English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Koc

Koc translate French

6,017 parallel translation
... Koc...
... Huz...
Oyun öncesi bizi gaza getirecek bir şey söyleyecek misin koç?
Tu nous a préparé un programme d'avant match, coach?
Claudia'nın yeni bir koç arayışı içinde olduğunu biliyoruz.
Nous savons que Claudia cherchait un nouvel entraîneur.
Biz de aynı şehirde hizmet veriyoruz koç.
Nous aussi, on travaille pour la ville, coach.
- Koç nasıl?
Coach!
Koç her şeyin kafamda olduğunu söylüyor.
Le coach pense que tout est dans ma tête.
Kavgacı tipleri yere serdim ve deniz aşırı koç transfer ettirdim!
J'ai lutté avec les perturbateurs sur le terrain et fais envoyer tes coaches à l'étranger!
- Sadece koştum koç.
J'ai fait que courir, Coach.
Hadi ama, koç
Aww, allez coach.
N'aber koç?
Oh, qu'est-ce qui se passe, coach? !
Sağ ol koç.
Merci, coach.
Al bakalım Lois ; altı tane kobra, biraz ipek ve koç boynuzu aldım.
Bon, voilà 6 cobras, un rouleau de soie et une corne de bélier.
Koç buna baktı.
Le coach a regardé.
Koç Abernathy'den nefret ederdim.
Le mec était trop cool. Il avait cette moustache géniale.
Koç, mola haftasına girerken nasıl hissediyorsunuz?
Coach, donc, comment vous sentez-vous pour diriger cette semaine de congés?
Ama koç, bugünkü bir zaferden sonra bile takımın son dönem de bir sürü ceza almasından endişelenmiyor musunuz?
Mais, Coach, même avec la victoire d'aujourd'hui, êtes-vous un peu inquiet de la façon dont l'équipe semble accumuler des pénalités dernièrement?
Koç neden bu kadar savunmacısınız?
Coach, pourquoi êtes-vous sur la défensive?
Koç, seninle bir saniye konuşabilir miyim?
Coach, euh, je peux vous parler une seconde?
Koç, fikrini değiştirirsen benim kapım hep açık.
Coach... Si vous changez d'avis... ma porte est toujours ouverte.
Pek sayılmaz. Koç ve Damanı Jensen.
L'entraineur Damani Jensen.
Pat, senin 12 aydır çektiklerini bu ligde çok fazla koç çekmezdi.
Alors, écoutez, Pat, pas beaucoup d'entraîneurs dans cette ligue aurait pu mettre en place avec la merde que tu as fait pendant 12 mois.
Nasıl hissediyorsun koç?
Comment ça va, Coach?
Hadi koç.
Oh, allez coach.
Jessica Day o kira kontratını imzaladığında sen, ben ve Koç "çakmama yemini" etmiştik.
Quand Jessica Day a signé ce bail, toi, moi, et Coach tous avons pris un serment "pas de baise".
Koç, senin için de uygunsa bize baş başa birkaç dakika verir misin?
Hey, Coach, si ça ne vous dérange pas, Je pense que, euh, je pense qu'on a besoin quelques minutes entre nous.
Koç takımda olduğumu düşündü.
Le coach pensait que j'étais dans l'équipe.
Bir sonraki maç Terre Haute'a karşı ve koç gerçekten şey yapmamı istediğini söyledi neydi o kelime?
Donc le prochain match est contre Terre Haute, et mon coach a dit qu'il voulait vraiment que je, - C'est quoi le mot?
- Koç burcu.
- C'est quand ton anniversaire?
Baksana koç.
Hey, Coach.
Koç.
Entraîneur.
Koç Blair onu star yaptı ve bu bazı oyuncuların pek hoşuna gitmedi.
coach Blair- - Il mettait Dicey sur un pied d'éstale. et ça n'allait pas super bien avec certaines autres Dolls.
Koç Blair'in bilgisayarına bakmalıyım.
je dois avoir accès à l'ordinateur du coach blair et il reste là
Koç Blair burada mı?
Le coach Blair est ici?
Koç. Sirens sıkı çalışmış.
coach, on voit trop les sirenes ici
Koç Blair'in sabit diskindeki her şeyi.
elle à envoyé le coach Blair le disque dur entier
Maça girmek istiyorum koç.
Coach, je veux y retourner.
- Beni geri al o zaman koç.
Mets-moi dedans, coach.
Koç beni savunmanın solunda oynatıyor.
Le coach m'a mis en défenseur gauche.
- Koç.
Bélier.
"Ufkunu genişlet, sevgili koç."
Élargissez vos horizons, cher bélier.
Tam bir koç burcuyum.
Je suis comme un bélier.
Sen kenarından koç değil misin ama?
Tu n'es pas proche du bélier?
Hıristiyan olduğum için astrolojiye pek fazla inanmam ama Koç burcu olduğum söylenir.
Être chrétien, je ne fais pas beaucoup croyez dans l'astrologie, mais je suis dit je suis un Bélier.
İyi şanslar, koç.
Et bien, bonne chance, coach.
Koç ve May kavga ediyorlar.
Coach et May se disputent.
May'in kollarını baskın bir pozisyonda kavuşturmuş ve... -... Koç alnıyla piyano çalar gibi oynuyor.
Ses bras sont croisés en position de domination, et il joue avec son front,
Dostum, waffle sıcak olsa iyi olur yoksa kötü olacak. - Selam, Koç.
Cette gaufre a intérêt d'être chaude ou ça va chauffer pour vous.
May ve Koç hakkında konuşmalıyız!
On a besoin de discuter de May et Coach!
Koç birinden ayrılır, biz onu dışarı çıkarırız ve sarhoş olur.
Coach a rompu avec sa copine, on va sortir, et il sera reboosté.
Koç birinden ayrıldığında nasıl olduğunu biliyorum ama May farklı.
Je sais comment ça marche d'habitude quand Coach rompt avec une fille, mais May est différente.
Bakın, çocuklar, Koç May ile konuşmalı.
Coach doit parler à May.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]