Gitmedim translate French
2,493 parallel translation
Yatağa hiç gitmedim.
Je suis pas allé au lit.
Eve gitmedim.
Je ne suis pas rentré.
Hiç okul dansına gitmedim.
Je ne suis jamais allée à un bal.
Hayır hiç gitmedim ama bir ara gitmeyi düşünüyorum.
Tu es déjà allé dans une crêperie? Non, mais j'y ai pensé.
Ve üniversiteye gitmedim diye artık bana bağırmayı kesmeni istiyorum.
Et arrête de me gueuler dessus pour pas être allé en fac.
Kusura bakma. Ben uzay kampına gitmedim.
Je n'ai pas suivi ce cours.
- Bu yüzden ortaokula gitmedim ben.
On est au collège ou quoi?
Hayır, Tufts Üniversitesine gitmedim...
- Non, pas à Tufts...
Zindana falan gitmedim.
Je ne suis jamais allé dans un donjon.
Daha gitmedim.
J'y suis pas allée encore.
İki haftada bir, yeni bir cenazeye gitmem için izin veriyorlardı, ama hiçbirine gitmedim.
Une semaine sur deux, on m'autorisait à aller à un enterrement, mais je n'y allais jamais.
Hiç gitmedim. Kulağa çok romantik geliyor.
- J'aimerais y aller, ça a l'air bien.
Hiç gitmedim.
Je ne suis pas parti.
Hiç gitmedim ama tek bildiğim oranın Kentucky olmadığı.
C'est si bien? Je ne sais pas, mais ce n'est pas le Kentucky.
hayır, gitmedim ama bence tam olarak böyle.
Non, mais il me semble que c'est exactement comme ça là-bas.
Ben geçimimi sağlamak için barmenlik yapıyorum ve üniversiteye de gitmedim.
Pour vivre, je sers de l'alcool. J'ai pas fait la fac et Amber veut pas.
Gitmedim.
J'y suis pas allé.
Hayır, kapattığımızdan beri pek gitmedim.
Non, rarement depuis qu'on l'a fermée. Pourquoi?
Burada olduğum süre boyunca, oraya hiç gitmedim.
Je n'y suis jamais entré.
- Arkadaştık çünkü ben oradaki... - Hayır, Gabriel, ben Harvard'a gitmedim.
On était amis, car j'étais le concierge.
- Hiç gitmedim.
- Et toi, Lilly?
Arabayla gitmedim, tamam mı?
Je n'ai pas conduit.
Jersey City'de. Hiç gitmedim oraya.
Jersey City, je n'y suis jamais allé.
Dur, bekle, daha gitmedim.
Attends, je suis pas sorti.
Şİmdi bay Torres, onu tanımıyorum diye yalan söylediniz, onunla buluşmadım deyip, yalan söylediniz, dairesine gitmedim diye yalan söylediniz, ve onunla sevişmedim deyip, yalan söylediniz!
Vous avez menti en disant ne pas la connaître, vous avez menti sur votre rencard, sur votre présence chez elle, et sur vos relations sexuelles!
O ses yüzünden mi kiliseye gitmedim bugün? !
Je suis pas allé à l'église à cause de ça?
Travis, bu olayı liseden üniversiteye geçen arkadaşlarımla 100 sefer yaşadım, onlar gitti,... ben gitmedim,... onlar okuldan döndüklerinde çok havalılardı,... ve biliyor musun hala kaç tanesiyle sıkı fıkıyım?
- J'ai vécu ça 100 fois, avec mes potes du lycée qui sont allés à la fac et moi, pas. À leur retour, j'étais has-been. Combien j'en revois?
Pazar günü okula gitmedim, yani Tanrı da cin gibi 3 istek şeklinde mi iş yapıyor bilmiyorum ama işte isteğim şöyle : Rachel ile çıkmak harika. Ama o bu konularda fazla ahlaklı davranıyor ve ben de deliriyorum.
Je ne sais pas si Dieu fonctionne comme un génie mais voilà. mais elle est coincée et ça me rend fou. mais ça reste des seins de fille et j'aimerais vraiment les toucher.
Gitmedim.
- Je n'ai rien fait.
Ama onunla ilişki yaşamıyordum. Ayrıca New Jersey'e, bir motelde buluşmaya falan da gitmedim.
Mais je ne couchais pas avec lui et on ne s'est pas retrouvés dans un motel.
Pekâlâ. Tamam. Direk bara gitmedim.
Je me suis arrêté dans un tabac en allant au bar.
Tuvalete onunla kavga etmek için gitmedim ki. Demek istediğim, ben tuvalete onunla tüm bu refakatçi kız saçmalığı hakkında konuşmak için gittim.
- Je ne voulais pas me battre avec elle, je voulais juste lui parler de ce truc débile de marraines.
Maça gitmedim.
Je ne suis pas allée au match.
Üzerine gitmedim.
J'ai été gentil.
Kırgızistan'da yaşamıyorum, hatta oraya hiç gitmedim o halde nasıl olur da kuruyemiş ve kımız için 1200 dolar harcamış olabilirim?
Je vis pas au Kyrgyzstan, J'y suis même jamais allé, alors comment j'ai pu dépenser 1 200 $ en snacks et une yourte?
Ayrıca Beyrut'a da gitmedim.
Non, mais à Beyrouth non plus.
Ben hiç Chicago'ya gitmedim.
Je n'ai jamais été à Chicago.
- Gitmedim. Siz biletleri alırken kendim yazdım.
J'ai écrit ça pendant que vous achetiez les billets.
Beni takip ederken bu yerlerin hiçbirine gitmedim ama evet, sanırım mümkün.
Je ne suis pas allé là-bas pendant qu'elle me suivait, mais... je suppose que c'est possible.
Japonya'ya hiç gitmedim.
Je ne suis jamais allé au Japon.
Baba, sadece kayıt yapmaya gitmedim, tamam mı?
Papa, j'ai oublié de m'inscrire. C'est tout.
Çekip gitmedim Beni orada istemiyor.
Je n'ai pas filé. Il ne veut pas de moi.
Yok, gitmedim.
Pas du tout.
- Harvard'a gitmedim ki.
- Je ne suis pas allé à Harvard.
Gitmedim.
Jamais.
Hayır, henüz gitmedim.
Non, pas encore.
Oraya bu amaçla gitmedim.
C'était pas prémédité.
Ben de tırstım ve o zamandan beri gitmedim oraya.
J'ai eu peur et j'y suis pas retourné.
Pekala, bugün işe gitmedim.
- D'accord, c'est faux.
Hayır, gitmedim.
Je ne crois pas.
Oraya hiç gitmedim. Sanırım...
J'y suis jamais allé, enfin...
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmem lazım 361
gitmelisin 203
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmedi 39
gitmek 43
gitme 1049
gitmem lazım 361
gitmelisin 203
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmedi 39
gitmem gerekiyor 305
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102
gitmelisiniz 56
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102
gitmelisiniz 56