Rahatsız ediyorum translate French
370 parallel translation
Korkarım rahatsız ediyorum.
Pardonnez cette intrusion.
İstemeyerek rahatsız ediyorum.
Désolée de vous déranger.
Üzgünüm, tekrar rahatsız ediyorum.
Pardon, je vous dérange encore.
Rahatsız ediyorum, kusura bakmayın... ama dışarıda polisler var.
Excusez-moi de vous déranger... - mais y a des flics dehors.
Sizi yeniden rahatsız ediyorum, özür dilerim ama Bay Gillis'le konuşmalıyım.
Pardon de vous déranger encore mais je dois parler á M. Gillis.
Özür dilerim. Rahatsız ediyorum.
Oh, excusez-moi, désolé de vous déranger.
İçlerinde bir şey uyandırıyorum, rahatsız ediyorum.
J'éveille des choses en elles. Je les trouble.
- Affedersiniz, rahatsız ediyorum.
- Excusez-moi de vous déranger.
Şey, rahatsız ediyorum ama...
Excusez-moi de vous déranger, je...
Vagona atlayan sensin ve ben seni rahatsız ediyorum, öyle mi?
Elle monte dans mon wagon et c'est moi qui la poursuis...
Kusura bakmayın, yine rahatsız ediyorum.
Excusez-moi encore...
Belki sizi rahatsız ediyorum?
Je peux m'en aller.
Bu konuyla neden sizi rahatsız ediyorum onu da bilmiyorum.
- Cristo? - Monsieur? - Combien de prisonniers a-t-on?
Her zaman seni rahatsız ediyorum.
Tu sais que je lis mal.
Bayan Lansquenet, Rahatsız ediyorum...
Mme Lansquenet, désolée de vous déranger...
Bu geç saatte rahatsız ediyorum özür dilerim. Aradığım kanıtı buldum.
Excusez-moi d'appeler si tard mais il se trouve que j'ai la preuve que je cherchais.
Aman Tanrım, ben de durmuş rahatsız ediyorum sizi.
Pardon. Je suis là à vous importuner.
Sizi hep rahatsız ediyorum ama bu acil bir aile meselesi.
Je vous dérange mais c'est une affaire familiale urgente.
Bayan Eliot, kusura bakmayın rahatsız ediyorum biliyorum saat biraz geç ama girebilir miyim?
Désolé de vous déranger, Mlle Eliot. Je sais qu'il est tard, mais puis-je entrer?
Rahatsız ediyorum mektup geldiğini duydum da!
Pardon. On m'a dit que vous aviez reçu une lettre.
Rahatsız ediyorum ama Hacıyatmaz'dan haber var.
Désolé de vous déranger, mais on a des nouvelles de Humpty-Dumpty.
- Diyelim şimdi seni rahatsız ediyorum.
- So, l'm bothering you.
Bu geç saatte rahatsız ediyorum.
Je suis désolé d'arriver à cette heure.
Ne kadar kötü, herhalde Majestelerini çok rahatsız ediyorum.
Je me sens mal de penser combien je dois déplaire à Votre Majesté.
Sanki insanları rahatsız ediyorum, onları sinirlendiriyorum belki nedenini bana siz söyleyebilirsiniz.
J'ai l'impression d'importuner les gens, de les rendre nerveux. Vous pourriez me dire pourquoi.
Üzgünüm rahatsız ediyorum ama telefon etmem için altı peniniz var mı?
Navré, mais auriez-vous une pièce pour le téléphone?
- Rahatsız ediyorum. - Buyurun.
Navré de vous déranger.
Umarım ziyaretim programınızı etkilemez. Hastayı yemeğinde rahatsız ediyorum.
En ayant changé le rendez-vous... je dérange vos malades en plein repas.
- Rahatsız ediyorum efendim ateş edildiğine dair bilgi aldık.
- Je suis désolé de vous déranger, mais on nous a signalé des coups de feu.
- Seni rahatsız mı ediyorum?
Ben! quoi, je te gene!
- Emile, seni bu şekilde rahatsız etmekten nefret ediyorum ama artık kasap bize veresiye yazmak istemiyor.
Qu'y a-t-il, chérie? Excuse-moi, mais le boucher ne veut plus nous faire crédit.
- Rahatsız etmezsem merak ediyorum? - Evet? Bugün bir şeyler karaladım belki de bir şarkının... bir kaç satırı olabilir.
J'ai gribouillé quelques vers, tout à l'heure.
Sizi rahatsız mı ediyorum?
Dites-le-lui...
Sizi rahatsız mı ediyorum?
L'effondrement viendra. Je vous use.
Rahatsız mı ediyorum?
Je dérange?
Rahatsız mı ediyorum?
Je te dérange?
- Sizi rahatsız mı ediyorum?
- Je vous dérange?
Rahatsız mı ediyorum, yoksa o gidiyor mu?
Suis-je de trop ou est-ce qu'il s'en va?
Sizi rahatsız ediyorum, peder. Ne münasebet.
- Pardon de vous importuner.
- Rahatsız mı ediyorum, Barbella?
- Je te dérange, Barbella?
Onu bu kadar rahatsız edecek ne yapıyorum bilmiyorum ama, ediyorum işte.
Je ne sais pas ce qui l'irrite tant en moi.
Bir ağacın üzerine konulduğu için Lafe'in rahatsız olduğunu tahmin ediyorum,
J'espère que ce vieux Lafe nous en veut pas de le percher en haut de cet arbre.
- Rahatsız mı ediyorum?
- Je dérange?
Seni rahatsız mı ediyorum?
Poursuivre?
Seni rahatsız falan mı ediyorum?
Je te dérange ou quoi?
Seni rahatsız mı ediyorum?
Est-ce que je vous offense?
Tekrar ediyorum... rahatsız edilme
Fin de communication.
Senin için rahatsız edici olduğunu kabul ediyorum.
J'admets que c'est inopportun pour vous.
Rahatsız mı ediyorum?
Je vous dérange?
Rahatsız mı ediyorum, Kaptan?
Je vous dérange, capitaine?
Seni rahatsız mı ediyorum, canım?
Est-ce que je vous agace?
ediyorum 314
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız etmek istemedim 25
rahat dur 117
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız etmek istemedim 25
rahat dur 117
rahatsız mı oldun 22
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahat bırakın beni 59
rahatsız etmeyin 24
rahatsız olmayın 47
rahatsız mı ettim 20
rahat bırakın 25
rahatla 772
rahatsız etmek istemem 22
rahat mısın 71
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahat bırakın beni 59
rahatsız etmeyin 24
rahatsız olmayın 47
rahatsız mı ettim 20
rahat bırakın 25
rahatla 772
rahatsız etmek istemem 22
rahat mısın 71