English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ L ] / Lut

Lut translate French

114 parallel translation
Geriye baktığında Lut'un karısına ne olduğunu biliyorsun, değil mi?
Tu sais ce qui est arrivé à la femme de Loth?
- Lut'a ne oldu?
- Qu'est-il arrivé à Loth?
Lut'un karısına ne olduğunu biliyorsun, değil mi?
Tu sais ce qui est arrivé à la femme de Loth?
Yani Jules Verne'in "Dünya'nın merkezine seyahat"
Et quand il lut que dans le livre de Jules Vernes, que des gens avaient vu des dinosaures encore en vie...
Ardından bana Herman Melville'nin Galapagos Adaları'ndan Encantadas'ın tarifini okudu. Bana tarifi okudu ve oraya gitmemiz gerektiğini söyledi.
et il me lut la description par Melville... des lles Enchantées, les Galapagos... puis il me déclara que nous devions y aller.
Bayan Lautmann... Nasıl iş bu? Lut'un karısı gibi durmayın orada!
Madame Lautmann, ne restez pas là comme la femme de Loth.
Merhaba.
'lut.
Ona günaha karşı kazandığım zaferden bahsettim ve kutlamak için birlikte bir saat İncil okuduk.
Je lui racontai ma victoire sur la tentation, et on lut la Bible pendant une heure pour fêter cela,
Rose büyüdükçe Yargıç'ın okuduğu kitapları okumaya başladı.
Rose lut les livres que le juge avait lus.
Çünkü yarın...
Parce que demain trrrrr-lut!
Adım Lut.
Mon nom est Lut.
Yüce İsa, "Lut diyor, peygamber demiyor."
On peut mener un mulet à l'eau sans qu'il boive pour autant.
O lafın doğrusu ; "Nuh" olacak. Lut değil, Nuh.
Un cheval, pas un mulet.
Champollion bu koridorlarda yürürken,... kendinden öncekileri de büyüleyen yazıtları okuyordu.
Champollion parcourut ces salles, et lut sans effort ces inscriptions... que personne ne comprenait.
Müfettiş, adli deliller okunurken siz de mahkemedeydiniz değil mi?
Vous étiez là, inspecteur, quand on lut le rapport médical?
Gidip Lut Gölü'nün dibine bak.
Regarde au fond de la Mer Morte.
BAĞLANTIYI KES, DAHA ÇABUK! MORU BUL. Morları birbirine mi dolayacağım?
Je les remets ensemble? "Lut-sa".
- Merhaba Dr nasılsın?
-'Lut, Doc. Comment ils s'en sortent?
Okudukça, aslında karşı karşıya olduğu şeyin aşağı yukarı kendi hayatı olduğunu daha çok fark etti.
"Plus elle lut..." plus elle réalisa que ce qu'elle tenait entre ses mains... n'était autre que sa propre vie
Ah, hayatım yaşamaya... Merhaba, küçük dostum.
La vie est une sale...'lut, petit copain!
"Oylar sayıldıktan sonra, İnaba sonucu açıkladı."
"Au comptage des bulletins, Inaba le lut distinctement d'un ton mielleux."
Viyana'da bulunan Ignatz, Valeria'nin mektuplarını... defalarca okudu.
À Vienne, Ignatz lut et relut mille fois la lettre de Valérie.
İyi günler. "
S'lut. "
- Merhaba, Marsha.
-'lut, Marsha.
- Merhaba.
-'lut.
Lut Peygamber onları içeri aldı ve onları korudu.
Lot les fait entrer et les protège.
Tanrı Lut Peygamber ve ailesini kolladı. Bingo!
Dieu épargne Lot et sa famille.
- Selam.
-'lut.
- Günaydın.
-'lut.
- Selam, Snake.
-'lut, Snake
- Merhaba.
- S'lut.
Selam!
'lut!
En gergin halimiz, sonuç açıklandığında değil, savcı suçlamaları okurkendi.
Le moment le plus dur ne fut pas à la lecture du verdict, mais quand le procureur lut les accusations.
Michael, Jessie'nin yerleştirdiği haberi gördü.
Et Michael lut l'histoire concoctée par Jessie.
Ta ki bir sonraki satırı okuyana kadar.
Besoin d'argent puis, il lut la ligne suivante.
Ne oldu?
Lut Johnny.
Lut Gölü Yazıtlarında gizli diziler arıyorum.
- Je suis un mathématicien. Vous savez, je recherche des codes secrets dans des parchemins de la mer morte.
Thompson arama emrini okudu!
Thompson a lut le mandat!
Lut, Tanrı'nın önünde yemeği dert edemezdi.
Lot, devant Dieu, ne pourrait argumenter en faveur de cette nourriture.
Lut'un karısı o yemeğe dönüştü.
La femme de Lot était peut-être dans cette nourriture.
- Merhaba, Homer.
-'lut Homer.
Carson, merhaba.
Carson,'lut.
Hemmings postayı okudu ve tüm servetinin geleceği olan şirketin başkanı olarak herkesin yapacağı şeyi yaptı.
Hemmings lut son message et réagit comme un PDG dont la fortune reposait sur le succès de son dernier projet.
Hiç olamadığı insanlar hakkında hiç yaşayamayacağı maceraları okurdu.
Elle lut sur des gens qu'elle ne serait jamais, et des aventures qu'elle ne vivrait jamais.
Mektup bir çocuktan geliyordu ve bunu okuyan bilim adamı bunu bir eşek şakası sanmıştı.
Elle venait d'un garçon de la campagne, et le scientifique qui la lut pensa que c'était peut-être une blague.
Lût'un karısını duydun mu hiç?
As-tu entendu parler de la femme de Loth?
Cenaze konuşmasını Lee Strasberg yaptı, Marilyn'in yüzlerce hayranı son görevlerini yapmak ve onu son kez görmek için geldiler.
Lee Strasberg lut l'oraison funebre.
- Herkese merhaba.
'Lut, l'monde.
Dosyayı okudum.
J'ai lut le dossier.
- Merhaba.
'Lut.
Merhaba.
Sa-lut.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]