English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Her şeyi mi

Her şeyi mi translate French

2,158 parallel translation
Sarah, o elbise CIA işi mi yoksa her şeyi mi bu kadar iyi gösteriyorsun?
C'est la robe - ou tu rends tout sublime?
- Her şeyi mi?
- La totalité?
Her şeyi mi?
Tout? On a un petit scandale, là.
- Bilmek istediğim her şeyi mi?
- Tout ce que je veux savoir?
Her şeyi mi almışlar?
Ils ont tout pris?
Her şeyi kontrol ettin mi?
Tu as tout vérifié?
Buradaki ilk yılınızda, her gün sizin için aynı şeyi düşünmediğimi mi sanıyorsun?
J'ai pensé la même chose de vous tous chaque jour la 1re année où tu as travaillé ici.
İstediğin her şeyi yapabileceğini mi sanıyorsun? Nesin sen, manyak mı?
Vous vous croyez tout permis?
Her şeyi benim mi yapmam gerekiyor?
Dois-je tout faire moi-même?
Belki de olan biten her şeyi unutmuştur değil mi? Aynı senin bekârlığa veda partin gibi.
Il a peut-être tout oublié, comme à ton enterrement de vie de garçon.
Hakkındaki bilinebilecek her şeyi bilmeden buraya gelecek biri gibi mi duruyorum?
Ai-je l'air de quelqu'un qui serait là si je ne savais pas tout à propos de vous?
Her şeyi biliyorsunuz, öyle değil mi?
Vous savez tout, pas vrai?
Merak ediyordum da, her şeyi halledebildin mi?
Je me demandais si tu avais prévu de faire quelque chose?
Yani, soruma cevap verecek misiniz, yoksa ben sahip olduğunuz her şeyi araştırıp kendim mi bulayım?
Répondrez-vous à mes questions... ou devrai-je fouiller tout ce que vous possédez?
Öyle mi, ben her şeyi biliyorum.
- Je sais tout.
Her şeyi kendine mi saklayacaksın?
Garder tout ça pour toi?
Her şeyi kendim mi yapmak zorundayım?
Faut-il donc que je fasse tout moi-même?
McBride, her şeyi hallettin mi?
- McBride, tout est réglé?
- Bütün her şeyi yerle bir mi edeceksin?
- Tu veux vraiment tout arrêter?
- Lundy'nin adını gazeteye basıp da her şeyi mahvettikten sonra ama değil mi?
Lundy est en première page, tout est compromis.
Dedi ki "Aşkım senin için her şeyi yaparım biliyorsun değil mi?"
" Je ferais tout, pour toi.
- Onları geri dikebilirsiniz, değil mi? - Elimizden gelen her şeyi yapacağız.
- Vous pouvez lui recoudre?
Gene mi her şeyi batırdım?
- J'ai foiré... Encore?
Her şeyi ayarladım. Ty iki saat içinde Howard'la buluşacak ve sen bunu şimdi mi söylüyorsun?
J'ai tout mis en place, tu me dis ça alors que Ty rencontre Howard dans 2 h?
Kaç kişi bizim elimize içinde 10 milyar olan bir telefon verip istediğimiz her şeyi yapmamıza izin verir ki? Pek fazla değil, değil mi?
N'importe qui ne peut pas distribuer autant d'argent.
Her şeyi berbat eden o ama ben mi çalışmak zorundayım?
C'est lui qui merde et c'est à moi de me forcer?
Her şeyi ayırmak gerektiğini mi söylüyorsun?
Elles ne sont pas écorchées.
Bart beni arabadan kurtardı, Victor bilgisayara girdi ve Watchtower her şeyi izliyordu değil mi?
Bart m'a sauvé dans la voiture, Victor a truqué l'ordinateur, et la Tour de Guet a surveillé tout ça, pas vrai?
Ama her şeyi anlatmış değilsin, değil mi?
Mon équipe est prête à le retourner à Mercy.
Her şeyi çözdüğünü sanıyorsun, değil mi Davey?
Tu penses avoir tout calculé, n'est-ce pas?
Her şeyi ben mi yapmalıyım?
Je dois tout faire, ici?
Ve bu Viperox böceğiyle ilgili her şeyi unutacağız öyle mi?
Alors, nous allons tout oublier à propos du Viperox insecte-truc?
Sigortasız yaşamanız, her şeyi nakit parayla ödemek istemeniz, isminin Danny mi yoksa Tyler mı olduğuna emin olamayan bir oğla sahip olmanız...
Pas d'assurance, vous payez tout en liquide, votre fils ignore s'il s'appelle Danny ou Tyler...
Bana her şeyi söyleyebilirsin, biliyorsun değil mi?
{ \ pos ( 192,250 ) } Tu peux tout me dire, tu sais.
Onu herkesten ayırmak, başkalarını itip onu bizden tarafa çekmek için her şeyi yapıyorsun değil mi?
Tu fais tout pour l'isoler, éloigner les autres et la pousser vers nous?
15. yılımızı dolduracağız ve sen yine her şeyi mahvetmek mi istiyorsun? Janice!
On est ensemble depuis quinze ans et tu veux tout faire foirer?
Bay Wellesley sağ olsun. Bay Wellesley mi? Her şeyi ödeyen o adam...
Grâce à M. Wellesley, celui qui a tout payé.
Her şeyi çözdüğünü sanıyorsun. Ama hiçbir şey bilmiyorsun, değil mi?
Vous croyez tout savoir, mais vous savez rien.
Her şeyi ben mi düşüneceğim?
Tu peux pas réfléchir des fois?
4 kontrol noktası birden mi? Her şeyi ele mi geçiriyorlar?
Ils ont libéré tout le monde depuis ces 4 postes?
Siz goriller aldığınız her şeyi güzellikle geri verecek misiniz yoksa işler çirkinleşecek mi?
Je vous conseille de tout rendre gentiment, ou ça va mal finir.
Sanırım her şeyi düzeltti değil mi?
- D'accord. Ça vous unit?
Katie bana bakarken bir günde sekiz, on saat o kürsüde mi duracağım? Her şeyi en baştan yaşamak gibi bir şey bu.
Passer mes journées face à Katie, ce serait revivre tout ça.
Her şeyi anladığını sanıyorsun, değil mi?
Alors, tu vois tout, hein?
Her şeyi kendiniz kontrol ettiniz mi?
- Vous avez vérifié?
Her şeyi alabildin mi?
Tout s'est mis en place?
Haydi ama her şeyi benim mi düşünmem gerek?
Est-ce que je dois penser à tout? Salut.
Hayır, bunu tamamen kendi başardı ve her şeyi mahvetti, değil mi?
Non, elle s'est écarté les jambes de son propre chef et a tout gâché.
Her şeyi berbat ettim, değil mi?
J'ai eu tout faux, n'est-ce pas?
Çünkü tek bir özür her şeyi düzeltir, öyle mi Connor? Hayır, Jenny.
Parce que s'excuser une fois, ça suffit pour tout arranger, c'est ça, Connor?
Her şeyi göremediğimi mi sanıyorsun?
Non. Tu crois que je ne vois pas tout.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]