English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Insanlar ölür

Insanlar ölür translate French

273 parallel translation
O insanlar ölürse Joe Wilson da ölür. Bunun farkındasın, değil mi.
S'ils meurent, Joe Wilson mourra.
Çünkü yaşlanıyorum ve yaşlı insanlar ölür. Senin için ağlayacak hiç kimse olmayacak.
Je vieillis, les vieux meurent et personne ne te pleurera.
Hükümet ve kuruluşlar parçalanabilir, insanlar ölür ama Walter Bedeker yaşadıkça yaşar!
Les institutions passeront, les mortels trépasseront, mais Walter Bedeker vivra à jamais.
Tüm insanlar ölünce kaybeder ve tüm insanlar ölür.
Tous les hommes perdent en mourant et nous mourrons tous.
Tüm insanlar ölür.
Les hommes meurent.
Bizim işimizde, Anya, insanlar ölür.
Dans notre métier, Anya, les gens se font tuer.
Bitkiler ölünce de insanlar ölür!
Tuer les récoltes tue les gens!
Sonra... bazı insanlar ölür, ama öldüklerini anlamazlar.
Et puis, il y a des gens qui meurent... mais ils ne savent pas qu'ils sont morts.
10 gün içinde geriye kalan tüm insanlar ölür.
Et dans les 10 jours... tout le reste de la population... mort.
Bombaları tam hedefe bırakmazsak, masum insanlar ölür.
Si on tape à côté, beaucoup d'innocents mourront.
Yoksa insanlar ölür.
Sinon, des hommes meurent.
Bence, insanlar ölür ve yeniden dirilirse, yaşamın değerini anlarlar. Ayrıca bence sağ kalan tüm çocuklar da... yaşamın değerini anlayacaklardır.
Je pense que si les gens... mouraient et revenaient après à la vie, ils apprécieraient mieux la vie.
- Ameliyatta sadece kötü insanlar ölür.
Ça n'arrive qu'aux gens méchants.
Binalar yanar, insanlar ölür ama gerçek sevgi sonsuza kadar sürer...
Les maisons flambent, les gens meurent, mais l'amour véritable dure pour toujours...
Beni gazla dışarı çıkmaya zorlarsanız, ya da aptalca bir şey yaparsanız, bu insanlar ölür.
N'essayez ni de me gazer ni rien, ou je les tue.
Savaşta insanlar ölür.
La guerre tue.
Ona maruz kalan insanlar ölür.
Il est toxique, mortel.
Paniklerse, masum insanlar ölür.
Si le détenu voit un uniforme, il paniquera.
Savaşta insanlar ölür.
En guerre, les gens meurent.
Johnny, Federal Serviste insanlar ölür.
Johnny, les gens se font tuer pendant le service fédéral.
Seven insanlar da ölür. Ve sevdiğimiz insanlar.
Même ceux qui nous aiment meurent et ceux qu'on aime aussi.
İyi insanlar hep ölür.
C'est toujours les bons qui s'en vont.
İnsanlar ölür.
Tu sais, les types, ils se font tuer.
- İnsanlar ölmeden önce korkudan ölür.
- Des gens sont déjà morts de peur.
Belirsizlik içinde, düşsel bir geçmişte insanlar sessizce, gelişigüzel ve kimse bilmeden ölür ; diğerleri de görevlerini yerini getirmeye devam eder. Görmeden, çamur içinde çiğnenmiş cesetlerin üzerinde yürüyerek.
Dans ce contexte vague et irréel, des gens mouraient silencieusement, simplement anonymement, pendant que d'autres accomplissaient leur devoir les victimes pietinaient dans la boue, sur laquelle elle marchait sans rien voir
İnsanlar neden ölür ki, anlat bana!
Pourquoi faut-il mourir? Dites-le moi!
İnsanlar aşktan sadece filmlerde ölür.
On ne meurt d'amour qu'au cinéma.
Yağmur yağar, gök gürler,... insanlar doğar ve sonra da ölür.
La pluie qui tombe. La foudre qui s'abat. Les gens qui naissent et meurent...
Medeniyetimiz yaşar. İnsanlarımız ölür ama kültür devam eder.
Les gens meurent, mais notre civilisation se perpétue.
İnsanlar ölür, ama o ölümsüzdür.
Les hommes meurent un jour ou l'autre, mais Maîtresse Hilda est immortelle.
- İnsanlar ölür.
- Les hommes passent.
İyi insanlar genç yaşta ölür, senin gibiler de böyle geri döner.
Les meilleurs y restent, et un type comme toi revient.
Biz, neden Vietnam'da kalmak için çok şeye katlandık? Eğer Vietcongluları silemezsek ülkemizi mahfederler, ve insanlarımız ölür.
Je lutte pour empêcher les Viêt-Cong d'envahir mon pays et d'assassiner mon peuple.
İnsanlar hep ölür. Ama bu, ekranın önünde olmaz.
Des gens meurent, mais pas à l'écran.
İçinde insanların ölmediği birçok hikaye vardır, ya da ölmesi gerekenden çok daha azı ölür.
où les gens ne meurent pas, ou bien où moins de gens que prévu meurent.
İnsanlar hep ölür.
Les gens meurent tout le temps.
İnsanlar hep ölür.
Ça arrive souvent.
İnsanlar neden ölür?
Pourquoi ils meurent, les gens?
Kimse kalp krizinden ölmez. İnsanlar iğrenmekten, hayal kırıklığından ölür.
On ne meurt pas d'une attaque... mais de dégoût, de déception.
Umutsuzluğa kapılma. İnsanların nefreti geçer ve diktatörler ölür.
La haine passera, les dictateurs ne sont pas éternels
İnsanlar kısmetleri yüzünden ölür Kuşlar yem için ölür Ölü meslektaşlarına vaaz ver
les hommes meurent pour l'argent, les oiseaux pour la nourriture.
Hani derler ya, "İnsanlar para için ölür. Kuşlarsa yemek için."
"Les gens meurent pour de l'argent, les oiseaux pour la nourriture."
İnsanlar ölür.
Les gens meurent.
İnsanlar ölür.
Des gens meurent.
İnsanlar ölür, Mark.
Les gens meurent.
İnsanlar her zaman bu şekilde ölür.
Des gens meurent à chaque instant, brusquement.
Hayır. Burada hep olur. İnsanlar ölür, kendimizi kötü hissederiz.
C'est comme ca. Les gens meurent, ça fait très mal.
İnsanlar ölür. Ben insanım.
Je suis humain, donc faillible.
Halat kullandık, ancak insanlar burada aynı şekilde ölür.
Malgré les cordes installées ici, des accidents se produisent encore.
İnsanlar ölür ve hayalet olurlar.
Les gens meurent et deviennent des fantômes.
İnsanlar her zaman ölür.
Les gens ne cesseront de mourir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]