English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hazır olduğunda

Hazır olduğunda translate French

1,230 parallel translation
Son kez burdayız hazır olduğunda başla.
Quand tu le sens. C'est quoi, toutes ces bestioles?
Bunu bir düşün ve hazır olduğunda beni ara.
Penses-y. Appelle-moi quand tu seras prêt.
Pillsbury Doughboy da "Hazır olduğunda beni ye" diyor.
Et la boulette de pâte Pillsbury disait "Mangez-moi quand vous voulez".
Onu manastıra götüreceğim... ve hazır olduğunda onu size teslim edeceğim.
Je l'amene au monastere. Je m'occuprai de lui. Lorsque il sera pret, je vous le ramenerai.
" İlk uçak hazır olduğunda... bütün arkadaşlarını bu büyük olaya... şahitliketmeleri için davet ettiler...
Quand le premier avion fut prêt à s'envoler, ils ont invité leurs amis à voir ce spectacle. Quand le moteur de l'avion s'est allumé, les deux frères étaient anxieux.
Hazır olduğunda yüzbaşı Torres'le geri döneceğim. Hazır olduğu zaman.
Je caresse l'idée de rentrer avec le lieutenant Torres.
Hazır olduğunda başla, kaptan.
On attend vos ordres, capitaine.
Hazır olduğunda biz de karşılık vereceğiz.
Donc, quand tu seras prête... on lui rendra la pareille.
Hey, sadece, hazır olduğunda bana haber ver.
Dis-moi quand tu seras prête.
Kendi kendine antrenman yaparsın. Ve hazır olduğunda, işi kaptığında başkasına asılırsın. Bu kadar basit.
Tu peux t'entraîner sur toi-même et quand tu te sens prêt, t'essaies sur quelqu'un d'autre.
Her şey hazır olduğunda haber verilmesini ister.
Quand nous aurons les résultats.
Sen hazır olduğunda, Pilot.
Quand tu es prêt, Pilote.
Hazır olduğunda, sertçe içime girip, beş kez itti.
Quand il était prêt, il m'a prise très violemment, cinq fois.
Ve bence birine o gözle bakmaya hazır olduğunda seçeceksin.
Quand tu seras prêt à avoir une telle relation, cela arrivera.
Hazır olduğunda, fırlat çavuş.
- à vous pour le lancement, sergent.
Hazır olduğunda.
Quand tu veux.
- Hazır olduğunda ona söyleyeceğim.
Quand elle sera prête, je lui dirai.
Fenton hazır olduğunda.
Quand Fenton sera prêt.
Hazır olduğunda, bekliyor olacağım.
Je suis prêt quand tu l'es.
- Hazır olduğunda söyle.
- C'est quand vous voulez.
Sen hazır olduğunda ben de hazırım.
Je serai prêt quand vous le serez.
Tamam, hazır olduğunda.
Dès que tu seras prêt...
Yengeç köfteleri hazır olduğunda direkt bana geleceksin demedim mi?
Je vous avais pas dit de m'en apporter d'autres?
- Tamam, hazır olduğunda gel.
C'est quand tu veux.
Hazır olduğunda başlayabilirsin.
Quand tu veux.
Baştan alıyoruz. Hazır olduğunda.
Quand vous voulez.
Hazır olduğunda, içinde olmalıyız ya da gidemeyiz.
Quand il sera prêt, on devra l'être, ou on ne partira pas.
Hazır olduğunda birisini bulacaksın. Ve onu, dünyada ki en mutlu insan yapacaksın.
Quand tu seras prête, tu trouveras quelqu'un et tu feras de lui l'homme le plus heureux du monde.
- Şerifin burosundan birileri var... - hazır olduğunda seninle konuşmak istiyorlar.
Des gens du bureau du shérif voudraient vous parler quand vous vous sentirez prête.
Bir tarla hazır olduğunda ürünü topluyor ve Aschen ana dünyasına göndermek üzere Yıldız Geçidi'ne getiriyor.
Une fois mûre, la récolte est moissonnée et apportée au Stargate pour être transportée chez les Aschens.
Hazır olduğunda kendi konuşur.
Il en parlera quand il sera prêt.
Hazır olduğunda yapacaktır.
Il le fera quand il sera prêt.
Evet, ahbap, hazır olduğunda ateş et.
OK, mec. C'est quand tu veux.
Peki, hazır olduğunda söyle de çıkalım.
Très bien, dis-moi quand tu seras prête et on pourra y aller.
- Sen hazır olduğunda John.
On est prêts.
Hazır olduğunda seni bekliyoruz. Gündüz Yürüyen.
Ils sont prêts à ton signal, l'Arpenteur.
Bütün kompartımanlar, hazır olduğunda rapor versin.
Tous les compartiments, au rapport.
Konuşmaya hazır olduğunda, buradayım.
Si tu veux te confier...
Bu torbayı burada bırakacağım, Ve gidip orayı temizleyebilirsin hazır olduğunda? Hayır bekle bekle bir dakika
je pose le matos ici et tu feras le ménage quand tu auras le temps.
- O hazır olduğunda geri gelecek.
Il reviendra quand il sera prêt.
Hazır olduğunda, ahbap.
Quand tu voudras, mon vieux.
Hazır olduğunda Gizli Servis seni Washington'a geri götürecek.
Les Services secrets te ramèneront à Washington quand tu seras prête.
Hazır olduğunda, Ajan Finn.
Je suis prête, agent Finn.
- Peki, Elvis. Ancak büyük bir yıldız olduğunda, para taşımayabilirsin. Hazır konu açılmışken, içimizden biri küçük firma kredisine başvurmalı.
- C'est ca. ç Tu te prends pour une star? Du reste, l'un de nous devrait demander un prêt. ça aiderait.
İlk önce rahatla, hazır olduğunda konuşuruz.
Nous parlerons après. Merci, Mme Gilbert. Bon d'accord, j'ai fait semblant.
Çünkü o "hazır" olduğunda görüp görebileceklerinin içinde en iyisidir.
En forme, c'est un des plus grands.
Bir çocuğun olduğunda kendini buna ne kadar hazır hissetsen de birisini sevebilme kapasitene şaşarsın.
Quand tu auras un enfant... bien que tu t'y attendes, tu seras étonnée... de voir tout l'amour que tu as à donner.
- Bekle, hazır olduğunda sana söyleyeceğim.
Hé, Vuk!
Doğru. Bir şeye ihtiyacınız olduğunda hazırım.
Quand on a besoin de moi, je suis là.
Ben - Kahve hazır olduğunda yukarıda olacağım.
Monte-moi le café.
- Herkes burada olduğunda ben hazır olacağım.
Quand tout le monde sera prêt.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]