Hazırlar translate French
2,166 parallel translation
Ben hazırlarım.
Je lui ferai le petit-déjeuner.
Hazırlar ve bekliyorlar.
Ils sont prêts.
Dmitri Osipov, sizin için hazırlar.
Dmitri Osipov, ils vous attendent.
Faturanı hazırlarım.
Je vous ferai votre note.
- Hazırlar.
Ils vous attendent.
Ben de geliyorum. Büyülü iksiri orada hazırlarım, daha etkili olur.
Je me joindrais à vous, pour préparer la potion magique sur place, et en sera plus efficace!
Müşteriler projelerine başlamaya hazırlar, ayrıca şunu da belirtmeliyim, fotoğrafçı seçimimizden çok memnunlar.
Les clients sont impatients de commencer. Et ils sont ravis du photographe qu'on a choisi.
Bana bir içki hazırlar mısın tatlım?
File-moi plutôt un verre, ma puce.
Her an çatışmaya hazırlar. Ama aynı şey Schleier'ın şoförü için geçerli değil. Şoför silahlı bile değil.
Le chauffeur de Schleyer n'est pas armé.
Hayatımın en güzel tavuğunu hazırlarım.
Je prépare un bon poulet Kung Pao, ça te plairait.
Drazan sana üçlü bir bomba hazırlar, hemen hizaya gelirsin.
Drazan va te trouver trois bombes qui s'aligneront pour te sucer.
Royalton takımında, sürücülerimizi her tür duruma ve olası sonuçlara karşı hazırlarız.
Et chez Royalton, nous préparons nos pilotes à toutes les éventualités... et à toutes les situations possibles.
- Sizin için onu hazırlarım.
Je vous le prêterai.
Uçağa binmeye hazırlar!
Ils sont prêts à embarquer!
Senin için güzel güzel yemekler hazırlarım. Tamam.
Je vais te préparer un bon repas.
Gemilere binmeye hazırlar.
Ils sont prêts à embarquer.
Tamam, ben ben... kağıtları hazırlarım.
D'accord, je... je vais signer les papiers dans ce cas.
Genelde tıbbi ürünler için reklam hazırlarız.
On fait surtout de la pub pour des produits médicaux. 275 00 : 25 : 45,944 - - 00 : 25 : 48,708 Mais je veux faire des choses plus créatives.
Bu kimlik kontrollerini ben kendim hazırlarım, Jay.
Je peux faire ces vérifications moi-même.
- Önerim basın toplantısı düzenleriz, ben de bir ifade hazırlarım Jodi de ihmalle ilgili form yazar.
Et vous proposez? Je propose qu'on donne une conférence de presse, je fais une déclaration, et Jodi fait son mea culpa
Ama yarın GATE'de görüşürüz. Ofisini hazırlarız.
Mais on se voit à GATE demain matin.
Bizim bir sürü odamız var ve fazladan yiyecek bir şeyler hazırlarım.
On a beaucoup de chambres. Je vous ferai un bon dîner.
Belgeleri hazırlarım birazdan.
Je vous faxerai les documents.
Ben kahvaltıyı hazırlarım.
J'irai préparer le petit-déjeuner.
Masayı hazırlar mısın?
Veux-tu mettre la table?
Tony Almeida'nın çalmasına yardım ettiğin bileşenlerle ne yapacağını bilmediğini kabul etmeye hazırlar.
Ils sont prêts à croire que tu ne savais pas ce que Tony Almeida allait faire avec les composants que tu l'as aidé à voler.
Angela ve ben size hemen bir şeyler hazırlarız.
Angela et moi aurons quelque chose pour vous très bientôt.
Üzgünüm, Başkan Hanım, anestezi uzmanları hazırlar.
Désolée, Madame Le Président, mais l'anesthésiste est prêt.
Adamlarım görev başında ve bu durumu çözüme kavuşturmaya hazırlar.
Mes hommes sont prêts à résoudre le problème.
Akşamın 9'undayız ve dünyadaki kalın kafalı dostlarımız yumoş terliklerini giymiş, şaraplarını yudumlarken Rock'n'Roll seven insanlar bir kez daha Rock'n'Roll için hazırlar.
Il est 21 h, tous les pantouflards sont déjà avachis à siroter leur sherry, mais les fans de rock n'roll sont prêts pour le grand frisson.
Hemen hemen hazırlar.
Ils sont presque prêts.
Taşınmaya hazırlar.
C'est prêt pour le déménagement.
- Onun için hazırlar.
- Ils sont prêts.
- Gidelim, hazırlar.
- Allez, ils sont prêts. - J'arrive.
Ben bir tutanak hazırlarım Sayın Savcım.
j'ai préparé un procès-verbal mon procureur.
- Sizin için hazırlar.
On t'attend, Sarah.
Herşey için hazırlar
Est pret pour everthing
İkinci bir buluşmaya hazırlar sanırım.
Ils sont prêts pour un deuxième rendez-vous.
"Kapının ardındaki gerçeği öğrenmeye gerçekten hazırlar mıydı?"
Voulaient-ils réellement connaître les secrets qui les attendaient derrière la porte?
Her maça bir dosya hazırlar.
Un dossier par match.
Sana temiz kıyafetler hazırlarız.
Nous allons te trouver quelques vêtements propres.
Hatta sana kahvaltı bile hazırlarım.
Je te préparerai même le petit-déjeûner.
- Bay Howard... Hazırlar.
M. Howard, c'est à vous.
Senin için sette hazırlar.
Dans une semaine, j'ai une dernière inspection, et puis je dois encore cracher 8000 dollars pour ça.
Emrimle harekete geçmeye hazırlar.
Ils sont prêts à intervenir selon mon ordre.
Bir haritasını hazırlar mısın?
- Oui.
Her sene, kış yaklaşınca heyecan ve ümitle ağaçlarda toplanıp uçmaya hazırlanırlar... Hep İngiltere'ye gittiklerini hayal ettim.
Ils se regroupent sur les arbres, à la fin de l'hiver, attendant fébrilement de pouvoir s'envoler vers... s'envoler vers l'Angleterre.
Hâli hazırda büyük başlar bizden hoşlanmıyor zaten ama bunu yaparsan bizden nefret ederler ve öyle ya da böyle bir yolunu bulup radyoyu kapatırlar.
Si tu fais ça, elles s'arrangeront pour nous éliminer.
"... çünkü onlar, çoktan hazırdırlar " demiştin.
"Sois dur avec les filles canon, elles t'adoreront."
Kongre'nin ulusal çapta suçla mücadele yasası çıkarmaya hazırlanmasının başlıca nedeni o. Eyalet sınırları ötesinde suç örgütü kurmak federal bir suç sayılacak.
Il est la raison pour laquelle le Congrès envisage d'instaurer une loi sur le crime qui ferait des activités criminelles entre États une infraction fédérale.
Yalnız Fiamma her şeyini riske atmaya sınırlarını zorlamaya hazır.
Seule Fiamma est prête à tout risquer. À s'obliger à dépasser ses limites.
hazır 1476
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırmısın 32
hazırlan 155
hazırlanın 151
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırmısın 32
hazırlan 155
hazırlanın 151
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazır mısınız 587
hazırsın 36
hazır değil 19
hazır mı 131
hazır ol 454
hazır değilim 49
hazır efendim 22
hazır olun 339
hazırla 22
hazır mısınız 587
hazırsın 36
hazır değil 19
hazır mı 131
hazır ol 454
hazır değilim 49
hazır efendim 22
hazır olun 339