Onu görüyor musunuz translate French
48 parallel translation
Onu görüyor musunuz?
Vous le voyez?
Onu görüyor musunuz denizciler?
L'avez-vous vue, matelots?
- Onu görüyor musunuz?
- Le vois-tu?
Onu görüyor musunuz? Fransız o, ama burada bir fabrikası var.
Lui, il est français, mais sa fabrique est ici.
Onu görüyor musunuz?
Pouvez-vous le voir?
Onu görüyor musunuz?
Le voyez-vous?
Onu görüyor musunuz, efendim?
Vous voyez ceci?
- Onu görüyor musunuz?
Non, contre!
Şimdi, o nöbet geçirmeye başladığında, onu görüyor musunuz?
Vous voyez? On sent la crise qui vient.
- Onu görüyor musunuz?
- Ou est-il?
Bu sayfada onu görüyor musunuz?
Vous le voyez sur cette page?
Onu görüyor musunuz?
Vous pouvez la voir?
- Vurucu tim, onu görüyor musunuz?
- Unité de tir, vous la voyez?
Onu görüyor musunuz?
Oui, il le sort de la voiture.
- Onu görüyor musunuz?
- Tu la vois?
Onu görüyor musunuz?
Tu la vois?
Onu görüyor musunuz?
- Vous le voyez?
Dr. Harris size ne tür ilaçlar yazdı ve onu görüyor musunuz?
Quels médicaments le Dr Harris vous prescrit? Vous l'avez vue?
- Onu görüyor musunuz?
Vous l'avez vu?
Onu görüyor musunuz?
Tu en vois une?
Aman tanrım, onu görüyor musunuz?
Oh, mon dieu Est-ce que tu vois ça?
Onu görüyor musunuz?
Tu l'as?
- Peder Todd nerede? - Onu görüyor musunuz?
Où est le père Todd?
Kırmızı Ekip, onu görüyor musunuz?
Equipe rouge, vous la suivez?
Onu görüyor musunuz?
Vous le connaissez?
Bu kadını görüyor musunuz? Onu tanıyor musunuz?
Vous voyez cette femme?
- Onu siz de görüyor musunuz?
- Vous la voyez aussi?
- Onu görüyor musunuz? Biliyordum. - Seni sersem!
Nous avons même commencé par ta jeunesse.
Bu kadını görüyor musunuz? Onu tanıyorsunuz.
Vous connaissez cette femme?
Şunu görüyor musunuz? Onu tanıyorum.
Je le connais.
Onu görüyor musunuz?
Vous avez vu?
- Onu tehlikeli olarak görüyor musunuz?
- Le considérez-vous dangereux?
Onu bırakmayacak. Görüyor musunuz?
Elle ne le laisse pas tranquille!
Görüyor musunuz? Kamerayı hafiften çeviriyor ve hücreye girerken onu göremiyoruz.
Vous voyez, il a incliné la caméra juste assez, pour qu'on ne le voie pas entrer dans la cellule.
Onu hala görüyor musun, konuşuyor musunuz?
Vous la voyez encore? Vous lui parlez?
Onu göremiyorum. Siz görüyor musunuz?
Vous le voyez?
Onu görüyor musunuz?
Où ça?
Onu burada görüyor musunuz?
Vous la voyez?
Onu bir arkadaş olarak görüyor musunuz bilmiyorum ama o burada hepinizle yaşadı.
Je ne sais même pas si vous la considériez comme une amie, en tout cas elle vivait ici, avec vous tous.
Çevir onu. İşte, görüyor musunuz?
À le faire rouler...
Onu vatan haini olarak görüyor musunuz?
Le voyez-vous pour le traître qu'il était?
Yine de, Onu tekrar incelediğimde, buldum... Görüyor musunuz?
Néanmoins, en cherchant bien... vous voyez, là?
- Onu siz de görüyor musunuz?
Vous pouvez le voir?
onu görüyor musun 80
onu görüyorum 60
görüyor musunuz 176
onu görmek ister misin 19
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmem lazım 21
onu görmek istiyorum 148
onu görüyorum 60
görüyor musunuz 176
onu görmek ister misin 19
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmem lazım 21
onu görmek istiyorum 148
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35
onu geri getirin 19
onu görmek isterim 16
onu getireceğim 27
onu görmeliydin 32
onu görebilir miyim 81
onu gördüm 460
onu göremiyorum 81
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35
onu geri getirin 19
onu görmek isterim 16
onu getireceğim 27
onu görmeliydin 32
onu görebilir miyim 81
onu gördüm 460
onu göremiyorum 81