English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ M ] / Müthiş bir şey

Müthiş bir şey translate French

527 parallel translation
Kendi ayaklarınla zirveye tırmanmışsın. Bu müthiş bir şey. Vapur.
Réussir sans l'aide de personne, c'est un grand exploit.
Bu yıl daha fazla reklam yapmalıyız. Elimizde müthiş bir şey yok.
Il nous faut trouver un argument commercial...
- Müthiş bir şey. Babam maytap yapıyor, çünkü hiç büyümedi sanırım.
Mon père fait des feux d'artifice, parce qu'il n'a jamais vraiment grandi.
Punchy kadar müthiş bir şey bulmak haftalarını almıştır herhalde.
Tu as mis des semaines à le trouver,
Başıma müthiş bir şey geldi.
La chose la plus merveilleuse m'est arrivée.
O kadar müthiş bir şey değil, Doktor.
Rien de spectaculaire, docteur.
Müthiş bir şey değil mi, babalık?
C'est super, non, papa?
Beni beklediğini görmek müthiş bir şey. Sanki evlenmişiz de işten eve geliyormuşum gibi.
Je suis si contente de te trouver là à m'attendre... comme si on était mariés et que je rentrais du travail.
- Müthiş bir şey oldu.
- La chose la plus merveilleuse.
Bence bu müthiş bir şey Vince.
Je trouve ça admirable, Vince.
- Müthiş bir şey.
C'est formidable.
İnsan başını uzun süre arkaya çevirirse ya da bakarsa müthiş bir şey oluyor.
Si on penche longtemps la tête - ça devient terrible.
- Müthiş bir şey.
- Formidable! - Y a un carton.
- Müthiş bir şey yapmış olmalısın.
- Tu as dû faire un exploit.
Müthiş bir şey keşfettim.
J'ai fait une grande découverte.
Birden aklıma geldi, Reggie, benim kayınbiraderim son görüşmemizde hiç kimsenin bilmediği müthiş bir şey bildiğini söyledi. Yine her zaman ki tuhaflığıyla.
Si Reggie, mon beau-frère, recevait une information comme celle-là, ce serait sûrement la dernière fois qu'on entendrait jamais parler de ce cher vieux Reggie.
Müthiş bir şey.
Absolument fantastique.
Müthiş bir şey bu sevgilim.
Formidable!
- Aman Tanrım, müthiş bir şey! Dostum Fandor, size yalan söylemiyor.
Mon ami Fandor ne vous a pas menti.
Bunlardan değil... Müthiş bir şey var.
J'ai autre chose de formidable pour la fin.
Müthiş bir şey oldu.
C'est fantastique.
Ne müthiş bir şey!
C'est merveilleux!
Çok müthiş bir şey oldu.
Il m'est arrivé une chose des plus fascinantes.
Bu müthiş bir şey. Size nedenini söyleyeyim.
C'est extraordinaire.
Gerçekten ilgimi çeken işi görmek ister misin? Müthiş bir şey.
Vous voulez que je vous parle du poste qui m'intéresse?
Oh, burada olmak müthiş bir şey
- Je suis ravi d'être ici.
Bu karım için müthiş bir şey olur.
Ce serait l'endroit idéal pour ma femme.
Müthiş bir şey.
C'est cool.
Siz müthiş bir şey yapıyorsunuz, Bay Greenleaf.
Vous faites une bonne action, M. Greenleaf.
Burada müthiş bir şey buldular.
J'ai trouvé un truc terrible.
Sana söylüyorum, bu müthiş bir şey!
C'est grand crois-moi, très grand.
Bu, müthiş bir şey.
Mais c'est merveilleux!
- Müthiş bir şey görmek ister misin? - Evet!
Tu veux voir quelque chose de magnifique?
Bu müthiş bir şey!
Fabuleux!
Müthiş bir şey, Peter.
C'est génial, Peter.
Kazandık dostum, kazandık! Evet ortak... Gerçekten müthiş bir şey başardınız.
Allez, mon pote, allez... eh bien, partenaire... c'est incroyable, ce que vous avez fait aujourd'hui.
Çok müthis bir sey degil, ama illa istiyorsaniz, iste bu haftaki sayi.
Ce n'est pas grand chose, mais si vous insistez. Voici celui de cette semaine.
Kimse annesinin haklı mı, haksız mı olduğunu bilmiyor, fakat çok fazla ter dökmüş, müthiş bir inancı var... Şey, gönlüm onun haklı olmasından yana.
Personne ne sait si elle a raison ou pas... mais elle a travaillé si durement, avec autant de foi... que je voudrais qu'elle ait raison.
Sana müthiş önemli bir şey sormak istiyorum.
J'ai quelque chose de très important a vous demander.
Bu müthiş bir şey!
C'est vraiment quelque chose.
Müthiş hayatın hakkında bilmem gereken başka bir şey var mı? Başka şeyler olmalı.
N'y a-t-il pas autre chose dans votre vie captivante?
Ama müthiş cezbedici bir şey.
Mais c'est trop tentant.
Müthiş bir şey mi?
- Terrible?
Müthiş bir şey!
Ça sonne bien.
Bu müthiş bir şey.
Oh la la!
Müthiş bir tip, 50 yaşında, düzgün kesimli gri saçlar, öyle bir şey işte.
C'est un type très distingué. 50 ans, cheveux courts, comme ça... 3 téléphones, tu vois le genre?
Şey, dinleyin, sanırım müthiş bir fikir.
C'est une super idée.
Ne kadar müthiş bir şey.
Quel truc fabuleux.
Şey, bu müthiş bir beceri. Hayır, bu gerçekten dikkate değer.
C'est incroyable.
- Müthiş bir şey.
C'est incroyable!
Siz farkında olmayabilirsiniz... ama müthiş bir yozlaşma var ve kimse bu konuda bir şey yapmıyor.
Vous ne vous en rendez pas compte, mais il y a beaucoup de corruption contre laquelle personne n'agit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]