Nasıl translate French
331,231 parallel translation
Evden çıkmalarına nasıl izin verebilirsiniz?
Comment ont-ils pu échapper à votre vigilance?
Bu meseleleri nasıl gündeme getiririz?
Comment faire passer ce message?
Açıkçası, bunu nasıl karşılayacağımı bilecek kadar bilgi sahibi değildim.
Je n'avais pas les connaissances me permettant de comprendre.
Hızlandırılmış çekim yapmanın nasıl olacağını konuşmaya başladık.
On a discuté dès le début d'une capture à intervalle régulier.
O sırada Jeff ve Richard, benim nasıl bir mercan manyağı olduğumu bilmiyorlardı.
À ce moment-là, Jeff et Richard ignoraient que j'étais un passionné de corail.
Çocukken, taksonomiyi çok severdim ki bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum. MERCAN DÜŞKÜNÜ
Dans ma jeunesse, j'ai toujours aimé la taxonomie, et je ne sais pas comment l'expliquer.
Okyanus sıcaklığına bakıldığında, gelecekte nasıl değişeceklerine dair birçok projeksiyon var.
Quand on étudie les températures, on a un panel de prédictions sur la façon dont ça va changer.
Nasıl yakalandığına kimse anlam veremedi.
Personne n'a compris comment ils l'ont pris en faute.
Fikri nasıl buldunuz?
Qu'en pensez-vous?
Ama nasıl yapacağını merak ettim.
Mais j'étais curieux de savoir comment vous alliez procéder.
Numunelerimi laboratuvara nasıl vereceğimi henüz çözememiştim.
J'ignorais encore comment introduire mes échantillons dans le labo.
Nasıl yapacağım?
Comment je m'y prends?
Yani nasıl... Tüh.
J'ignore comment...
Yani nasıl...
J'ignore comment...
Grigory nasıl nitelendirilir, bilmiyorum.
J'ignore comment qualifier Grigory.
Asıl olay örgüsünü nasıl kuracağız?
Comment réunit-on les éléments de l'ensemble?
Sonra sana "Los Angeles'ta hava nasıl?" ya da havayla ilgili bir şey dersem anla ki 15, 20 dakika sonra konuşacağız.
Et quand je dirai... "Quel temps fait-il à Los Angeles?" Ou que je parlerai du temps... ça voudra dire qu'on se parlera dans 15, 20 minutes.
Sağ salim sınırı geçtiğini nasıl bileceğim?
Comment saurai-je que tu es bien parti?
Kaçmaya karar verdim ama nasıl yapacaktım?
J'ai décidé de fuir tout ça, j'ignore comment.
Peki o nasıl hayatta kalabilmiş?
Comment a-t-il survécu?
Peki mesela ben ABD yasaları kapsamında nasıl bir suçla yargılanabilirim?
De quel genre de... crime je pourrais être accusé selon la loi américaine?
- Catlin'in nasıl...
- Comment Catlin a...
Soçi listesinin doğruluğunu nasıl teyit edebileceklerini soruyorlar.
Ils nous demandent comment vérifier l'authenticité de la liste de Sotchi.
Soçi'de testlerin nasıl düzenlendiği hakkında bir FSB dosyası verdi.
Il a fourni un fichier du FSB sur l'organisation du dopage à Sotchi.
Nasıl yani?
Comment ça?
Bunu nasıl yaptıklarını aklım almıyor.
C'est incroyable qu'ils aient pu faire ça.
Nasıl derler?
Comment on dit?
Ama o kadar tecrübe nasıl kazanılır?
Mais comment acquérir une telle expérience?
Bu, Rusya'nın takas için binlerce temiz numuneyi nasıl topladığını ana hatlarıyla gösteriyor.
Et ceci indique comment la Russie récupérait des milliers d'échantillons clean pour les échanger.
Hayır, bunu gördük ama asıl sormak istediğimiz, nasıl yapıldığı, bunu anlamak...
Non, ça, on l'a vu, mais on veut poser la question tant sur la méthode employée que sur l'explication...
Bunun nasıl yapılabileceğini aklım almıyor. Nasıl olabilir?
À nouveau, je ne vois pas comment c'est possible.
Nasıl bir düzenleme yapılacağını hâlâ bilmiyorum.
J'ignore encore comment ce sera organisé.
"Koruma" altına giriyorsan nasıl düzenleneceğini bilmezsin.
Le but de cette "protection", c'est qu'on en ignore les détails.
Nasıl kaçtığımı bilmiyorum anne.
Je ne me souviens pas comment je me suis échappée.
TV'de söylediklerini hesaba katınca nasıl göründüğünün farkındayım ama önemli değil çünkü bir planı olduğunu biliyorum.
Et je sais de quoi ça a l'air, maman, avec tout ce qu'il raconte à la télé mais ce n'est pas grave, parce que je sais qu'il a un plan.
- Uzay gemilerinin kapısı nasıl ses çıkarır?
- Et la porte d'un vaisseau fait...? Shuck-shuck!
- Ona nasıl ulaşacağız peki?
- Comment va-t-on le chercher?
Nasıl?
Comment?
Nasıl idame ettiriyorlar?
Comment le conservent-ils?
Yalanlarıyla milyarlarca insanın beynini nasıl işgal ediyorlar?
Comment leurs mensonges s'infiltrent-ils dans le cerveau de milliards de gens?
- Bir gezegene nasıl yerleşebiliyorlar?
Comment s'implantent-ils sur la planète?
Bunu nasıl yapabildin?
Comment avez-vous pu dire ça?
Nasıl yani uzaylı?
Comment ça, "un alien"?
Ofisimden nasıl çıkardınız ki?
Comment l'ont-ils sorti de mon bureau?
Bunu nasıl başardılar?
Comment font-ils ça?
Nasıl hakiki değilse?
Que signifie impur?
Nasıl bir fark oluşturmaz?
Comment ça n'a pu faire aucune différence?
-... bunu nasıl yapabilirler?
Comment le feraient-ils?
- Bunu nasıl yaptınız?
Comment avez-vous fait?
- Peki bir şeyi nasıl sterilize edersin?
- Et comment stérilise-t-on?
Nasıl bir şeye benziyor?
Qu'est-ce que ça implique?
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasilsin 47
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116