Korkunc translate French
24,337 parallel translation
- Nişanlanmanız, o korkunç silahlı saldırı, mucizevi tedavin, hepsi peri masalıydı.
Tes fiançailles, cette horrible fusillade, ton rétablissement miracle... C'était juste un conte de fée.
Robot arılar. Korkunç
Robots-abeilles, super.
Çünkü korkunç da o yüzden.
Parce que c'est flippant.
Sadece babanızın bu korkunç fikirleri nereden aldığını çıkarmaya çalışıyorum
J'essaie juste de comprendre d'où votre père tient ces idées.
Bak, korkunç şeyler gibi gözüken şeyler yapmış olabilirim. - Ekipmanlarımı çalmaya çalıştın.
Tu as essayé de me voler.
- Burada, kanepede oturuyordum ve yine o korkunç canavar kâbusunu gördüm!
Il s'est passé quoi? J'étais assis là et j'ai fais un autre cauchemar de cet horrible monstre.
Daha da korkunç oldular.
Ils sont même devenu pires.
Bak şimdi, bu cihaza bağlandığında uyku zihnime girebileceksin. Ve orada şu korkunç rüyalarımı ebediyen sonlandıracaksın.
Une fois connecté à cet appareil, tu pourras pénétrer dans mon esprit et mettre un terme à ces mauvais rêves.
Korkunç insanlar, dünyanın bir başka yerinde haykırıyor. Yetişkin şeyleri.
Des gens effrayants criant à l'autre bout du monde, trucs d'adultes.
Bu akşamki flaş haberimiz : Quahog Hastanesi'nin çocuk ünitesinde patlayan bir su borusu dört çocuğun ve bir hemşirenin korkunç bir şekilde ölmesine neden oldu.
Nouvelle exclusive, l'explosion d'une colonne d'eau à la clinique pédiatrique a provoqué la noyade de quatre enfants et d'une infirmière.
- Yeter! Çok korkunç.
Arrête, ça fait trop peur!
Ne kadar korkunç bir hikâye.
C'est une histoire terrible.
Sen gündeme getirmeseydin ben böyle korkunç bir şeyi asla göze almazdım.
Je n'aurais jamais imaginé une chose aussi horrible. si tu ne me l'avais pas suggérée.
Korkunç olmasını bekliyorsun normalde. - Panikliyorsun, korkuyorsun.
On s'attend à ce que ce soit terrifiant, juste de la panique et de la peur.
Çünkü onu kontrol etmezsem Mick korkunç bir adama dönüşebilir.
Sans moi pour le contrôler, Mick peut faire peur.
Bu uzay randevusu korkunç gidiyor.
Ce rencard spatial se passe mal.
Korkunç bir şey. İyi misin?
On m'a dit ce qui s'était passé.
Çoğu zaman korkunç ülkelerde orada olmamı istemeyen yetersiz memurlarla çalışıyorum. - Benim gibiler mi yani?
Mais le plus souvent, c'est dans des pays horribles pour bosser avec des incompétents qui ne veulent pas de moi.
Korkunç şeyler görmüyorum aslında.
Rien de si hideux.
Atlantic Şehir Park'ında bir adamla karşılaştım... rakip bir bilim adamı bu denli korkunç bir yaratığı yaratabilecek biri.
J'ai autrefois rencontré un homme dans le parc d'Atlantic County... un scientifique rival plus que capable de créer des créatures horrifiques que celle-ci.
Gerçekten korkunç bir insansın.
Tu es une personne horrible.
Korkunç Einar'ın oğlu!
Fils du Einar redoutable!
Çünkü bu korkunç bir şey.
Parce que c'est horrible.
Fakat sonra içimden ufak, korkunç bir parçam onun hakkında yanılıp yanılmadığımı öğrenmek istiyor. Gerçekten iyi bir insan olup olmadığını aşık olduğum adamın gerçek olup olmadığını öğrenmek istiyor.
Mais il y a... une minuscule, terrible partie de moi qui a besoin de croire que je ne me suis pas trompée sur lui... qu'il est en fait une bonne personne, qu'il est l'homme dont je suis tombée amoureuse.
Sonra bu ufak, korkunç parçam yine kafamı kurcalıyor. "Ya o benim hayatımın aşkıysa?"
Mais cette terrible, minuscule, partie de moi continue de se demande, "Et si... c'était l'amour de ma vie?"
Değişik insanlarla dolu korkunç bir yer.
C'était horrible, tous ces fous.
Ben burada takılırım, mısır falan patlatırım korkunç bir film izlerim, sonra da yatarım.
Je vais juste traîner, me faire du popcorn, regarder un film d'horreur et aller au lit.
Bu şok edici ve korkunç bir şey ama...
C'est choquant et terrible, mais... Quoi?
Kişisel sancıların, büyük acıların,.. ... korkunç anıların,..
Maintenant, tes chagrins personnels, tes énormes souffrances, tes terribles souvenirs,
Duyulacak olursa yaratabileceği korkunç sonuçlar...
En raison des répercussions terribles qui pourraient en résulter si jamais cela finissait par se savoir.
Yaptığım korkunç bir şey, itiraf etmem gerekiyor.
Je dois vous confesser une chose horrible.
Şimdi yapmamız gereken tek şey kimin gideceği ve kimin geride kalıp, korkunç Hive ve primatların saldırılarını durduracağına karar vermek.
Maintenant, tout ce qu'on a à décider, c'est qui y va et qui reste pour retenir une vague de Primitifs et Le Terrible Hive.
Çoğu uzmana göre bu sıradan bir kriz değil çok korkunç bir örneği.
La plupart des experts s'accordent à dire que c'est pas une simple crise, mais c'est une situation désespérée.
Ancak bu insanların dertleri niye bu kadar korkunç olmalı?
Mais pourquoi leur épreuve à eux est-elle si terrible?
Sükûtunun ağırlığı korkunç.
Le poids de votre silence est terrible.
Korkunç bir iş! Korkunç!
Une terrible affaire!
İşte bu çok korkunç.
C'est flippant.
Yeniden Doğuş hakkında bazı korkunç şeyler duymuş olabilirsiniz.
Vous avez peut-être entendu des choses effrayantes sur Renaissance.
Kim korkunç şeyler duydu?
Qui a entendu des trucs comme ça?
Eskiden insanlar başlarına korkunç bir şey geleceğinden korkardı.
Autrefois, les gens avaient peur qu'il leur arrive un malheur.
Seni o korkunç emlak işine ikna eden oydu sonuçta..... seni ligde tehlike bölgesinden çıkabilmek için bir yıl ekstra oynattı.
Il t'a convaincu de réinvestir dans l'immobilier, et obligé à jouer 1 an de plus pour sortir du rouge.
Yaptıkları şey korkunç.
Ce qu'ils font est mal.
Şartlar korkunç ötesiydi ama bir ışık göründü.
Ma situation a été au delà de l'horreur, mais une lumière est apparue.
Yedek kalpler, sana yardım eden korkunç cadılar.
Un cœur de substitution, des sorcières folles t'aidant.
Bugün ölüm korkunç bir sürü başlangıcıdır.
Aujourd'hui est le commencement d'une longue liste de morts.
Iyi, o görünüyor. Korkunç.
Il a une mine terrible.
Merak ediyorum da.. .. beni o korkunç yere kapatırken.. .. birgün rollerimizin değişebileceği..
Je me demande, lorsque vous avez décidé à la brique moi dans cet affreux tombeau, at-il jamais venu à vous que nos rôles pourrait un jour être inversé?
Bu adamları tanımıyorum ama korkunç bir şey yapmışlar.
Écoute, je ne connais pas ces hommes, mais ils ont fait une chose horrible.
- Korkunç.
- C'est horrible.
- Korkunç şeyler yaptım.
J'ai fait d'horribles choses...
Çok korkunç bir olay.
C'est horrible.
korkunç 714
korkunçtu 236
korkunç bir şey bu 27
korkunç görünüyor 30
korkunç değil mi 20
korkunç şeyler 23
korkunç bir şey oldu 46
korkunç bir şeydi 28
korkunç bir şey 150
korkunç görünüyorsun 50
korkunçtu 236
korkunç bir şey bu 27
korkunç görünüyor 30
korkunç değil mi 20
korkunç şeyler 23
korkunç bir şey oldu 46
korkunç bir şeydi 28
korkunç bir şey 150
korkunç görünüyorsun 50
korkunçsun 25
korkunç birşey 17
korku 183
korkuyorum 1153
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkunç birşey 17
korku 183
korkuyorum 1153
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70