Karar sizin translate French
598 parallel translation
Karar sizin.
Je vous laisse juge, Mr Deeds.
Vicdanınıza kalmış karar sizin.
En vous-mêmes, c'est à vous de décider.
Karar sizin elinizde.
La décision vous appartient.
- Ama karar sizin.
La décision dépend de vous Mme Harding.
Tamam, Kral, karar sizin.
OK, Roi... Vous êtes le patron!
Tamam Kral, karar sizin.
OK, Roi... Vous êtes le patron!
Karar sizin.
C'est votre décision.
Karar sizin.
Vous faites comme vous voulez.
Karar sizin, Komiser.
Décidez-vous, commissaire.
- Karar sizin.
- C'est votre choix.
Karar sizin.
La décision vous appartient.
Bir. Pardon. Karar sizin ama içki değil.
Certes, mais pas quant à ce cocktail.
Karar sizin.
C'est à prendre ou à laisser.
Karar sizin.
Vous êtes seul juge.
Zola cezalandırılmalı, ve tüm Fransa sizin kararınızı bekliyor.
Zola doit être châtié! Toute la France attend votre verdict!
Bu meseleyi sırf sizin kararınıza bırakmaya cesaret edemediler.
On n'a pas osé vous donner tous les éléments et les soumettre à votre verdict.
Sizin tavsiyenizi dinlemeye karar verdim.
Finalement, j'ai decide de suivre vos conseils.
Sizin işiniz Bayan Kane'in yeteneği hakkında karar vermek değil.
On ne demande pas votre avis sur les dons de Mme Kane.
Fakat, tabii ki bu sizin kararınız.
À vous de décider.
- Sizin kararınız nedir Şef?
Votre verdict?
Sizin yeriniz, imparatorun karar verdiği yerdir.
Ta place est là où l'empereur te dit d'être.
Sizin düşüncenizi sormaya karar verdik... servisten ayrılmamızı isterseniz eğer.
Eh bien? Nous voudrions votre avis sur une éventuelle démission.
Eğer sizin dediğiniz şekilde iyi bir asker olunuyorsa, kendi kendine karar veremeyen, düşündüğünü söyleyemeyen,... kör, dar görüşlü ve yüksek makamlar için yetersiz
Mais si être un bon soldat, c'est être un soldat comme vous, se montrant incapable de penser et de dire ce qu'il pense, d'être étroit d'esprit, de fermer les yeux et d'être insensible
Konuş ya da benim kararıma güven, benim kaburgam keskin olsa ve dilim şarap için kavrulmuş olsa da, öğrenebilen bir adamım, ben bile sizin için seçebilirim.
Parle, et aie confiance en mon jugement, car même si on voit mes côtes et que je suis assoiffé de vin, je suis un érudit. Je peux même me charger de ta correspondance.
Sizin göreviniz, kanıtları inceledikten sonra gerçekten suçsuz olup olmadığına karar vermek.
Il vous revient de dire après les témoignages s'il est coupable ou non.
Bu kararı sizin vermeniz ne denli doğru olur bilemem.
Ma sœur a sa propre idée sur la question.
Tam da kalmak isteyip istemediğinizi soracaktım ama ama görünüşe göre görevliler sizin adınıza karar vermişler.
J'allais vous demander si vous vouliez partir. Il semble que les gardiens aient décidé que nous devons rester.
Belki yeni aşkının heyecanı size karşı sorumluluklarını unutturmuştur... ve sizin yerinize Süleyman'la anlaşmaya karar vermiştir
Amoureuse, peut-être a-t-elle oublié ses engagements, trouvant I " alliance avec Salomon plus à son goût.
Şimdiki işim sizin için Bay ve Bayan Castle dileklerinize karar verin ama şunu da aklınızdan çıkarmayın...
Maintenant, c'est votre tour de décider de la nature de vos vœux, en ayant en tête, bien sûr,
Sizin karar vermenizi istiyorum.
À vous de juger.
Bu sizin kararınız.
C'est vous qui décidez.
Ve kalanlar için karar, sizin alkışlarınızla verilecek.
Elles seront jugées seulement par vos votes.
O konuyu sizin kararınıza bırakıyorum. Siz daha iyi bilirsiniz.
Je vous laisse décider, vous ferez au mieux.
Sizin kararınız olmalı.
La décision vous revient entièrement.
İngiltere kilisesinin başı ve sizin ruhani babanız olarak, benim hakkımda karar vermenizi sizlere yasaklıyorum.
En tant que chef de l'Eglise d'Angleterre et en tant que votre père spirituel, je vous interdis de formuler un jugement envers moi.
Kararı sizin vermenizi istedim. Size söylemedim.
Je pensais que vous auriez trouvé.
Sizin kararınız, ama bana onlarla kurban olma hakkımın verimesini istiyorum. " diyerek çağrıda bulunması gerçekten şantaj mıdır?
C'est votre prérogative, mais accordez-moi le privilège d'être massacré avec eux "?
Eğer kabul ederseniz sizin göreviniz, Bay Briggs Elena Del Barra'nın neden bu şekilde tuhaf davrandığını öğrenmek ve görevine devam ederse örgütümüz için bir tehlike olup olmadığına karar vermek.
M. Briggs, votre mission, si vous l'acceptez, est de trouver pourquoi Elena Del Barra se comporte si bizarrement et si cet agent clé va continuer à représenter une menace pour notre organisation.
Sizin yaşam formunuzu taşıyan bir İlk Federasyon gezegeninde sizi idare etmeme karar verildi.
Je vais vous conduire sur une planète de la première Fédération qui peut accommoder votre espèce.
Ama bu kararı vermek sizin işiniz değil.
Mais vous n'aviez pas cette décision à prendre.
... karar sizin.
Passé ce délai, il sera tué et vous de même.
Aslında Richard'ın ilk fikri, sizin paranızı almak için onu üçkağıda getirmekti. Ama bu çok çetrefilliydi. O yüzden de ondan kurtulmaya karar verdi.
Au début l'idée de Richard, c'était de l'entortiller pour prendre votre argent... seulement comme c'était trop compliqué, il a décidé de se débarrasser d'elle.
Sizin için vermesi zor bir karar olmalı. Evet.
Ce fut dur de prendre une telle décision?
Bildiğiniz gibi... arkadaşlarınız canlarını kurtarmaya karar verdi... ve teslim olup bize sizin yerinizi söyledi.
Comme vous le savez, vos camarades ont décidé de sauver leur vie en se rendant et en nous donnant votre position.
Evet. - Bu sizin kararınız mı?
C'est ce que vous déclarez?
Bill Cody'nin yaptığı şeyi sizin için yapmaya karar verdim.
J'ai décidé de faire pour vous... ce que Ned Buntline a fait pour Bill Cody.
Size bunlar hakkında hiç bir zaman kesin kararımı söylemedim... ve siz, işi aldığınıza inansanız da... şey, sizin seçilebilecek bir aday olduğunuzu... kaale bile almadım.
Je ne vous a jamais donné de réponse définitive... vous pensiez avoir ce travail... je n'ai jamais envisagé... de vous prendre.
Bu sizin kararınızdı, bunu kabullenmeniz gerek.
Vous avez pris une décision, il vous faut vivre avec.
50.000 doları sizin almanız gerektiğine karar verdik.
Nous voulons vous laisser les 50000 dollars.
Jüriyi oluşturan baylar ve bayanlar! Tanıkların huzurunda şunu söylemem gerek ki... Sizin kararınız da - en kibar şekliyle söylemek gerekirse - pek kolay değil.
Messieurs les jurés, avec de tels témoins votre verdict sera difficile à rendre!
Ama herkes olduğunu söylüyor... ve apartmanı ayda iki kez sizin temizlemeniz gerektiğine karar verdik.
C'est comme ça, tout le monde le dit. On est tous d'accord, vous devrez nettoyer deux fois par mois.
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinleyim 24
sizinki 37
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinleyim 24
sizinki 37
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle mi 26
sizindir 39
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizin neyiniz var 74
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizinle geleyim 25
sizin yerinizde olsam 24
sizindir 39
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizin neyiniz var 74
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizinle geleyim 25
sizin yerinizde olsam 24