Görmedin translate French
3,947 parallel translation
Hiç uyarı işareti görmedin mi? Uzun, açıklanmayan yokluklar, şüphe uyandıran iş anlaşmaları...
Et vous n'avez jamais vu de signal d'alarme... de longues absences inexpliquées, des opérations douteuses?
Daha yarısını bile görmedin, Luthor.
Luthor.
En nihayetinde bombayı patlatacak cesaretin yoktu ama beni o tımarhaneye göndermekte hiçbir sorun görmedin öyle mi?
Qui n'a pas eu les couilles d'aller au bout mais m'a envoyée sans ciller chez les dingues?
Arkadaşımı kovaladığını görmedin mi?
Vous n'avez pas vu cette chose chasser mon ami? Il a besoin de mon aide.
Sen bu garip ucube palyaçonun potansiyelini görmedin ama ben sana söyleyeyim.
Donc tu n'as pas vu le potentiel de ce bizarre, et effrayant clown, mais laisse moi te dire une chose, moi je l'ai vu, et c'est exactement pour ça que je l'ai choisi lui...
Yoon Hee'yi görmedin mi?
Tu n'as pas vu Yun Hee?
Dün gece Joan ile öyle kötü bir duruma geldik ki, sen görmedin.
Tu n'as pas vu comment les choses ont mal tournées avec Joan, hier soir.
Ama çantayı kime verdiğini görmedin. Hayır.
Mais tu n'as pas vu à qui il l'a passée.
Kıçını görmedin mi?
Est-ce que t'as vu son cul?
Beni görmedin.
Tu ne m'as pas vu.
Öfkelenince nasıl olduğumu hiç görmedin.
Tu ne m'a jamais vraiment vu en colère. Je sors.
Hadi ama Zeb, Rachel'a bir merhaba öpücüğü ver. Altı aydır onu görmedin.
Allez, Zeb, embrasse Rachel pour dire bonjour, tu ne l'as pas vu depuis six mois.
Balonu görmedin mi?
N'as tu pas vu les ballons?
Gördün mü görmedin mi?
Vous l'avez vue ou non?
Neler olduğunu görmedin mi?
- T'as vu ce qui s'est passé?
Kostüm seçme kağıdını görmedin mi?
Est-ce que tu as vu la feuille d'inscription du costume?
Zeki, yakışıklı, ve sen vücudunu görmedin mi?
Intelligent, beau, et as-tu vu son corps?
Sen bahçeye yaptırmak istediği 30 metrelik eğlence treninin planlarını görmedin herhalde.
Il va faire construire un grand huit!
Görmedin. Kapatsana.
Vous ne les avez pas vus!
Onu küçüklüğünden beri hiç görmedin.
Tu ne l'as pas vu depuis que tu étais enfant.
Bu filmin sonunu görmedin, değil mi?
Quoi? Tu n'as jamais vu la fin de ce film?
- Onu daha önce hiç görmedin mi?
Vous ne l'avez jamais vu?
- Tatlım, görmedin galiba ; ama biz tipik bir aile değiliz.
Chérie, si tu n'avais pas remarqué, nous ne sommes pas exactement ta famille typique.
İki yarısını da görmedin.
Eh bien, tu n'as pas vu les deux moitiés de la photo.
Beni görmedin.
Tu ne m'as pas vu Euh...
- Hayır, görmedin.
Non, c'est pas vrai.
Evet. Koridorda ve TV odasında da görmedin.
ou le salon.
- İlişki durumunu "yalnız" a çevirdiğini görmedin mi?
Avez-vous qu'il changeait son statut pour "Célibataire"?
Bebeğim, görmedin- - buna inanıyor.
Bébé, tu n'as pas vu.. Il y croit.
Babamın yüzünü görmedin.
Tu n'as pas vu le visage de mon père.
Jess, bunu görmedin say.
Fais comme si tu n'avais rien vu.
Dünden önce onu görmedin.
c'était hier soir dans le jardin.
Eliyle ne yaptığını görmedin.
Hum, tu n'as pas vu ce qu'elle faisait avec ses mains.
Benim dükkanı görmedin mi?
As-tu vu ma boutique?
- Düğünde fahişeyi görmedin mi?
N'avez-vous pas vu la catin au mariage?
Jonathan'ı görmedin, değil mi?
Tu n'as pas vu Jonathan?
- Yani iki gündür onu görmedin? - Hayır.
Donc tu l'as pas vue depuis 2 jours?
Pekâlâ, daha bir şey görmedin.
T'es pas au bout de tes surprises.
- Kanıtları henüz görmedin bile.
James Barr est coupable.
- Henüz kanıtları bile görmedin.
Vous n'avez pas vu les preuves.
Onları görmedin. Hiç burada olmadılar.
Tu n'as rien vu.
- Ne kadar komiksin tombul çocuk. Eminim sen kuşunu bebekliğinden beri görmedin.
C'est drôle, je parie que tu n'as pas vu ton moineau depuis longtemps.
Ne gördüğümü görmedin.
Vous ne vois pas ce que je voyais.
- Az önce ne olduğunu görmedin mi?
- T'as vu ce qui s'est passé?
Olanı görmedin mi?
T'as pas vu?
- Bizi içeride görmedin mi?
- Nous avez-vous vu là-bas?
Sana inanmak isterdim, ama son zamanlarda onu görmedin galiba.
Je veux bien le croire. Vous ne l'avez pas vu, dernièrement.
Hayır, yenisini görmedin. Ama mesele o değil.
Non, t'as pas vu le nouveau dépliant, mais c'est pas l'important.
Daha önce bir kuşun konuştuğunu görmedin mi?
T'as jamais entendu un oiseau parler?
Sana e-posta göndermiştim. Çalışırken rahatsız olma diye. Görmedin mi?
Je t'ai envoyé un email, je ne voulais pas te déranger, tu ne l'as pas vu?
- Mesajımı görmedin mi?
Quoi, tu n'as pas eu mon texto?