English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ R ] / Rahat mısın

Rahat mısın translate French

917 parallel translation
Rahat mısın?
Tu es bien?
- Rahat mısın? - Evet, çok.
- Vous êtes confortable?
- Burada rahat mısınız?
Vous êtes bien, ici?
Burada rahat mısınız?
Vous êtes bien ici?
Rahat mısın?
Es-tu bien assise?
Siz orada rahat mısınız?
Ça va, tout le monde?
Orada rahat mısınız Bayan Adams?
Vous êtes bien là-dedans?
- Rahat mısın? Baba?
- Ça va, papa?
Burada rahat mısın? Rahat mı?
Tu es bien ici?
Orada rahat mısınız?
Vous êtes bien installée?
Rahat mısın?
Confortable?
- Rahat mısın? - Evet.
C'est bien?
- Orada rahat mısın?
- Ça vous plaît?
Arabamda rahat mısın?
Tu es bien dans mon carrosse?
Yerleştirdikleri yerde rahat mısın?
Vous êtes confortablement installés?
Rahat mısın, Skidmore?
Vous allez bien, Skidmore?
- Rahat mısın, profesör?
- Vous êtes bien installé?
- Rahat mısınız?
- Vous êtes bien installée?
Böyle rahat değilsin, rahat mısın?
Tu n'es pas à l'aise comme ça?
Rahat mısınız, Bayan Marple?
Vous êtes à votre aise Miss Marple?
Rahat mısın? - Teşekkür ederim.
Vous êtes bien?
Rahat mısınız Komiser?
êtes-vous tout à fait à l'aise, Inspecteur chef?
Şimdi... Rahat mısınız?
Eh bien, maintenant... êtes-vous installée confortablement?
Rahat mısınız?
Biens assis?
Şimdi rahat mısın?
Tu es mieux installé?
Ona benimle kendi özgür iradenle geldiğini söyle ki buradan içi rahat ayrılsın ve benim de canımı sıkmaya başlamasın.
Dites que vous restez de plein gré, afin qu'il parte paisiblement avant que je ne me fâche.
Benim Park Bulvarı veletleri diye adlandırdığım... çok talihsiz bir gruba mensupsunuz. Rahat ve lüks içinde büyümüş... kendi başına buyruk şımarık bir çocuk... ve o yanlış yönlendirilmiş enerjisi o kadar çocukça ki... izin günündeki bir uşağın yorumunu bile hak etmiyor.
Vous êtes ce que j'appellerais une morveuse de Park Avenue, une enfant gâtée qui a grandi dans le luxe et la facilité, et qui poursuit des buts tellement puérils qu'ils ne méritent même pas les commentaires d'un majordome.
Büyük talihsizlik, ama hem benim hem de sizin rahat ve huzurunuz için buraya gelmemek için bir bahane bulamaz mısınız?
Pour notre tranquillité réciproque il vaudrait mieux que vous ne veniez plus ici.
Beni rahat bırakacak mısın? Seni asla yalnız bırakmam sevgilim.
- Laissez-moi tranquille!
Onu rahat bırakır mısınız?
Pouvez-vous le laisser?
Sizler beni rahat bırakamaz mısınız?
Va-t-on me laisser tranquille?
Beni rahat bırakır mısınız artık?
- Tu vas me laisser tranquille?
- Rahatınızı kaçırmadım ya? - Lütfen, ne demek?
Je vous dois des excuses pour s'immiscer dans votre vie privée.
- Onu rahat bırakamaz mısınız?
Laissez-la.
Çeneni kapatıp beni rahat bırakır mısın?
Tu veux te taire et me ficher la paix?
Onun içinde rahat mısın?
Je l'ai à peine mis deux fois.
Rahat mısın?
Tu es sûr que ça te va?
Beni rahat bırakacak mısın?
Partez d'ici et fichez-moi la paix.
Tonio, babanı rahat bırakır mısın!
Tonio! Laisse ton père tranquille.
O atı rahat bırak! Bayan, kendi işinize bakar mısınız?
Laissez cet animal en paix!
Bombacı, beni rahat bırakır mısın?
Tu vas me laisser tranquille?
Birazdan paydos edeceğiz. Çocuğu bir saniye rahat bırakamaz mısın?
Pourquoi tu laisses pas souffler le petit?
Lütfen rahat bırakır mısın?
Laisse-moi tranquille!
- Rahat mısın?
- Confortable?
O adamları rahat bırakır mısın?
Hans... Laissez-les!
Onu rahat bırakır mısın, Skag?
Laisse-le tranquille Skag.
Bizi rahat bırakır mısın?
Fichez-nous la paix.
Beni rahat bırakacak mısın ucuz sürtük?
Vous allez me lâcher, espèce de putain?
Gerçekten, Bay Talbot rahat olmalısınız.
M. Talbot, vous devez essayer de vous détendre.
Hakkınızda hayırlı olmasını istiyorsanız, kızı rahat bırakın. Bayan Fellowes, papazlık rütbesi almış biriyle konuştuğunuzun farkında mısınız?
Mlle Fellowes, vous parlez à un membre du clergé.
Beni rahat bırakmalısın, tatlım.
Tu dois me lacher chéri.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]