Hiç düşünmemiştim translate French
2,146 parallel translation
Senin ya da ailenin incineceğini hiç düşünmemiştim, Opie.
Je n'ai jamais pensé que vous ou votre famille en souffririez, Opie.
İçimde bir roman olduğunu hiç düşünmemiştim.
jamais pensé que j'avais un roman en moi.
İyi iş abi, şahsen bunu yapacağını hiç düşünmemiştim.
Beau travail frangin, Je n'ai jamais pensé que t'en étais capable.
Bu çölün dışında başka çöl olduğunu hiç düşünmemiştim.
Mais ça valait la peine.
Kullanmayı hiç düşünmemiştim ama...
Je le cache dans une boîte à outils. Je pensais ne jamais m'en servir...
Loehmann'da soyunma odasına girmekten korkacağımı hiç düşünmemiştim.
Je n'aurais jamais cru avoir peur d'un vestiaire chez Loehmann.
Polis olduğunuzu hiç düşünmemiştim.
- Je pensais pas que vous étiez flic.
Bunun sorun olacağını hiç düşünmemiştim.
Je pensais pas que c'était important.
Kendimi kedi ifadeleri içerisinde hiç düşünmemiştim.
Je me suis jamais vue en termes félins.
Böyle bir pozisyon için sizin gibi bir yetişkini almayı hiç düşünmemiştim.
Je n'ai jamais envisagé d'engager quelqu'un d'aussi... mature que vous pour un tel poste.
Bunu hiç düşünmemiştim.
Oui. Je n'y avais jamais pensé.
Bunu hiç düşünmemiştim.
Je n'avais pas pensé à ça.
O olasılığı tutturabileceğimi hiç düşünmemiştim.
C'était contre toute attente.
Halkına bir masanın arkasından liderlik ettiğini hiç düşünmemiştim.
Je ne t'avais jamais imaginé dirigeant les tiens assis derrière un bureau.
Bunun böyle harika bir his olacağını hiç düşünmemiştim.
Je n'imaginais pas à quel point ce serait génial.
Senin canını bir şeyin yakabileceğini hiç düşünmemiştim.
- Je te croyais invulnérable.
Bu kadar heyecanlı olacağımı hiç düşünmemiştim.
Je ne pensais pas être si nerveux.
Yani bazen söylerdi fakat yapacağını hiç düşünmemiştim.
Elle en parlait parfois, mais... j'ai jamais cru qu'elle...
Adaya geleceğini hiç düşünmemiştim.
J'aurais jamais imaginé qu'il viendrait sur l'île.
Bunu hiç düşünmemiştim.
Je n'y avais pas pensé.
- Bunu hiç düşünmemiştim.
- Je n'y avais pas pensé.
Ben bunu hiç düşünmemiştim...
Je ne pensais pas...
Babamın beni hayal kırıklığına uğratabileceğini biliyorum ama Chuck'ın bunu yapabileceğini hiç düşünmemiştim.
Je savais que mon père me décevrait, mais pas Chuck.
- Bize yardım edeceklerini hiç düşünmemiştim.
- Je n'ai jamais cru dans la cavalerie.
Buradaki en zeki insan olduğunu hiç düşünmemiştim zaten.
Je savais bien que t'étais pas un génie.
Bunu hiç düşünmemiştim.
Je n'ai jamais pensé à cela.
Oğlum hiç düşünmemiştim bunu.
J'y avais pas pensé.
Bu şekilde hiç düşünmemiştim.
J'y avais pas pensé.
Muhteşem hassas gecemizden sonra bana karşı olacağını hiç düşünmemiştim.
Je pensais pas qu'elle m'en voudrait après notre nuit de grande tendresse.
Bu kadar heyecanlanacağımı hiç düşünmemiştim.
Je pensais pas que je serais si nerveux.
Tanrım, böyle olduğunu hiç düşünmemiştim.
Mince, j'y avais pas pensé.
Fakat yanımda şişe getirmeyi hiç düşünmemiştim.
Mais je n'ai jamais pensé à amener une bouteille.
Onun bu kadar sıkı olacağını hiç düşünmemiştim.
Je l'aime bien.
Sesinizin o çılgın penguene benzeyeceğini hiç düşünmemiştim.
Bizarre, tu parles un peu comme un pingouin grincheux.
- İşin o kısmını hiç düşünmemiştim.
- Je n'y ai pas pensé.
Hiç düşünmemiştim...
Je ne pensais pas qu'ils...
Onu öldüreceklerini hiç düşünmemiştim.
Je ne pensais pas qu'ils la tueraient. Je ne pensais pas qu'ils la tueraient.
Vay be, hiç o kadar fazla düşünmemiştim.
Je ne fais pas attention.
Ya, hiç böyle düşünmemiştim.
Je l'avais pas vu sous cet angle.
Hiç. Seni hiç "Bay Anne" olarak düşünmemiştim.
Je ne vous imaginais pas en papa poule.
- Hayır, hayır. Öyle değil. - Ben hiç öyle düşünmemiştim.
- Je ne le voyais pas comme ça.
bunları aşacağımızı hiç düşünmemiştim.
C'est vraiment incroyable.
Hiç bu açıdan düşünmemiştim.
Je n'y ai jamais vraiment pensé de cette façon.
Hiç bu şekilde düşünmemiştim.
J'avais pas vu ça comme ça.
Bunu hiç böyle düşünmemiştim. Sanırım Danny haklıydı.
Et un véhicule, un camion je crois, a grillé le feu.
Senin hiç o tarz bir insan olduğunu düşünmemiştim, anlarsın ya?
J'aurais jamais cru que t'étais ce genre.
Hiç böyle düşünmemiştim.
J'y avais pas pensé.
Hiç daha önce böyle düşünmemiştim.
Je n'avais jamais vu ça comme ça.
İsmini vermem gerektiğini düşünmemiştim, ve dahası Rebecca'nın bir süreliğine Justin'in kızkardeşi olduğunu hiç söylemedim.
Je n'ai pas cru bon lui dire le nom de la maîtresse. Encore moi que nous pensions que Rebecca était la sœur de Justin...
Vovv, hiç böyle düşünmemiştim.
Je n'avais même jamais fait le rapprochement.
Bunu düşünmemiştim. Çünkü hiç aldatılmadın.
Vous dites ça parce que vous n'avez jamais été trompée.
hiç de bile 279
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç duymadım 220
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç dert değil 31
hiç değil 97
hiç düşünmedim 35
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç duymadım 220
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç dert değil 31
hiç değil 97
hiç düşünmedim 35