English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hayır baba

Hayır baba translate French

1,682 parallel translation
Hayır baba. Hastayım ve yorgunum. Daima korkutucu filmler seçiyorsun!
Il y en a marre, tu choisis toujours des films qui font peur!
- Hayır, hayır baba yapma!
- Non, papa.
Oraya gitmiyorsun değil mi? Hayır baba.
- Tu vas pas là-bas?
Bunu durdurmak istiyor musun? Hayır baba. Daha önce senin yüzünden sessiz kalmıştım.
Il vient pour enlever l'enfant, le Papa de regard Je vais à la remise lui à la police ¶
Hayır baba hayatımda hiç kimse yok.
Non, papa. Il n'y a rien de cette sorte.
Hayır baba, şu Kara Cuma'larından bir tane daha yapmıyorsun, değil mi?
Non, papa, tu ne refais pas un de tes vendredis noirs?
Hayır baba.
Non, Papa.
- Günaydın. - Nemo'yu patatesle birlikte yedim. - Hayır baba.
Je mangerais bien du Némo avec des frites.
- Hayır baba, D-5.
- Non, papa, D-5.
- Hayır baba, eve sonra gelirim.
- Non, papa. Je rentrerai plus tard.
Hayır baba, bu gece olmaz.
Non, papa, pas aujourd'hui, non. Non!
Hayır baba. Hiç de sana benzemiyorum ben.
Non papa, je ne suis pas comme toi.
Hayır baba, istemiyorum Hadi, eğlenceli olacak.
- Je veux pas! - Allez, ça sera marrant.
- Hayır, az yeter bana baba.
Juste un doigt!
Hayır, baba.
Non, papa.
Hayır! Hayır! O evde baba!
Il est dans la maison, papa!
Hayır, Baba.
Non, papa.
Önce açık büfe masasına mı uğrasak acaba? - Hayır, Baba.
On s'attaque au buffet d'abord?
Baba, bana biraz zaman ver. Ben, elbette geleceğim. Hayır.
Ne me laisse pas partir seul, mon fils.
Hayır, baba! Hayır! Benim!
Non, papa, non!
Hayır, baba, benimki yeterliydi.
- Ton mari ne dit jamais rien.
Beni böyle zayıf görmek ister misin? Hayır, yemeni istiyorum, baba. Ve yaşamanı.
Veux-tu me voir affaibli comme ça?
Hayır, baba, bariyerler kalktığında, gidiyorum.
Non, Papa, quand les barrières se lèvent, je m'en vais.
- Hayır, baba, önemli değil.
- Non, papa, ça va.
Biz yabancı değiliz. Hayır, baba.
- Nous ne sommes pas des étrangers.
Hayır, baba.
Non.
Hayır, baba olmaya çalışıyor.
- Il prend du Xanax? - Il veut être un père.
- Hayır, baba.
- Non, papa.
Onlara hayır de, baba.
Dis-leur non, papa.
- Hayır, baba, üzgünüm.
- Non, papa, désolée.
Hayır, bekle, baba!
Non, attends, papa!
- Hayır, baba, o deli.
- Papa, non, il est fou.
Çipin içinde ne olduğu ile ilgili bazı şeyleri bilmesi mümkün. Baba hayır.
Il est possible qu'il sache ce qu'il y a sur la puce.
- Hayır, baba. Unut gitsin.
- Non, papa, laisse tomber.
- Yapma Gaby. - Hayır, erkeklerin elinde değil. Baba olduklarında kötü birer koca oluyorlar.
La paternité fait des hommes des maris nuls.
- Burdan alın. - Hayır, baba.
- Non, Papa, stp, stp.
Hayır, baba, gerçekten hazırlamak istiyorum.
Non, papa, j'insiste.
Hayır, baba!
non, papa!
Hayır, küçük odaya saklanacaksın, baba.
- Non, cache-toi dans le placard.
Hayır, baba, o farklı...
Non, Papa, c'est parce que...
Baba, çok basit. Evet, ya da hayır.
Père, c'est simple.
Baba, hayır!
Non papa!
Hayır, baba, cidden, bunu sonrasında veya en son yapacağım.
Non, papa, ça va, je devrais le faire un moment où un autre.
Hayır. Tanrım. Baba.
Je pensais que tu serais content.
Hayır artık benden bile daha kuvvetli olan diğer duyguyu inkar edemem baba.
Non, je ne peux pas... et je ne peux nier l'autre, qui est plus fort, Pêre.
Baba, hayır.
Pêre, non!
Hayır, bence Brenner'ı öldürerek Buck'a üvey baba olabilmesi için yer açmış oldu, ve Buck ile ilişkileri başladığında, kökenleri tamamen çocukluk travmalarına giden, baraj kapakları açılmış gibi oldu ve şimdi 16 yıllık aşk ve aile dolu bir fantazinin peşinden koşuyor.
Non, je crois que tuer Brenner, pour Crystal, c'est faire de la place pour Buck comme père par intérim, et après avoir rouvert cette affaire, totalement enracinée dans le traumatisme de son enfance, ça a ouvert les vannes
Hayır ama bir baba tarafından dışlanmanın ne olduğunu iyi bilirim.
Non, mais je sais ce que c'est d'être abandonné par un parent.
Baba, hayır!
Papa, non!
Hayır. Baba, yardım etmeye çalıştığını biliyorum.
Papa, écoute, je sais que tu essayais de m'aider.
Hayır, yakalanmayacağız. Hemencecik onu bırakıp, gaza basacağız,... diğer insanların büyük anne, büyük baba ve bebeklerine yaptıkları gibi.
Mais non, on va juste le déposer devant et s'en aller vite fait, comme font les gens avec les bébés et les grands-parents.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]