Gitmen gerekiyor translate French
838 parallel translation
Tuvalete gitmen gerekiyor mu?
Qu'est-ce qui se passe...?
Hemen gitmen gerekiyor. Beni duydun mu?
Partez, vous entendez?
Hemen mi gitmen gerekiyor?
Il faut foncer?
- Hemen odasına gitmen gerekiyor.
- Vous devriez aller dans son bureau.
Neden doğrudan gazeteye gitmen gerekiyor?
Pourquoi dois-tu aller maintenant au journal?
Robert, gitmen gerekiyor.
Va-t'en.
- Ne zaman gitmen gerekiyor?
- Quand dois-tu partir?
Anlaşılan kendin gitmen gerekiyor, Jeffords.
Faudra y aller toi-même, Jeffords!
- Steve, neden kasabaya gitmen gerekiyor?
- Pourquoi tu vas en ville?
Artık gitmen gerekiyor.
Il faut y aller, mon gars.
Kar yağmadan gitmen gerekiyor.
Tu décamperas avant que la neige tombe.
Şimdi gitmen gerekiyor, Henrik.
Tu vas partir, Henri?
- Ne zaman gitmen gerekiyor?
- Quand pars-tu?
Şimdi Bosra ile gitmen gerekiyor.
Tu dois partir avec Bosra.
Gitmen gerekiyor, oğlum.
Retirez-vous maintenant.
Gitmen gerekiyor.
Tu dois partir.
Çünkü senin gitmen gerekiyor, bense kalmak niyetindeyim.
Parce que vous devez partir, et que je compte rester.
Keşfe senin de mi gitmen gerekiyor?
Tu vas devoir prendre part à l'expédition?
Geç oldu, Ve hastaneye gitmen gerekiyor.
Il est tard, tu dois aller à l'hôpital.
Anne, hemen burdan gitmen gerekiyor.
Maman, il faut que tu partes.
Cos, gitmen gerekiyor.
Cos doit s'en aller.
- Madem gitmen gerekiyor...
- S'il le faut...
Bir iş için Binbaşı Penderton'ın evine gitmen gerekiyor.
Allez à la maison du commandant Penderton pour vos instructions.
Evet, sanırım senin de gitmen gerekiyor, Coop.
Alors, laisse tomber. J'ai envie de continuer un peu.
Gitmen gerekiyor.
Barre-toi.
- Üzgünüm, gitmen gerekiyor.
- Veuillez partir.
- Gitmen gerekiyor mu?
- Tu dois t'en aller? - À plus tard.
Gitmen gerekiyor.
Tu dois partir maintenant.
Pekala, evlat, babanla Reno'ya gitmen gerekiyor.
Faut que tu partes avec ton père.
Buffums'a gitmen gerekiyor.
On est débordés. On t'attend à Buffum's.
- Hayır, Apollo ile gitmen gerekiyor.
- Non, Apollo a besoin de toi.
Üzgünüm ahbap, gitmen gerekiyor.
Désolé, - tu vas devoir nous quitter.
- Gitmen gerekiyor mu?
Maintenant?
Beni, hayat yolunda bir dolambaç gibi görmelisin. Giyin artık, gitmen gerekiyor.
Vois ça plutôt comme un détour sur l'autoroute de la vie.
Düz gitmen gerekiyor, Bu taraftan.
Tu peux continuer comme ça.
- Hemen gitmen gerekiyor mu?
- Tu repars tout de suite?
Gitmen gerekiyor.
On doit y aller.
- Ne zaman gitmen gerekiyor?
- Quand tu y vas?
- Konuşmamız gerekiyor. Gitmen gerek.
Je n'ai jamais laissé mes devoirs de gentleman perturber mes plaisirs.
Senin Kapta ile gitmen gerekiyor, oğlum!
Tu dois partir.
Gitmen gerekiyor.
Va...
Bir yere gitmen... ve bir şey yapman gerekiyor.
Aller quelque part... et faire quelque chose...
Ne zaman gitmen gerekiyor?
Quand partez-vous?
Hastaneye gitmen gerekiyor gibi görünüyor.
Allez, montez!
Ne zamandan beri gitmen için izin alman gerekiyor?
Depuis quand avez-vous besoin de ma permission?
Gerçekten gitmen gerekiyor mu?
Tu dois vraiment rentrer?
Senin gitmen gerekiyor.
C'est exactement ce qui m'arrive maintenant.
Gitmen ve Baggins ismini arkada bırakman gerekiyor.
Tu dois partir et laisser le nom de Sacquet derrière toi.
Gitmen gerekiyor!
Dépêche-toi.
Gitmen mi gerekiyor Red? Arkada bir odam var.
J'ai un lit pour toi.
- Resepsiyona gitmen gerekiyor mu?
Tu dois maintenant aller a la reception?
gerekiyor 29
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmelisin 203
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmelisin 203
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmedi 39
gitmem gerekiyor 305
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102
gitmedi 39
gitmem gerekiyor 305
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102