English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / Ne yaptığımı bilmiyordum

Ne yaptığımı bilmiyordum translate French

162 parallel translation
Ne yaptığımı bilmiyordum. Şimdiyse umurumda değil.
Maintenant, peu importe.
Ne yaptığımı bilmiyordum.
Je ne me suis pas rendu compte.
Ne yaptığımı bilmiyordum.
Je ne savais pas ce que je faisais.
Ne yaptığımı bilmiyordum, nefes alıp vermek gibiydi.
Je savais vraiment pas ce que je faisais.
Ne yaptığımı bilmiyordum.
Évidemment.
Ne yaptığımı bilmiyordum!
Je ne savais pas ce que je faisais!
Toplumdan o kadar uzun süre ayrı kaldım ki ne yaptığımı bilmiyordum.
Ça fait si longtemps que je suis parti, je ne savais plus ce que je faisais.
Herkes üstüme geliyordu. Nereye vurduğumu, ne yaptığımı bilmiyordum!
Je ne savais plus où frapper, ni ce que je faisais!
- Ne yaptığımı bilmiyordum.
- Je ne savais pas ce que je faisais.
Korkudan ne yaptığımı bilmiyordum.
Je n'étais plus moi-même.
Ne yaptığımı bilmiyordum.
Je n'ai pas compris ce qui se passait.
Ne yaptığımı bilmiyordum! Ona vurdum!
Je ne savais plus ce que je faisais.
Ne yaptığımı bilmiyordum! Hayır!
Je ne savais pas ce que je faisais.
Ama ne yaptığımı bilmiyordum.
C'était involontaire.
Çünkü ben o an ne yaptığımı bilmiyordum.
Parce qu'alors, je ne savais pas ce que je faisais.
Ne yaptığımı bilmiyordum, keşke yerin dibine girseydim.
Je ne savais plus où me mettre, mieux eût valu disparaître sur place.
Ne yaptığımı bilmiyordum.
Je ne savais pas quoi faire.
Nasıl "Ne yaptığımı bilmiyordum" diyebilirsin?
Ou encore : "Je ne savais plus ce que je faisais"?
Ne yaptığımı bilmiyordum bile!
Je ne savais pas ce que je faisais.
Ne yaptığımı bilmiyordum.
Je ne savais plus ce que je faisais.
En başından beri sürekli aklımı karıştırıduruyordu. Ne yaptığımı bilmiyordum.
Depuis le départ, elle m'avait tellement embrouillée, je ne savais plus ce que je faisais.
Kimseyi çağıramazdım... ne yaptığımı bilmiyordum.
Je ne pouvais appeler personne, ni savais que faire
Ne yaptığımı bilmiyordum.
Je pensais bien faire.
Ben ne yaptığımı bilmiyordum. Anlatılmaz.
Que peut-on y faire?
Çünkü ne yaptığımı bilmiyordum.
Je suis paumé.
Ne yaptığımı bilmiyordum. Onu kamyona bindirdim ve hastaneye götürdüm.
Je l'ai mise dans le camion pour l'emmener à l'hôpital.
Ne yaptığımı bilmiyordum.
Je ne savais pas très bien ce que je faisais.
Ne düşündüğümü bile bilmiyorum. Ne yaptığımı bilmiyordum. Bir şey almayı bile istememiştim.
Je ne pensais à rien, je n'ai rien prévu,
Ne yaptığımı bilmiyordum.
Je ne sais pas ce que je faisais.
Ne yaptığımı bilmiyordum. Ama yüksek risk içeren ilişki davranışına girdiğimin farkındaydım.
Je ne savais pas ce que je faisais mais j'étais sûre que c'était un comportement relationnel à haut risque.
Ama herkes Petey diye biri olduğumu sanıyordu... ve ben olup bitenleri anlamıyordum, böylece öttürüp durdum... ama ne yaptığımı bilmiyordum.
Et tout le monde croyait que j'étais ce gars, Petey... mais je ne savais pas quoi faire, alors, j'ai continué de jouer... et je n'avais aucune idée de ce que je faisais.
Ne yaptığımı bilmiyordum.
Je savais pas ce que je faisais.
Ne yaptığımı bilmiyordum ve yanlış olduğundan haberim yoktu.
" Je savais pas ce que je faisais
- Yani, ne yaptığımı bilmiyordum.
Je savais pas ce que je faisais.
Ne yaptığımı bilmiyordum... sonra da...
Je ne savais pas ce que je faisais! Et puis...
Neden Anita, yanlış bir şey yaptığımı bilmiyordum.
Je ne pensais pas mal faire.
Ama ben sana ne yaptığımı bilmiyordum.
Je t'aime!
Böyle yaptığım için üzgünüm ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum.
Je ne savais pas comment te l'apprendre.
Neredeyse emindim ama nasıl yaptığını bilmiyordum.
Je m'en doutais, mais je ne savais pas comment.
Çok aptalcaydı. Son zamanlarda birçok aptalca şey yaptım. Bana karşı dürüst olup olmadığını bilmiyordum.
Je ne fais que des choses idiotes ces temps-ci et je ne savais pas quoi penser de toi.
Hiç de kolay değildi çocuklar, çünkü ne yaptığımı hiç bilmiyordum. Tanrı'ya yakışır bir sesim de yok.
Ce n'était pas facile parce que je ne savais pas ce que je faisais... et que je n'avais pas une bonne voix pour jouer le rôle de Dieu!
Ve ben çok gençtim, Oynuyorum oynamamalıydım, bilirsin, eminim- - Ne yaptığımı biliyordum, fakat kabloyu tutup tutmayacağımı bilmiyordum, onu tuttuğumda nolup ne gideceğini bilmiyordum, sadece çok acı çektiğimi biliyorum.
J'étais jeune, Je jouais et je n'étais pas, tu vois, trop conscient... de ce que je faisais. Je ne savais pas si je devais attraper ce cable ou pas,
Ne yaptığımı bilmeme rağmen neden yapmaya devam ettiğimi bilmiyordum. Yapmam gerekiyormuş gibi geliyordu. Sanki bir yola girmiştim.
Sachant ce que j'avais fait, je ne pouvais pas dire pourquoi j'avançais, il me semblait que je devais la faire, comme une routine et que j'avais à la suivre jusqu'au bout.
O geçe buraya geldiğimde, ne yaptığımı bile bilmiyordum.
Quand ils sont venus, je ne savais pas ce que je faisais.
Yaptığımızın doğru olup olmadığını bilmiyordum. Ama o bize eğlendiğimizi ve yaptığımızın yanlış olmadığını söyledi. Çünkü o benim babamdı.
Je ne savais pas si c'était bien mais il me disait qu'on allait bien s'amuser et ce que nous faisions n'était pas mal parce qu'il était mon papa.
Ne yaptığımı, nereye gittiğimi bilmiyordum.
Je ne savais pas où j'allais.
Katalog yaptığımızı bilmiyordum.
Je ne savais pas qu'on en faisait un.
Ama ne yaptığımı ve ne alacağımı bilmiyordum.
Mais comme je n'en sais rien, je n'ai pas su quoi emporter.
- Umarım herkesi kandırmışımdır çünkü ne yaptığımı kesinlikle bilmiyordum.
J'espère avoir roulé tous les autres. Parce que je nageais complètement.
Oğlum öldürülene kadar, o iki kişiye ne yaptığımı tam olarak bilmiyordum.
Avant l'assassinat de mon fils, je n'ai jamais compris ce que j'avais fait à ces gens.
Bunu gibi bir hata yapmanı görmek için? Hata yaptığımı bilmiyordum.
Je ne pensais pas commettre d'erreur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]