English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Gitme vakti

Gitme vakti translate French

1,215 parallel translation
İşe gitme vakti.
C'est l'heure d'y aller.
Gitme vakti geldiğinde öbür kızlara arabada beklemelerini söyledim.
En partant, j'ai dit aux autres de m'attendre dans la voiture.
Hadi, gitme vakti.
Viens, on y va.
Eve gitme vakti geIdi.
Il est temps de rentrer.
Gitme vakti.
C'est l'heure de rentrer.
Pekâlâ, Red. Artık ufak arkadaşın için eve gitme vakti geldiğini düşünmüyor musun?
Ok Red, tu ne crois pas qu'il est temps que ton ami rentre chez lui?
- Yatağa gitme vakti Alice.
- Au lit, Alice. - Attends...
Gitme vakti. Hemen!
Il est temps de vous en aller!
Gitme vakti. " Neden?
- Il faut sortir, maintenant.
Hadi çocuklar, gitme vakti geldi.
Allez, il faut y aller.
- Gitme vakti geldi...
- C'est le moment d'y aller...
Gitme vakti.
C'est l'heure d'y aller.
Kalk, okula gitme vakti.
Il y a école.
Beni sevdiğinizi biliyorum ve konukseverliğinize minnettarım. Ama artık gitme vakti geldi.
Je me plais ici, et je vous remercie tous, mais j'ai besoin de changement.
- Gitme vakti.
- ll est temps de partir.
- Pekala, Dougie. Gitme vakti geldi.
En route.
- Gitme vakti.
- Il est temps de partir.
Sanırım gitme vakti.
Je crois qu'il est temps de partir.
Bu kaçıklar evinden gitme vakti geldi.
Tirons-nous de cet asile de fous.
Yoluna gitme vakti geldi.
Il est temps que tu vives ta vie.
Gitme vakti, Car! Tamam.
C'est l'heure de rentrer.
- Hadi Lisa, gitme vakti.
Tu viens Lisa? On s'en va.
Gitme vakti, Greta.
On y va, Greta.
Pekala, artık gitme vakti geldi.
Bon, allez, il est temps de partir.
Hadi Butters. Gitme vakti.
- Viens, on a rendez-vous.
Gitme vakti.
Nous devons partir.
Tam bir arkadaş edinip onunla süt içecekken bir bakıyorsun, gitme vakti gelmiş.
A peine j'invitais un ami à boire du lait chez nous, qu'on partait.
Buradan gitme vakti geldi.
Il est temps de partir.
Gelin çocuklar. Gitme vakti.
Venez, les enfants, on s'en va.
Hadi, uyuyan güzel, işe gitme vakti.
Allez, la Belle au bois dormant, il est l'heure d'aller bosser.
Gitme vakti.
C'est l'heure.
- Çıkın! - Gitme vakti.
On se barre.
Gitme vakti geldi mi?
Oh, c'est l'heure d'y aller?
Gitme vakti!
- It s time to leave!
- Dinle... - Gitme vakti Koç Jones.
Il faut y aller, coach!
Gitme vakti. Gitme vakti.
Il faut y aller.
Üzgünüm, bayan. Gitme vakti geldi.
Excusez-moi, mamzelle.
Hadi, gitme vakti.
Allez, descends.
Gitme vakti canım.
Faut partir.
Gitme vakti.
Il est temps d'y aller.
Hadi canım, gitme vakti geldi.
On doit rentrer, mon coeur.
Gitme vakti.
Il faut y aller maintenant.
Annenin gitme vakti geldi.
Votre mère doit aller de l'avant.
Hadi tatlım, gitme vakti. Buraya gelirken bir gölü kürek çekerek geçtiğini söyledi.
Elle dit avoir traversé le lac à la rame pour venir.
Hadi yatağa gitme vakti.
Allez, il est temps d'aller se coucher.
Gitme vakti.
Il faut que tu y ailles.
Gitme vakti geldi.
On y va!
Gitme vakti!
Ouvrez!
Gitme vakti.
Il faut partir.
Saat 4 : 05. Gitme vakti.
- Il est 16 h 05.
- Eğer arkadaşım gitme vakti diyorsa, gitme vaktidir!
Si ma copine veut partir, je pars!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]