English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Her şeyi gördüm

Her şeyi gördüm translate French

362 parallel translation
Her şeyi gördüm.
J'ai tout vu.
Hayır, fakat her şeyi gördüm.
Non, mais j'ai tout vu.
Her şeyi gördüm.
- Je l'ai vu. J'ai tout vu.
Çok korkunçtu. Senin önündeydim, her şeyi gördüm.
C'est difficile d'avoir été témoin de tout ça.
Tootie, her şeyi gördüm!
Toutie, j'ai tout vu!
Her şeyi gördüm. - Orada duruyordum.
J'ai tout vu.
- Her şeyi gördüm.
- Moi aussi.
Her şeyi gördüm, başka bir çocuktu.
J'ai tout vu. Ce n'est pas lui!
Her şeyi gördüm.
Je pouvais tout voir.
- Ama anne her şeyi gördüm- -
Mais, maman, j'ai vu tout le...
- Eminim. Her şeyi gördüm. Makası ve adamı!
Non, j'ai tout vu, les ciseaux et l'homme.
Artık her şeyi gördüm.
On aura tout vu!
Evet, yaptığı her şeyi gördüm.
Il a tout fait! C'est terrifiant.
Görmediğimi mi sandın? Her şeyi gördüm.
Comme si que j'ai pas vu!
Göreceğim her şeyi gördüm.
J'ai tout vu.
Ben her şeyi gördüm.
J'ai tout vu.
Her şeyi gördüm sanırım.
Moi qui croyais avoir tout vu...
Şimdi her şeyi gördüm. Şşşt.
Elle va t'entendre!
Her şeyi gördüm!
J'ai tout vu!
Görmem gereken her şeyi gördüm.
J'ai vu tout ce que je voulais voir.
Her şeyi gördüm Oradaki tepeden.
J'ai tout vu du haut de la colline.
Her şeyi gördüm!
- J'ai tout fait!
Her şeyi gördüm, yaşadım.
Et alors! J'ai tout vu, tout fait.
Adam tekerleklerin altına kendi girdi. Her şeyi gördüm.
Ils s'est jeté sous la voiture, j'ai tout vu.
- Ben her şeyi gördüm.
- J'ai tout vu.
- Her şeyi gördüm.
- J'ai tout vu.
Evet, arabadan her şeyi gördüm Flörtümle vedalaşıyordum.
De la voiture, pendant que je disais au revoir à mon ami. Oh, Al.
Her şeyi gördüm!
Maintenant j'ai tout vu.
Görülecek ne varsa her şeyi gördüm.
J'en ai vu des choses, vous savez.
Her şeyi gördüm.
- J'ai tout vu.
Abagail Clay'i hayatımda tam üç kez gördüm beyler ama hakkında bilinmesi gereken her şeyi biliyorum.
Je n'ai vu Abigail Clay que 3 fois dans mon existence, messieurs. Mais je la connais par coeur.
Orduda dört dönem askerlik yaptım. Her şeyi gördüm sanıyordum.
J'ai fait 4 périodes dans la cavalerie.
Bu olay olmadan önce adamı kendi gözlerimle gördüm. O her şeyi yapabilirdi.
J'ai vu l'homme une heure avant, il était capable du pire.
Ben her şeyi gördüm.
Il l'a battu, lui a volé son portefeuille et a jeté son corps dans la Seine. J'ai tout vu.
Ama seni mücevherlerle gördüm. Her şeyi planlamışsın.
Tu as tout planifié.
Gördüm... ambulansı ve her şeyi.
J'ai vu l'ambulance...
Arabalar satmak için kullanılan köhne dublörler gördüm, ancak bu her şeyi yener. Ama kayda gitmek istiyorum.
Mais j'ai une déclaration à faire.
Her şeyi net ve anlaşılamayacak derecede kabaca gördüm, ve anladım ki hayat benim içimden uzaklaşmıştı.
Tout m'a sem blé simple et extraordinairement grossier, et j'ai compris que la vie m'avait quitté.
Kızı gördüm. her şeyi o halletti.
Seulement la fille.
Anlattığım her şeyi kendi gözlerimle gördüm!
Oui, j'affirme que je l'ai vu comme je vous vois.
Ernest, her şeyi gördüm.
On aura tout vu!
Öylece televizyona bakıp, her şeyi gördüm o koca göbekli, şişko şerifin "Ruby, seni orospu çocuğu" demesi.
qui disait "Ruby, tu es un fils de pute"
Evlat, bütün galaksiyi bir uçtan diğer uca kat ettim. Çok tuhaf şeyler gördüm. Ama her şeyi denetleyen bir güce inanmamı sağlayacak hiçbir şeye rastlamadım.
J'ai volé d'un coin de la galaxie à l'autre... et j'ai vu des trucs fumants, mais rien qui prouve... qu'il y a un pouvoir capable de diriger tout l'univers.
Cazibesi olan çekici bir adam gördüm ve onunla tanışmayı o kadar çok istedim ki her şeyi bir yana bırakıp üzerine atladım.
J'ai vu un homme séduisant qui avait du charme. Je voulais faire sa connaissance, donc je me suis jetée dans ses bras.
- Rüyamda her şeyi gördüm.
- Je l'ai rêvé.
O an, onun küçücük, parlak gözlerini gördüm. Her şeyi küçücüktü.
J'ai vu ses petits yeux lumineux Tout en lui était petit.
Görüyorsunuz, her yeri gördüm ve her şeyi yaptım demiyorum.
Bon, je dis pas que j'ai tout fait et que j'suis allé partout.
Kendimi gördüm yatakta ve her şeyi.
Je me suis vue dans le lit et tout le reste.
- O ateş etti, biz de ateş ettik. - Durun! Teğmenim, ben her şeyi gördüm.
J'ai tout vu mon lieutenant.
Her şeyi takip ettim, parlak fikirlerinin ne kadar ilerleyebildiğini gördüm.
J'ai été observateur, j'ai remarqué que l'on s'est arrêté à un moment.
Hayır, başım falan dönmedi, her şeyi çok net gördüm. Ne gördün?
Non, j'étais pas éblouie Je voyais au contraire tres nettement

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]