O kadar param yok translate French
205 parallel translation
- O kadar param yok.
D'accord. Alors, passez-les-moi.
Ken cumartesi gecesi oynamak ister misin diye sordu ama benim o kadar param yok.
Ken voulait, samedi soir, mais j'ai pas assez de fric pour.
O kadar param yok. Başka bir şeyin yok mu?
J'ai pas les moyens, pas de boulot
O kadar param yok.
Je n'ai pas assez.
O kadar param yok.
Je n'ai pas cet argent.
O kadar param yok.
- Je n'ai pas ça sur moi.
- O kadar param yok.
- Je n'ai pas ce fric.
O kadar param yok. İyice anladın mı?
J'ai pas les moyens.
O kadar param yok benim.
Je n'ai pas cet argent.
- O kadar param yok.
- J'ai pas assez de blé.
O kadar param yok.
J'ai pas les moyens de la sortir.
- O kadar param yok. - Ben kazandım.
Je les ai pas.
- O kadar param yok!
- Je ne les ai pas.
O kadar param yok.
J'ai pas cet argent.
O kadar param yok.
- Je n'ai pas ce genre d'argent.
Ama o kadar param yok.
Mais je n'ai pas une telle somme.
10,000 idare eder. O kadar param yok.
10 000 dollars, ça ira.
Uçmaya bayılırım ama o kadar param yok.
J'adore voler, mais je ne peux pas me le permettre.
O kadar param yok.
- Je ne les ai pas!
Sorun şu ki o kadar param yok.
Le probléme, c'est que je l'ai pas.
O kadar param yok. Geri çevirmek zorundayım, ama çok nazikti. Çok kibarca davrandı, söylemek zor geldi.
Comme je n'ai pas d'argent, j'ai dû refuser mais j'étais gêné car il était terriblement courtois, d'une politesse extrême.
O kadar param yok.
Vous êtes beaucoup trop chère.
- O kadar param yok.
- Je n'ai pas autant!
O kadar param yok, biliyorsun.
J'ai pas les moyens, tu le sais.
- Ama o kadar param yok.
J'ai pas 100 balles.
İyi olurdu ama o kadar param yok.
C'est tentant mais je n'ai pas les moyens.
O kadar param yok.
Je n'ai pas ce fric-là.
- Fakat o kadar param yok. - Ne kadar?
Mais je n'ai pas tout l'argent.
O kadar param yok.
Je n'ai pas d'argent.
O kadar param yok.
Je n'ai pas cet argent!
O kadar param yok.
Je n'ai pas l'argent.
Çok isterdim bayan. Ama doğrusu, o kadar paramız yok.
J'aimerais bien, m'dame, mais on n'a que dix cents pour ça.
O tarz bir poker için yeteri kadar param yok.
Sans moi. Je peux pas me payer ce genre de poker.
O kadar param yok.
- Je les ai pas.
O adamlara verecek kadar param yok.
Pour moi, ces tarifs sont prohibitifs.
Bizim o kadar paramız yok.
C'est notre soirée.
O kadar param yok ama.
J'ai pas assez.
Aslında, o kadar da fazla param yok. Alt tarafı bir profesörüm.
Mais je ne suis qu'un pauvre professeur d'université, ça n'ira pas loin.
O kadar çok paramız yok.
On ne les a pas.
- Borcun 1, 100 pound. O kadar param yok.
Je ne les ai pas.
- O kadar param yok, ahbap. Param yok.
Je les ai pas.
O kadar çok param yok.
Pas une somme pareille.
Ama o kadar paramız yok!
Mais on n'a pas 1200 dollars!
- O kadar çok param yok.
- Tu me prends pour Crésus!
O kadar param yok ki.
Où j'aurais trouvé l'argent?
Ama o kadar paramız yok.
Mais on n'a pas d'argent.
Yanında eşyalarıyla beraber. O kadar paramız yok.
Les dieux ont tranché : on a pas le fric.
O kadar paramız yok.
On les a pas
O kadar param yok.
J'aimerais bien, mais je suis débordé.
O kadar paramız yok!
Mais on n'a pas autant!
Majestik'in çok tamirata ihtiyacı var. O kadar paramız yok.
Le Majestic nécessite des réparations... qu'on ne peut pas toutes prendre en charge.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar da önemli değil 19
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar da önemli değil 19