English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Insanlar var

Insanlar var translate French

5,365 parallel translation
Bu köyde kaybolan başka insanlar var mı?
Y a-t-il des personnes disparues au village?
Kendi anneleriyle hiç tanışmamış insanlar var burada.
Il y en a ici qui n'ont jamais connu la leur.
Burada seni diyabetik komaya sokacak kadar tatlılıkta insanlar var.
Il y a ici assez de regards langoureux pour te donner envie de vomir.
Görünen o ki, bugünü bayram günü sayan bazı insanlar var.
Il y a des gens qui considèrent cette journée comme une célébration.
Bizi öldürmek isteyen insanlar var ve sen piknik getirmişsin.
Des gens essaient de nous tuer et vous préparez un pic-nique.
Hayır, yani demek istediğim sizin için çalışan para vermediğiniz insanlar var.
Euh, je veux juste, vous savez, parler des... les gens qui travaillent pour vous et que vous ne payez pas.
Televizyon izlemek yerine yemek yerken birbirlerine gülümseyen insanlar var mı?
Y a-t-il encore des gens qui dînent avec le sourire et qui ne regardent pas la télé?
Hâlâ bizim gibi insanlar var, Beth.
Il y a encore des gens comme nous.
Dünyayı ayakta tutmaya ve düzeltmeye çalışan insanlar var.
Des gens qui essaient de sauver le monde.
Çin'de üçlü açlığı çeken insanlar var.
Il y a des gens en chine qui meurent d'avoir un ménage à trois.
Hala terörist olduğumu düşünen insanlar var.
Des gens croient que je suis toujours un terroriste.
Hayır - - tatlım, sen takımın bir parçasısın, orada sana bel bağlayan insanlar var, yani bu şekilde ortadan kaybolduğunda, bu biraz - -
Non! C'est... Chéri, tu fais partie d'une équipe, et il y a des gens, qui comptent sur toi, donc quand tu abandonnes et disparais juste comme ça, ça fait...
"Arkadaşlarım ve hatta hiç tanımasam bile her gün özlediğim insanlar var."
" J'ai des amis et même des gens qui n'ont rien à faire avec moi qui me manque chaque jour.
Apartmanımda bundan daha yaşlı insanlar var.
Dans mon immeuble, on a des gens plus vieux qu'elle!
Ateş etmeyin. İçeride masum insanlar var.
Restez là.
Onunla yaşayan insanlar var.
Beaucoup s'en satisferaient.
Beni bulmaya çalışan hasta insanlar var.
J'étais las de tous ces gens qui me recherchaient.
evet. Malaki için Denver'da çalışan insanlar var.
Malachi a des hommes travaillant pour lui là-bas.
Gretchen'ı mahkemeye çıkartamıyorsak elimizde onu seven insanlar var.
Vu que Gretchen ne veut pas témoigner, on entendra les gens qui l'aiment...
Melekler her şeyimizi aldılar ama hala onlara tapan aptal insanlar var.
Les anges nous ont tout pris, et il y a encore des idiots qui les vénèrent.
Orada yaşayıp cennete gittiğini sanan insanlar var, çok komik.
Tu sais, c'est vraiment drôle, les gens à l'intérieur pensent qu'ils sont allés au paradis.
Çok üzücü, insanların hâlâ öyle şeyler yapmaları ve hâlâ dikkat çeken insanlar var.
C'est juste agaçant qu'il y ai encore des gens qui veulent s'engager dans ça et il y a encore des gens qui reçoivent cette attention.
Farklı şeyler için farklı insanlar var.
Des personnes différentes pour des différentes choses.
Burada tedaviye ihtiyacı olmayan insanlar var.
Il y a des gens ici qui n'ont pas seulement besoin d'un traitement.
Ben, Molina'nın insanlar için yapabileceğim şey varsa Tamam, bak, ben sadece şunu söylemek için geldim ya da sizin ve çocuklar için... emin var.
Ok, je suis juste venu vous dire que si je peux faire quoi que ce soit pour la famille de Molina, ou pour vous et vos hommes,... je suis là.
Çok zor bir işiniz var. İnsanların hayatta kalması için uğraşıyorsunuz.
Docteur, votre job, c'est de garder les gens en vie.
Bu kasaba insanlarının birbirine sırt çevirmesi gibi garip bir huyu var ve ben de buna karışmaya hazır değilim.
Cette ville change les gens, et je suis pas encore prêt à me jeter dans la mêlée.
Balkabağım, bu insanlar yolunu şaşırmış durumda. Uyuşturucu kullanıyorlar, zührevi hastalıkları var.
Mon sucre d'orge, ces gens sont perdus et drogués et ils ont des maladies vénériennes.
Eğer onlar benim toprağımdaki insanları ve bu vadideki uyuşturucuyu biliyorsa, benim de bilmeye hakkım var.
S'ils savent des choses sur ceux qui dealent dans cette vallée, je devrais le savoir.
- Evet. - Lady Gaga insanları haberdar ettiği için... Kadının 40 milyon takipçisi var.
- Je suis ravi de savoir que Lady Gaga va s'engager auprès... elle a 40 millions de personnes qui la suivent sur Twitter.
- Muhabir olmayan insanlar da var.
Il y a des gens sur ce vol qui ne sont pas journalistes.
Ama insanların farklı stilleri var.
Mais chacun son style.
Ama bu insanların nasıl niyetleri var bilmeliyim.
Mais je me demande quels sombres desseins on nous réserve.
Etrafımızdaki insanların ağzı var dili yok.
Ils ne parlent pas trop autour de nous.
İnsanların işi gücü var.
Les gens sont occupés.
Hala insanlarını kurtarmak için şansın var Sidao.
Tu as encore le pouvoir de sauver ton peuple, Sidao.
Bahse varım o insanların interneti araştırmasını istemesinin asıl nedeni senin çıplak selfielerini bulmaktı.
Je parie que la vraie raison pour laquelle il a mis ces gens sur le Net c'était pour chercher des selfies de toi nue.
İnsanlar var etrafta.
Il y a des gens ici.
Bu insanların senin yardımına ihtiyacı var.
Et ces gens vont avoir besoin de votre aide.
Bence sende insanların duymak istedikleri şeyleri anlamak gibi bir özelliğin var ama ne olduğunu bildiğini sanmıyorum.
Je pense que vous avez du flair pour comprendre ce que les gens aimeraient entendre, mais je ne pense pas que vous savez qui vous êtes.
İnsanların sana açılması sana güvenmesi konusunda yeteneklisin ama bir sorun var o da bu yeteneğini onlara yardım etmek için mi yoksa onları idare etmek için mi kullanacağın.
Vous avez un don pour obtenir des gens qu'ils s'ouvrent à vous, vous fassent confiance, et la question est comment vous utilisez ce don pour aider les gens ou pour les manipuler.
James, bu insanlar gerçekten hasta ve gerçek bir doktor tavsiyesine ihtiyaçları var.
James, ces patients sont légitimement malades et ont besoin de vrais docteurs.
- Varlıklı insanlar arasında, ve onlardan birkaç tane var.
Parmi les riches, qui sont rares.
Cadılar falan yok, sadece benim gibi zavallı insanlar, avlanan ve taciz edilen, işkence edilen ve katledilen, bunun da tek bir sebebi var, sizden olmamaları!
Il n'y a pas de sorcières, seulement de pauvre gens comme moi, chassés et troublés, torturés et assassinés, et pour aucune autre raison qu'ils ne sont pas vous!
Düz insanlar için de öyle bir uygulama var mı?
Il y a des applications comme ça pour les hétéros?
Gördüm ki şehirde kırmızı şimşeğe benzer bir şey için ihbarlar var. Soyguncuları durduran, yanan binadaki insanları kurtaran biri için.
Il s'avère qu'il y a eu des rappports sur une trainée rouge autour de la ville voleur arrêté, sauvetage de personnes d'un immeuble en feu.
Şöyle üzücü bir durum var ki Dedektif, çok para kazandığınızda kazanmayan insanlar sizin paranızı alabileceğini düşünüyor.
C'est un triste fait de la vie, détective, que quand vous gagnez de l'argent les gens qui n'en n'on pas pensent qu'ils peuvent vous le prendre
Ve hâlâ bunlarla başa çıkman için insanların yardımına ihtiyacın var.
Et tu as toujours besoin de gens pour t'aider sur un tas de choses.
Şu bakışın var ya, partine gelmeden önce insanların yemek yeme sebebi.
Ce regard là explique pourquoi les gens mangent avant de venir à tes fêtes.
İnsanların ne istediklerini bilmek gibi bir yeteneği var.
Elle a un don incroyable pour savoir juste ce qu'une personne veut, ce qu'ils manquent.
Bir de insanların ülkenin dört bir yanında verdiği partiler var.
Il y a ces fêtes que les gens font dans tout le pays.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]