English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / Nasıl ölmüş

Nasıl ölmüş translate French

267 parallel translation
- Nasıl ölmüş Mikka?
- Comment est-il mort?
Nasıl ölmüş?
Comment est-il mort?
Ne dedin? Nasıl ölmüş?
- De quoi est-elle morte?
- Bu adamlar nasıl ölmüş?
- On sait comment cet homme est mort?
- Evet. - Nasıl ölmüş?
- Morte de quoi?
Eğer kocam kendi canına kıymadıysa, nasıl ölmüş olabilir?
Si mon mari ne s'est pas suicidé, comment est-il mort?
- Nasıl ölmüş?
- Comment est-il mort?
Nasıl ölmüş?
On l'a eu comment?
Bu nasıl ölmüş?
Comment est-il mort celui-là?
Tanrı bilir nasıl ölmüş...
Dieu sait comment.
- Peki, nasıl ölmüş?
- Comment est-il mort?
Nasıl ölmüş?
C'est arrivé comment?
Nasıl ölmüş olabilir?
D'après toi?
Bu verici nasıl ölmüş?
comment est morte cette donnatrice?
Nasıl ölmüş?
Morte comment?
Nasıl ölmüş?
- Comment est-elle morte?
Bu kadar yaşaması bile mucize. Nasıl ölmüş?
Comment ça se fait?
Nasıl ölmüş?
Il est mort comment?
Evet, Joy, nasıl ölmüş?
Oui, au fait, il est mort comment?
— Daha önce nasıl ölmüş olabilir ki?
Ouais, ça n'a pas de sens...
Nasıl ölmüş?
Comment elle est morte?
Croft nasıl ölmüş?
Comment Croft a été buté?
Nasıl ölmüş?
comment est elle morte?
Nasıl ölmüş olabilir?
Elle est morte comment?
Peki Ronnie nasıl ölmüş?
Comment... Comment Ronnie est morte?
Annem nasıl ölmüş olabilir?
Comment maman peut-elle être morte?
Nasıl? Nasıl ölmüş?
Comment est-il mort?
Michael Peck nasıl ölmüş?
Comment Michael Peck est-il mort?
- Eğer yine "kim nasıl ölmüş" tartışmasına gireceksek..... ben masadan kalkıyorum.
Si nous devons encore avoir cette discussion sur qui a eu la mort la plus violente Moi je sors de table.
Clay öldü, ve biz onu gömdük. Zaten ölmüş olan birini tekrar nasıl öldürebilirsin ki?
Adolphe est mort, nous l'avons même enterré ; comment pourrions-nous tuer quelqu'un qui est déjà mort?
Hâlâ nasıl inanabilirsin çoktan ölmüş bir şeyden hayat çıkacağına?
Comment peux-tu croire qu'il soit possible de revivre ce qui est mort et enterré depuis longtemps.
Sonuç aynı olacak sadece sen ölmüş olacaksın ve nasıl öldüğünü bile kimse bilmeyecek.
L'issue ne changera pas, mais vous serez mort et personne ne saura comment vous serez mort.
- Nasıl ölmüş?
Comment est-elle morte?
Öteki oğlu Drusus, şu oyunlarda hatırasını onurlandırdığı oğlu sor bakalım nasıl ölmüş?
Ne vois-tu pas qu'elle fait le vide autour de toi!
Ölmüş biri nasıl kaçak sayılabilir ki?
Une morte ne peut être une fugitive!
Nasıl oluyor da, hepimiz aynı anda ölmüş oluyoruz?
Comment sommes-nous tous morts en même temps?
Birisi size çocuğunuzun ölmüş olduğunu söylese ve bunun nasıl olduğunu ya da cesedinin nereye gömüldüğünü söylemeseydi. Sinirlenmez miydiniz?
Si quelqu'un vous disait que votre fils est mort, mais ne vous disait pas ce qui s'est passé ou l'endroit où son corps a été enterré, ne seriez-vous pas bouleversé?
Bunu size nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum... Fakat o ölmüş. Taksi şöförünüz ölmüş.
Je ne sais pas comment vous dire ça mais il est mort, votre chauffeur de taxi.
Ölmüş insanlar, kumdaki kanlar ve vurulmanın nasıl bir his olduğu hakkında hiç fikrin yoktur.
Vous ne saviez rien des morts, du sang dans le sable, de ce que c'est d'être sous les bombes.
Zaten ölmüş olan bir adamı nasıl durduracağız?
Comment stopper un homme déjà mort?
Nasıl öldüğünü bilmiyor ama ölmüş.
Il ne sait pas comment ça l'a tué.
Nasıl elde edilmiş? Yani, bu adam nasıl olur da şu anda varolmayan birşeye maruz kalıp ölmüş olabilir ki?
Comment cet homme a-t-il pu attraper une maladie qui n'existe plus?
Yeni ölmüş et tadını aşermenin nasıl bir his olduğunu bilirim. Dizginlenemez dürtülerin sana egemen olmasını.
Je connais l'envie de chair fraîchement tuée, quand ces désirs incontrôlables s'emparent de toi.
- Ölmüş mü? Nasıl?
Comment?
Gidip Cartman'ın... üreksiyonu nasıl gidiyor bakalım. Vauv, ölmüş.
Il est mort.
Biliyor musun, hazırlıksız yakalandığım kısım onun ölmüş olması değil nasıl gittiği.
Ce que j'ai le plus de mal à accepter... n'est pas tant sa mort que le vide qu'elle laisse.
NasıI ölmüş olabilir?
Il ne peut pas l'être.
Birisi bana 60 yıl önce ölmüş olması gereken insanların oynadığı bir şovu izlememizin nasıl mümkün olduğunu açıklayabilir mi?
Comment peut-on voir un spectacle de gens qui auraient dû mourir... il y a 60 ans?
Önceki iki maçta nakavt etmiş, bu gece ölmüş. Nasıl oldu bu?
Deux premières victoires par KO, et ce soir, il meurt.
Yeğenleri ölmüş nasıl olsa.
La famille ne l'aidera pas.
Bunu yapacaksın iseniz, Cumartesi ile devam ediyorum, muhtemelen o zaman ölmüş olacağım nasıl olarak gören.
Si tu veux, accepte samedi, on sera probablement mortes bien avant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]