Rahatsız mı ettim translate French
107 parallel translation
Seni rahatsız mı ettim canım?
Vous-ai je dérangée? Désolée.
Rahatsız mı ettim?
Je vous rends nerveux?
- Sizi rahatsız mı ettim?
- Je ne vous dérange pas?
Seni rahatsız mı ettim?
Je t'ai fâchée?
- Rahatsız mı ettim?
- Je dérange?
Birilerini rahatsız mı ettim?
J'ai causé du tort à qui? Je ne faisais rien.
- Rahatsız mı ettim?
Je vous dérange?
Rahatsız mı ettim?
Je te dérange?
Sizi rahatsız mı ettim?
Vous ai-je dérangé?
Sizi rahatsız mı ettim?
Je vous dérange?
- Rahatsız mı ettim?
- Je vous dérange?
- Seni rahatsız mı ettim?
- C'est moi qui ne savais pas... qui j'étais. - Je t'en ai fait voir?
Sizi rahatsız mı ettim?
- Je t'ai réveillé?
Rahatsız mı ettim? - Seni Jerry sandık.
- On pensait que c'était Jerry.
Rahatsız mı ettim?
Je dérange?
Rahatsız mı ettim?
Vous êtes occupé?
Özür dilerim, yoksa sizi rahatsız mı ettim?
Pardon, j'interromps quelque chose?
- Rahatsız mı ettim?
Je te dérange?
Affedersiniz, efendim, rahatsız mı ettim?
Je tombe mal?
Seni rahatsız mı ettim?
Je vous dérange peut-être?
Özür dilerim, rahatsız mı ettim?
Je suis désolé, vous ai-je distrait?
- Rahatsız mı ettim?
Je tombe mal?
Seni gerçekten rahatsız mı ettim?
Je ne peux pas rester.
Seni rahatsız mı ettim? Neden beni aşağılıyorsun?
Pourquoi vous vous foutez de moi?
Sizi rahatsız mı ettim, Dr. Troy?
Je vous ai offensé, Dr. Troy?
Teşekkürler. Afedersin, rahatsız mı ettim?
Pardon, je t'ai interrompu?
- Seni rahatsız mı ettim?
Je t'ai interrompu? Non, non...
Rahatsız mı ettim?
Oh, mauvais moment?
Özür dilerim, seni rahatsız mı ettim?
Désolé, je t'ai inquiétée?
Oh, üzgünüm, rahatsız mı ettim?
Désolée, je tombe à un mauvais moment?
- Rahatsız ettim sanırım, özür dilerim.
Je vous dérange. Pardon.
Acınız bu kadar tazeyken sizi çağırmak konusunda tereddüt ettim ama geldiğinize göre umarım hemen konuya girmemden rahatsız olmazsınız.
J'ai hésité à vous demander de venir, mais maintenant, j'irai droit au but.
- Rahatsız mı ettim?
Il est gentil. Il est de Bologne.
- Rahatsız mı ettim?
Je n'aime pas cette question.
Rahatsız ettim, kusura bakmayın Bay Lyndon... ama galiba Bay Bryan sözünüzden çıkmış... ve Doolan'ın çiftliğine gitmiş.
Navré de vous déranger, M. Lyndon... je crois que Bryan vous a désobéi et s'est esquivé chez Doolan.
Umarım rahatsız etmiyorumdur. Ben avukatım. İş prensiplerinizi takdir ettim.
Excusez-moi, mais... je suis avocat et j'admire votre attitude.
Sizi rahatsız etmek istemem ama Sonny'nin nasıl olduğunu merak ettim.
Je m'excuse de vous déranger, mais est-ce qu'il va bien?
Ben seni ikna etmeye çalışmayı bıraktım. Bunun seni çok rahatsız ettiğini fark ettim.
J'ai arrêté quand j'ai réalisé que ça te rendait mal à l'aise.
Afferdersiniz, rahatsız ettim Gidiyorum
Pardon, mais je dois m'en aller.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim, daha önce restorandaydım ve seninle olan biten hakkında konuşabilir miyiz merak ettim.
Excusez-moi de vous déranger. J'étais au restaurant et... Pourrais-je vous parler à propos de l'incident?
Uğur Hanım, çıkmadan bana bir uğrasın dedi. Onun için rahatsız ettim.
Mme Uður veut que tu passes la voir avant de partir.
Gizli toplulukların kardeşliklerden farklı olduğu, ömür boyu sürmesi zorunluluğu üzerine bir tartışma yapmıştık. Böylece onun ve "Kurukafa" nın gerçekten rahatsız edici olduğunu fark ettim. Odadan çıktım ve bir daha geri dönmedim.
Un jour qu'on se disputait à propos des sociétés secrètes et du fait que c'est pour la vie, j'ai parlé des Skulls, ça l'a mis mal à l'aise et... il a filé aussi sec!
Sizi rahatsız ettim sanırım.
J'ai l'impression de déranger.
Ben bir anlaşmazlığımı rahatsız ettim. Hayır.
J'ai interrompu une dispute?
Doktorlukta emin adımlarla ilerliyorum, hastalarımın durumu iyi ve en sonunda fark ettim ki rahatsız olmalarına rağmen, orta boy önlüklerim kadınlar üzerinde oldukça etkili.
J'ai trouvé mes marques, mes patients évoluent bien, et même s'il n'est pas confortable, mon pantalon un peu serré plaît à ces dames.
Sanırım seni rahatsız ettim.
Je vous ai mise mal à l'aise.
Kusura bakmayın, rahatsız ettim.
Je suis désolé de vous déranger. Hum, je m'appelle Joe Dubois.
İyi akşamlar, ben Foix. Geç vakitte rahatsız ettim.
- Je l'ai appelée hier, et elle m'a même pas rappelé.
Geç vakitte rahatsız ettim, kusura bakma. Bir telefon aldım, şehir merkezindeki Viceroy Oteli'nde bir ceset bulunmuş. Dr. Dean Bannister'ın genel tarifine uyuyormuş.
Désolé de vous réveiller à une heure pareille, mais on vient de me signaler qu'un corps a été découvert au motel de Viceroy et qu'il correspond à la description générale du Dr Dean Bannister.
Seni rahatsız ettim ve vaktini boşa harcadım.
Je vous ennuie, je vous fais perdre votre temps.
Bakar mısınız? Rahatsız ettim kusura bakmayın.
Excusez-moi de vous déranger.
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız mı oldun 22
ettim 71
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız mı oldun 22
ettim 71
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız etmek istemedim 25
rahatsız etmeyin 24
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahat bırakın beni 59
rahat bırakın 25
rahatsız olmayın 47
rahat dur 117
rahatla 772
rahatsız etmek istemem 22
rahat mısın 71
rahatsız etmeyin 24
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahat bırakın beni 59
rahat bırakın 25
rahatsız olmayın 47
rahat dur 117
rahatla 772
rahatsız etmek istemem 22
rahat mısın 71