Herşey translate French
13,833 parallel translation
Hayatta herşey kullanışlı olmak zorundamı?
Pourquoi tout devrait être pratique?
Hayatımızdaki herşey kullanışlı.
Toute notre vie est "pratique"!
Sonra herşey normale döner.
Et tout rentrera dans l'ordre.
Herşey yolunda mı?
Tout va bien?
Herşey mümkündür, Tweedle.
Tout est possible, Tweedle.
Şuanki yaşadıklarımız, herşey geleceğimiz için.
Notre vie maintenant se résume à notre futur.
Söyle bana, herşey hayal ettiğin gibi mi?
Dis-moi, c'est tout ce que tu as imaginé?
Herşey bir sebep uğruna gerçekleşir.
Toutes choses arrivent pour une raison.
Burada olan herşey, benim hatam... lanet, şişeler, Jafar, bütün acıların...
Tout ce qui est arrivé ici, c'est de ma faute... le sort, les bouteilles, Jafar et toutes tes souffrances.
Will ve Tavşan beni Harikalar Diyarı'na getirmeden önce, bana senin hayatta olduğunu söyleyemeden önce, Bir hapishanedeydim, ve bir tür prosedür imzaladım... ve bu benim bu yer hakkındaki... senin hakkındaki... herşey hakkındaki bilgimi sonsuza dek sildi.
Avant que Will et le Lapin me ramène aux pays des Merveilles, avant qu'ils me disent que tu étais en vis, j'étais dans un asile, et j'étais d'accord pour quelque chose... une procédure qui me ferais oublier cet endroit...
Yakında, istediğim herşey benim olacak, ve bu dünyada hiçbir insan... ya da başka hiçbir şey...
Bientôt, j'aurais tout ce que j'ai toujours voulu, et personne dans ce monde... ou dans d'autres mondes...
- Sanki herşey yerli yerindeymiş gibi herkesin içinde şarı söylemedim.
J'ai jamais chanté devant beaucoup de monde en public, comme si tout était drôle.
Sanki herşey büyük bir oyun gibi.
Comme si tout n'était qu'un jeu.
Çıktığın zamanlarda ise herşey gün ışığı ve kahvaltı salonlarından ibarettir.
Quand on sort ensemble, tout est miel et bonheur.
♪ JG'de herşey gördüğünüz gibi ♪
♪ Vous aimez ce que vous voyez au JG ♪
Masanda bıraktığın herşey benimdir.
Tout ce que tu laisses sur ton bureau est à moi.
Herşey doğru.
Tout le reste est complètement vrai.
Mansfield ve ben partilere aktık.. .. ve herşey Threepeat için yaşıyordu sanki.
Parce que Mansfield et moi sortons faire la fête, et tout était à venir Threepeat.
Yerdeki herşey kanlı, Çoğu bilinen faili meçhul cinayetlerden sorumlular. Ailenin yaklaşık olarak üç yüz üyesi olduğu sanılıyor.
Installée dans le ranch Spahn, qui avait accueilli de nombreux tournages de westerns, la Famille comprend une trentaine de membres.
Herşey normal, ama sonra değiller.
Les choses sont normales, et puis elles ne le sont plus.
Söyleceğin herşey aleyhine delil olarak kullanılabilir.
Tout ce que vous pourrez dire sera retenu contre vous.
Demek istediğim, neden gitti polisi aramadı? O zaman herşey biterdi.
Pourquoi il n'est pas resté et n'a pas appelé la police?
Herşey mi?
Tout ce que tu veux?
Günün sonunda herşey döner dolaşır aileye gelir.
A la fin de la journée... tout revient autour... de la famille!
Herşey güzel olacak.
Ouais, ouais, ouais. ( Gloussements ) On va être géniaux.
Sahip olduğun herşey...
Tout ce que tu possèdes...
Herşey yolunda, endişelemene gerek yok.
C'est bon. T'inquiète pas.
Söylediğim herşey için özür dilerim.
Pour tout ce que j'ai dit.
Hayır, herşey yolunda.
Non tout va bien.
Herşey iyi olacak.
Tout ira bien.
Ya aklımı kaybediyorum, ya da herşey bir anda tamamen halloluyor.
Donc, soit je commence à perdre la raison, soit tout est soudainement beaucoup plus clair.
Son birkaç haftada yaşadıklarıma baksana, herşey bir yalandan ibaretmiş.
Tout ce que j'ai vécu ces dernières semaines, mes sentiments, tout n'était que mensonge.
- Lillian. - Herşey yoluna girecek.
Ça va aller.
İhtiyacımız olan herşey dijital video kamerada var teknoloji, CCD çipleri, video görüntü...
On a besoin de tout ce qu'on a sur la caméra digitale, technologie, puces CCD, ordinateur...
Herşey iyi mi?
Tout va bien?
Herşey yoluna girecek.
- On va s'en sortir.
Herşey yoluna girecek.
Tout va bien aller.
- Evet? - Herşey yolunda mı?
Tout est prêt?
Evet herşey yolunda.
Oui, c'est parti.
Oh, herşey yolunda.
OK. Brooke.
Evet. Herşey yolunda tatlım.
Ça va.
Cenazede herşey yolunda gitt mi?
Tout s'est bien passé aux obsèques?
SAMCRO ve çocuklarım için yaptığın herşey benim için çok değerli.
Ce que tu fais pour SAMCRO et mes fils, ça compte beaucoup.
Stockton limanından çıkan herşey Barosky'den geçer. Bunu biliyorsunuz.
Vous savez que ce qui sort du port de Stockton doit passer par Barosky.
O zaman herşey boka sarar. ése.
Alors ça va être le foutoir, ése.
Mahallede herşey sakin.
Tout est tranquille dans le coin.
Herşey yolunda.
C'est bon.
Bizim araçta maskeler ve gereken herşey var.
On a des masques et tout ce dont vous avez besoin dans le van.
Herşey yolunda anne.
C'est bon, mama.
Herşey yoluna girecek.
Tout va bien se passer.
Karnımın ağrısı haklıysa, Lopez hakkında bildiğimizi düşündüğümüz herşey tasarlanmış bir gerçekliktir.
Si mon instinct dit vrai, je pense que tout ce que l'on sait à propos de Lopez n'est qu'une vérité calculée.
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşey tamam 39
herşeyi 155
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşey için teşekkürler 44
herşey iyi 21
herşeye rağmen 30
herşeyi yaparım 20
herşey iyi olacak 43
herşey tamam 39
herşeyi 155
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşey için teşekkürler 44
herşey iyi 21
herşeye rağmen 30
herşeyi yaparım 20