Geri dönmek zorundayım translate French
162 parallel translation
Üzgünüm, seni giderken bekleyemeyeceğim, ofise geri dönmek zorundayım.
Je ne peux pas attendre que tu sois partie, je dois retourner au bureau.
- Ne kadar büyük bir hayalkırıklığı. Pazartesi sabahı ilk trenle geri dönmek zorundayım.
Je sais, chère Miss Prism, mais mon instinct m'a dit que vous en aviez un.
Önceden olduğu gibi geri dönmek zorundayım o halde. Önceden yaptığım şeyleri yapmalıyım.
Alors je dois repartir et faire comme si de rien n'était.
Geri döneceğim. Geri dönmek zorundayım.
Je reviendrai, il faut bien.
Geri dönmek zorundayım.
Je dois y retourner.
Zalim denize geri dönmek zorundayım.
Retour à cette mer cruelle?
Bakın, efendim, Robinson kalesine geri dönmek zorundayım.
Je dois rentrer à Fort Robinson.
Kasabaya geri dönmek zorundayım.
Il faut que je retourne en ville.
Geri dönmek zorundayım.
Il faudra que je parte.
Maureen, geri dönmek zorundayım.
Maureen, je dois y retourner.
Hayır, iki gündür hiç uçuş yoktu ve normal uçuş güvenliği sağlanana kadar da olmayacak. Geri dönmek zorundayım.
Ça dure depuis 2 jours et le trafic ne reprendra que lorsque la situation sera réglée.
Cuma günü işe geri dönmek zorundayım.
Vendredi je retourne au travail.
Keşke ben çıkmadan anlatsaydınız çünkü geri dönmek zorundayım ve öyle ya da böyle bu hikayeyi yazacağım.
Il fallait le dire avant, on m'attend au journal, et mon papier doit sortir.
- Oyuna geri dönmek zorundayım.
- La partie reprend.
Geri dönmek zorundayım.
Je dois rentrer.
- Kata geri dönmek zorundayım.
- Je dois retourner travailler.
Geri dönmek zorundayım. O kadar.
Je dois y retourner, c'est tout.
Geri dönmek zorundayım, okula dönmek zorundayım
Il faut queje retourne en classe
Geri dönmek zorundayım, okula dönmek zorundayım
Il faut queje retourne En classe
İşe geri dönmek zorundayım, OK?
Je dois retourner travailler.
Geri dönmek zorundayım. - Neden? - Zorundayım.
Je suis obligé.
Ama buraya ait olmadığımı fark ettim ve geldiğim yere geri dönmek zorundayım.
Mais j'ai compris que ma place n'est pas ici et que je dois rebrousser chemin.
Buraya kendi icat ettiğim bir zaman makinesiyle geldim ve yarın 1985 yılına geri dönmek zorundayım.
Je suis venu dans une machine à remonter le temps que j'ai inventée et demain je dois rentrer à l'an 1985.
Öğleden sonra ofise geri dönmek zorundayım.
Je dois faire un saut au bureau, cet après-midi.
Geri dönmek zorundayım.
J'ai fait mon devoir, je dois rentrer.
Tiyatroya geri dönmek zorundayım.
Viens, je t'invite.
Dinle, gerçek yaşamıma geri dönmek zorundayım.
Ecoutez, je dois partir retrouver ma vraie vie.
- Diğerleri için geri dönmek zorundayım.
Non. Je dois y retourner. Pour les autres.
Ofise geri dönmek zorundayım.
Je dois retourner au bureau.
Oraya geri dönmek zorundayım.
Je dois me remettre en selle.
Kaptan, annemin zihnine geri dönmek zorundayım.
Capitaine, je dois retourner dans l'esprit de ma mère.
Sıvı durumuma geri dönmek zorundayım ama beni seyredip aval aval bakmanı istemiyorum.
Je dois retourner à mon état liquide et je n'ai pas envie que vous restiez là à me regarder bouche bée.
İşe geri dönmek zorundayım.
Je dois retourner bosser.
Gemiye geri dönmek zorundayım! Hava tankımı patlatacağım.
Il faut que je regagne le vaisseau.
Otobüse geri dönmek zorundayım.
Il faut que j'attrape mon bus.
8.000 kişi, Worf... Onlar ölmek zorunda. Ben istasyona geri dönmek zorundayım çünkü tedavi edilmem gerekiyor
8 000 personnes doivent mourir parce que je dois partir me faire soigner pour un mal que je ne sens même pas.
Ama Viyana'ya geri dönmek zorundayım.
Je vais devoir retourner à Vienne. Emmène-moi.
Ben, aa, birkaç iş için Lincoln'e geri dönmek zorundayım.
Faut que j'aille à Lincoln pour régler quelques trucs.
İşe geri dönmek zorundayım.
Je retourne travailler.
Geri dönmek zorundayım. Yapılacak doğru şey bu.
Je dois y retourner, c'est normal.
Geri dönmek zorundayım.
Je dois repartir.
Sanırım geri dönmek zorundayız.
Je crois qu'il faut faire demi-tour.
Geri dönmek zorundayım, okula dönmek zorundayım
Hélas!
O yüzden, sakıncası yoksa işime geri dönmek zorundayım.
Alors si ça ne vous dérange pas, je vais continuer mon travail.
Bir araba bulalım. Geri dönmek zorundayız.
On va rentrer en stop à Villa Dulce
İşime geri dönmek zorundayım.
Je retourne au boulot.
Oraya geri dönmek istiyorum. Zorundayım...
Je veux me remettre en selle.
Yine de köpeği almak için şehre geri dönmek zorundayız sonra, yatırdığımız depozitoyu geri almak için.
Qu'est-ce qu'on pourrait faire?
Peki ala, geri dönmek zorundayım.
Il faut que je rentre.
- Geri dönmek zorundayım.
Faut que je parte.
Tarihe geri dönmek zorundayım.
- Quoi?
geri dönmek istiyorum 28
geri dönmek istemiyorum 21
geri dönmek güzel 22
zorundayım 57
geri zekalı 308
geri zekâlı 75
geri dön 997
geri istiyorum 22
geri ver 111
geri gel 638
geri dönmek istemiyorum 21
geri dönmek güzel 22
zorundayım 57
geri zekalı 308
geri zekâlı 75
geri dön 997
geri istiyorum 22
geri ver 111
geri gel 638
geri getir 23
geri çekil 905
geri döndü 106
geri döneceğim 286
geri dur 89
geri gelecek misin 32
geri git 182
geri gelecek 78
geri gelmeyecek 30
geri döndün 87
geri çekil 905
geri döndü 106
geri döneceğim 286
geri dur 89
geri gelecek misin 32
geri git 182
geri gelecek 78
geri gelmeyecek 30
geri döndün 87
geri dönmeyeceğim 51
geri dönüyorum 52
geri çekilin 1056
geri dönme 24
geri döndüm 161
geri döneceksin 37
geri geliyor 54
geri dönecek 75
geri gelin 133
geri döndüğümde 39
geri dönüyorum 52
geri çekilin 1056
geri dönme 24
geri döndüm 161
geri döneceksin 37
geri geliyor 54
geri dönecek 75
geri gelin 133
geri döndüğümde 39