Nın translate French
5,089,304 parallel translation
Bence Scoop'u vahşi bir ormanın derinliklerine bırakalım, ona adil bir şekilde beş saniye avans verelim ve onu avlayalım.
On peut lâcher Scoop en pleine jungle, lui laisser 5 secondes d'avance et se mettre à le chasser.
Scoop'a odaklanın!
On s'occupe de Scoop!
Öyleyse o yükten kurtulmalısın. Şerefe ulaşmanın tek yolu budur.
Tu dois t'en débarrasser, c'est le seul moyen de gagner ton honneur.
Telefon numarası buzdolabının üstünde.
Le numéro est sur le frigo.
Bu pazar sabahı konuğum, Siyahların Kurtuluşu için Siyahların Kurtuluşu İttifakı'nın başkanı Tecumseh X Du Bois.
Mon invité ce dimanche est président de l'Alliance de la Libération des Noirs pour la Libération des Noirs, Tecumseh X Du Bois.
Nesin sen? Dünyanın ilk ödlek vampiri mi?
T'es le premier vampire chochotte du monde?
Bunu kanıtlamanın tek bir yolu var.
On va vérifier.
Amanın.
Ouille.
"Büyük kavga" hakkında mı konuşacaksınız?
Vous allez parler de votre grosse dispute?
Sınıfta da, benimle ilgili toplantıda.
Et aussi dans ma classe, pendant le rendez-vous pour moi.
- Biraz rahatladın mı?
- Tu es rassurée?
Sen rahatladın mı peki?
Tu es rassurée?
Scoop orada olmayınca
Si Scoop n'est plus là,
Kendi adınıza konuşun!
Parlez pour vous.
O çılgın ihtiyarla konuşmak istemezsin. Sürekli uyduruyor. Yok savaşa katılmış, yok çocuklar bir şey demiş...
Ne parle pas à ce vieux fou, il fait qu'inventer des histoires sur la guerre et sur les gamins du quartier.
Jimmy, hayır. Gitme!
Jimmy, n'y va pas.
- HİÇ DİNLEMİYOR - " YARDIMCI...
- N'ÉCOUTE JAMAIS - QU'EST-IL ARRIVÉ
- Artık ihtiyacın yok.
- Plus besoin,
Ben konuşuyorum. Sen dinlemiyorsun ki.
Je parle, mais tu n'écoutes pas.
İşime geri dönünce o lanet şeyi dert etmek zorunda kalmayacaksın!
Si je reprends mon boulot, t'auras plus à t'en faire pour ce machin!
Yanımda durup destek olmalıydın.
Tu étais censé me soutenir,
Ona parasını vaktinde ödemeyince genç adam o kadar kızdı ki... Sıçtım!
Il a oublié de le payer à temps et le jeune homme était furieux...
O hokey sopasını Bill'le ben çaldık ve askerî liseye gönderilmenin sebebi biziz.
Bill et moi, on a volé la crosse qui t'a valu l'école militaire.
Haklısın. Bu çok iyi geldi.
Tu avais raison, ça fait du bien.
Göt memeli! Bana yaptıklarınız yüzünden sizi öldüreceğim!
Tête de cul, je vais te tuer pour ce qu'ils m'ont fait.
Peki, Sue. Ne yaptığını düşünmen için birkaç dakikan var, sonra benden özür dilersin.
Alors, Sue, je te laisse réfléchir à ce que tu as fait, et tu pourras présenter tes excuses.
Salata Kurutucu'yla, kolu çevirdiğiniz anda, ihtiyacınız olan kuru marul elinizde.
Avec l'agitateur à salade, vous avez de la laitue sèche d'un tour de manivelle.
Bu küçük canavarın kurutamayacağı bir yeşil yapraklı yok.
Toutes les feuilles vertes peuvent être séchées!
Şu ipeksi çevirme hareketine bakın.
Notez la souplesse de la manivelle.
- Şansını kaybettin!
Trop tard!
Atlayın hadi!
Grimpez!
Şanslısın, bir rahip beni ormana götürüyor.
T'as du bol que le prêtre m'emmène dans les bois.
Çabalıyorsan ve bunu biliyorsan İnancın sana yol gösterir
Si tu essaies réellement Ta foi t'aidera rapidement!
Paylaşıyorsan ve bunu biliyorsan İnancın yol gösterecektir sana
Si tu essaies réellement Ta foi t'aidera rapidement!
Tanrım, beni Kore'den bunun için mi kurtardın?
J'ai survécu à la Corée pour atterrir ici?
Haklısın canım.
Tu as raison.
37. çıkışın orada bir mola yeri var.
Il y a une aire de repos après la sortie 37.
Göle vardığımızda her ne yapıyorsan yapar mısın? Ne bileyim, dua et, o dumanlı şeyi çıkar, su çekicini salla?
Dès qu'on arrivera, vous pourrez commencer votre truc, les prières, le machin à fumée et celui qui asperge?
Ah Frank. Ben sihirli değneği olan bir büyücü değilim. Onlar masallarda olur.
Je ne suis pas un magicien qui jette des sorts, ça n'existe que dans les contes.
İnsanların önünde mi?
Devant des gens?
Gördün mü? İlerleme katetmeye başladın bile!
Vous voyez, vous faites déjà des progrès!
Çok derin bir hissini paylaştın.
Vous venez de partager un sentiment :
Asıl isminizi neden kullanmadığınızı sorabilir miyim, Jefferson Davis?
Pourquoi ne vous appelez-vous plus Jefferson Davis?
Günaydın şapşal.
Bonjour, neuneu.
Anlıyorum. Hokey sopası çalıp suçu ona attığın için Jimmy Fitzsimmons seni öldürecek.
Je sais, Jimmy Fitzsimmons va te tuer, car tu l'as fait accuser quand tu as volé la crosse.
Yok, zor olanı yapıp Jimmy'nin yazısını okuyorum. BILL MURFIE'NİN MEZARI DİŞLERİ ARALIKLI, ÇİLLİ PİÇ
Non, c'est plus dur que ça, je lis l'écriture de Jimmy.
Emin olmak için üstüne işeyelim.
On n'a qu'à pisser dessus pour vérifier.
Jan, Clark... Bugün buraya gelmekle çok cesur bir adım attınız. Bu adım evliliğinizi kurtaracak,
Jan, Clark, vous avez fait preuve de courage en venant ici et cela sauvera votre mariage, comme cela nous a sauvés, Greg et moi, avec l'aide et l'amour de notre seigneur Jésus.
Sonra midesinde sıcak bir öğünle, keyfi yerinde eve geliyor ve Ginny ile Greg Throater'ın dünyasında her şey güllük gülistanlık oluyor.
Tout va bien dans le monde de Ginny et Greg Throater.
Hey, n'aber asıl adamım!
Mon grand!
Bakın, size söylemek istediğim bir şey var çocuklar. Omuzlarımda büyük bir yük var.
Écoutez, j'ai un truc à vous dire, ça me pèse sur la conscience.
nino 139
nina 315
nine 106
nini 24
ning 19
nin annesi 42
nın annesi 38
ninotchka 24
nin arkadaşı 33
nın arkadaşı 19
nina 315
nine 106
nini 24
ning 19
nin annesi 42
nın annesi 38
ninotchka 24
nin arkadaşı 33
nın arkadaşı 19
nın kızı 33
nin kızı 30
nin evi 46
nın evi 32
nin yeri 71
nın yeri 16
nın sesi 21
nin sesi 20
nin kardeşi 22
nın kardeşi 16
nin kızı 30
nin evi 46
nın evi 32
nin yeri 71
nın yeri 16
nın sesi 21
nin sesi 20
nin kardeşi 22
nın kardeşi 16
nin yanında 24
nın yanında 20
nin babası 39
nın babası 32
ninki 17
nındı 20
nindi 18
nin mi 44
nın mı 30
nin annesiyim 16
nın yanında 20
nin babası 39
nın babası 32
ninki 17
nındı 20
nindi 18
nin mi 44
nın mı 30
nin annesiyim 16