English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hiç de bile

Hiç de bile translate French

2,387 parallel translation
- Hiç de bile.
Non.
Hiç de bile.
Non, elle est douce.
Hiç de bile Laverne değilsin.
Laverne, c'est moi.
Hayır, hiç de bile.
Rien du tout.
Hiç de bile. Hayır, teşekkür ederim.
Non, pas du tout.
- Hayır, hiç de bile. Seni yarına çaya davet etmek istedim.
Je voulais vous inviter pour le thé, demain.
- Hayır, hiç de bile!
- Non.
Hayır, hiç de bile.
Non.
Hiç de bile. Benim olmalı.
Non, moi, hein?
Hiç de bile!
Impossible!
Hiç de bile bilmiyordun.
Tu ne savais pas ce que c'était.
Hiç de bile. Ben bunun için buradayım.
C'est pour ça que je suis là.
Hiç de bile.
Pas du tout.
Hayır, hiç de bile.
Non. Non. Pas du tout.
Hayır, hiç de bile.
Oui, bien sûr.
Hayır. Hiç de bile.
Non, pas du tout.
Hayır, hayır, hiç de bile.
- Pas du tout.
- Hiç de bile. Rahibe sordu :
Il a donc demandé :
Hiç de bile.
Ce n'est pas vrai.
Hiç de bile.
Pas vrai.
Doğru değil bu! Hiç de bile!
C'est faux.
- Hiç de bile.
- Je ne me moque pas.
- Para israfı. - Hiç de bile.
- C'est de l'argent gaspillé.
- Hiç de bile.
- Non.
Hiç de bile.
C'est faux.
Dolgun maaşı ve avantajları hiç söylemiyorum bile.
Ne m'oblige pas à te parler du bon salaire et de tous les avantages.
Yöntemlerinin çirkefliğinden hiç bahsetmiyorum bile. Herhâlde bu hikâyeden vazgeçeceğiz.
J'éviterai de m'étendre sur ta conception nauséabonde de la déontologie journalistique, Michael, et je suppose qu'on va tout simplement oublier cette histoire.
lakin bu savaş dolu çağda yaşayıp da herkesin uzun zaman önce pes ettiği... hiç teşebbüs bile etmediği tüm ülkeyi tek bir çatı altında toplama gayesini Ieyasu-dono kararlı bir şekilde ifade ederken göğsümde dinmek bilmeyen bir yangı başladı!
Navré de vous décevoir. Toutefois... en ces temps troublés, sire Ieyasu se lance dans une entreprise qui verrait n'importe qui renoncer sitôt commencé. Ce qu'il entend réaliser sans recourir à la force...
Hiç de bile.
Mais non.
- Hiç ummadığın insanlar bile zaaflarına yenik düşebiliyor.
Même les personnes que tu ne soupçonnes pas - ont des moments de faiblesse.
Bu doğru olsa bile, ki hiç alâkası yok cinayet için bir sebebim yok.
Si c'était vrai, ce qui n'est pas le cas, j'ai pas de mobile.
- Hiç de bile!
- Ça va pas!
Tom'un politikasını beğenmiyorsun. Politikasını hiç takmıyorum bile.
Je me fiche de ses idées.
- Hiç de bile. Sadece...
Je te voyais plus du genre Sushi Bar.
Hiç. Bazen banyo yapmama bile gerek kalmıyor benim.
Ouais, parfois je n'ai même pas besoin de me doucher,
Dinle, ne olursa olsun, ben senin güzel olduğunu düşünüyorum, her geçen gün daha da güzelleşiyorsun ve bunu hiç kimse değiştiremez ölüm en güzel şekerini bana sunmuş ve ben kabul etmiş olsam bile.
Ça vaut ce que ça vaut, mais je te trouve belle, et je te trouve encore plus belle chaque jour, et il n'y a personne d'autre avec qui je voudrais aller vers la douce délivrance de la mort, que toi.
Hiç de bile!
Mais trop pas!
Hayır, hayır, hayır. Hiç de bile.
Pas du tout.
Bu adamı hiç tanımıyorsun. Kim bilir bir seri katil bile olabilir!
Tu sais rien de ce gars, ça pourrait être un tueur en série!
Hiç tepkin yok. "Battle of the Network Stars" esprisine bile karşılık alamadım.
- et je n'ai rien eu... - Mork. Même pas une blague sur "la guerre des chaînes de télé".
Uygun bir bot bile hiç giymedim.
Je n'ai même pas de vraies bottes.
Hiç de mendebur görünmüyor, hoş bile sayılır.
Il n'est pas dégueu du tout, il est plutôt mignon.
Ne türden acıklı hikâyen olduğu hiç umurumda bile değil!
Alors j'en ai rien à foutre de tes minables histoires de voleur de volaille.
Zor bile olsa, hiç onun yaninda olmak istemesen bile.. ... sana ihtiyaci olmadiğini düsünsen bile, inan bana, var.
- Même quand c'est très dur, mais quand tu voudrais être n'importe où sauf là, et même si tu as l'impression qu'il a aucun besoin de toi, crois-moi, c'est tout le contraire.
Onları hiç sikimde bile olmayan kahrolası hapis sisteminle birlikte gömsen iyi edersin.
J'espère que vous allez les emmurer dans la saloperie de votre petit système latino de prison de merde.
Belki de bu ızgara yanmaktan o kadar çok korkuyordur ki hep kısık ateşte kalıp hiç ısınmıyordur bile.
Elle a peut-être peur de se brûler les ailes. Elle reste à feu doux, tiède à jamais.
seni ilk defa böyle gördüm hiç böyle ağlamazdın sen çok tuhaf bana ne olmuş bilmiyorum dövmem bile var
Je ne t'ai jamais vue comme ca. Ces crises de larmes, c'est ton nouveau toi? C'est bizarre.
Dinle, benim bir evim ve bir eşim varmış gibi görünüyor ama... henüz 21 bile değildim, rock'ı hiç sevmedi ve kafam dumanlıydı.
Je n'avais pas ma place. Et puis j'ai rencontré une bande de cinglées aborigènes et une femme extraordinaire.
Hemşirelerin aceleyle dolaşmalarını anlamıyorum. Hiç durmuyorlar bile.
Je ne comprend pas comment les infirmières peuvent continuer malgré tout ce qui se passe sans faire de pose.
Biz de onları Sahil Güvenlik'e ilettik. Bunun onlar için bir anlama gelmediğini söylediler. Sonra FEMA'ya gönderdik ama onlar hiç yanıt bile vermedi.
Et puis nous leur avons envoyé les gardes cote et nous ont que pour eux cela n'avait aucun sens, donc nous avons envoyé la FEMA et nous avons perdu tout contact,
Ve sana bakıcılık yapamam çünkü hiç gerçek bir arkadaşın bile yok.
Je ne vais pas te garder juste parce que tu n'as pas de vrais amis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]