şey varsa onları yok etmeme engel olan tek şey Aria'ya yardımcı olabilme olasılığı. Yardım etmeme izin verirse.
S'il n'y a plus rien, la seule chose qui m'empêche de les brûler est la possibilité que ça aiderait Aria, si elle me laissait aider.
Eğer Cehennem Melekleri filminin bize öğrettiği birşey varsa, o da, insanların yaşlanıp unutulduktan sonra en iyisini yaptığı gerçeğidir.
Si le film Expendables nous a appris quelque chose, c'est que les gens sont meilleurs quand ils sont vieux et tombés dans l'oubli.
Eğer evde bir adam varsa her şeyi dinlerler.
S'il y a un homme à la maison, elles écoutent.
Pekala, Eğer umut varsa, belki.
S'il y a de l'espoir, peut-être.
Eğer söyleyecek bir şeyin varsa, söyle.
Si vous avez quelque chose à dire, dites-le.
Ama eğer bebeği kurtarmanın bir yolu varsa...
Mais s'il y a une façon que vous pouvez sauver le bébé...
- Eğer üzerinde kıyafet varsa etmez.
- Oui, quand on est nu.
- Eğer iznim varsa bir hafta kadar.
- Une semaine, si cela vous convient.
Eğer David Lee'nin bununla bir ilgisi varsa, buna bahse girerim.
Si David Lee a quelque chose a faire là dedans, j'en suis sûr.
Eğer içinizden bu durumdan hoşnut olmayan biri varsa buradaki komik arkadaşlarınıza teşekkürlerinizi sunabilirsiniz.
Et si l'un d'entre vous n'est pas d'accord, il peut remercier votre ami ici.
- Eğer bedava içki varsa. - Ah.
S'il y a un open bar.
- Zamanın varsa eğer.
- Si tu as le temps.
- Diz çökmen gerek, eğer aklın varsa.
En t'agenouillant, si tu es sage.
Eğer yardım edebileceğim bir şey varsa...
Si je peux faire quoique ce soit pour...
Jack, bak eğer onca şeyin burayla ilgisi olmadığın dair bir fikrin varsa..
Jack, écoute, si tu savais combien de choses ne tiennent pas debout ici...
Eğer eldivenlerinin altında demir yumrukların varsa tüm rakiplerine yıldızları saydırırsın.
Tous tes adversaires ont une mâchoire en verre quand tu as des poings d'acier sous tes gants.
Eğer hayatta kalan varsa onları da getireceğiz.
Si il y a des survivants, Nous les ramèneront ici.
Eğer gerçekten problem varsa bir cevap alabiliriz.
On est supposés avoir une réponse de son équipe s'il y a un problème.
Eğer bir cennet varsa orada topuyla oynayabilir, değil mi?
Si le paradis existe, il pourra y jouer avec.
Eğer tıkanıklık varsa, bunu halledebiliriz.
Si il y a des blocages, nous pouvons nous en occuper.
Eğer komplikasyon varsa, onu da hallederiz.
Si il y a des complications, on peut s'en occuper aussi.
Ama eğer bundan biraz da olsa şüphen varsa bana karşı daha nazik olmayı düşünebilirsin.
Mais si tu es inquiète, tu pourrais penser à être moins pétasse avec moi.
Eğer bir paket yedek ampul varsa, bana yavaş yavaş söyle.
S'il y a des ampoules de rechange, dites-le moi.
Eğer bir açıklaman varsa tabii.
Si vous pouvez l'expliquer.
Çünkü eğer Matty ile düzeltmen gereken şeyler varsa benim de ertelediğim ödevlerim var.
Parce que si tu as un truc à mettre au point avec Matty, J'ai des devoirs pour l'école que j'ignore.
Eğer şüpheleriniz varsa...
Si vous avez... un doute...
Eğer hala buradayken bana sormak istediğin bir şey varsa cevaplamaktan mutluluk duyarım Bea.
Ce que j'essaie de vous dire est que je pense avoir fait tout ce que je pouvais pour vous.
Eğer aşkta bir şansınız varsa Bay Vermeer kullanın onu.
Si vous avez une chance en amour, Mr. Vermeer, prenez la.
Ve ofis sandalyenizi tekerlekli seçtim ama eğer başka bir tercihiniz varsa onu sipariş edebiliriz kesinlikle.
Nos avons pris la chaise Aeron, mais si avez d'autres préférences, nous pouvons surement commander autre chose.
Ama eğer yanınızda reçeteniz varsa size en yakın eczaneye kadar eşlik edebilirim.
Mais si vous avez une ordonnance sur vous je peux vous conduire à la pharmacie la plus proche.
Eğer parlak bir fikri olan varsa ya da Doktor geri gelirse, durdururuz.
Si quelqu'un a une bonne idée, ou si il revient, ça s'arrête.
Eger onlari buradan gönderecek birisi varsa o da sensin.
Si quelqu'un peut les faire sortir des là, c'est toi.
Bir anlamı varsa eğer, Aurora'nın düşüncesiz eylemleri beni dehşet içinde bıraktı... ama seni temin ederim... eğer buradan tek parça halinde çıkarsam... Cami'ye hiçbir şey olmayacak.
Pour ce que ça vaut, j'étais horrifié par les actions intentionné d'Aurora, mais, je t'assure, Cami ira bien, tant que je sors d'ici intact.
Hayatı boyunca bütün o katlandıklarıyla, buna dayanabilecek biri varsa eğer, o da Tituba'dır.
Avec tout ce qu'elle a enduré dans sa vie si il y a quelqu'un qui peut tenir le coup c'est elle.
Eğer güvenle Cumhuriyet Şehri'ne dönmüş olsan, daha rahat ederdim. Üzgünüm ama eğer Zaofu'da bir hava bükücü varsa, sonraki durağımız orasıdır.
Je préférerais que tu sois en sécurité à Republic City. c'est là qu'on va.
... ve eğer senin kendi yolun varsa Ahmad hepimizin var.
Si vous obtenez ce que vous voulez, Ahmad... ce sera notre sort aussi.
Eğer Julie haklıysa ve içinde bir bomba varsa eğer- -
Si Julie a raison pour la bombe, je ne sais pas quoi faire.
Eğer bir köstebek varsa, onu başkası bulmadan önce kendim bulmalıyım.
Si il y a une taupe, je dois la trouver moi même avant quelqu'un d'autre.
Eğer krediye ihtiyacımız varsa belki Vizago bu iki droidi de alır.
On a besoin de crédits. Vizago rachètera peut-être ces droïdes.
- Eğer okulda hala sinyal varsa olabilir.
Je ne sais pas si le signal est toujours à l'école.
Eğer memnun olmam gereken bir şey varsa o da senin burada olmandır.
Mais si je dois l'être, je suis content de t'avoir.
Eğer sabah güncellemesinden önceki bir kalkış varsa Avustralya ya da Yeni Zelanda gibi, hâlâ hatasız yazılımı kullanıyorlardır.
Alors, s'il y en a qui ont décollé avant la mise à jour de ce matin par exemple un vol venant d'Australie ou de Nouvelle-Zélande, ils pourraient encore avoir le bon logiciel à bord.
Eğer bir yol varsa, o yol Maebh Arden'dan geçer.
S'il y a un moyen, le moyen est Maebh Arden.
- Eğer banka kasasında bir ton nakdin varsa olursun.
Tu le fais si tu as une tonne de liquide dans un coffre.
varsa 36
varsayalım ki 19
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
varsayalım ki 19
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer isterseniz 86
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45
eğer olursa 24
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer isterseniz 86
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45
eğer olursa 24