Sen de translate French
166,949 parallel translation
O listede ben varsam sen de varsın.
Si je suis sur la liste, tu y es aussi.
Onu konuştur, sen de Conway'in küçük gösterisi bitmeden başka bir şey bul.
Dites-lui de s'en charger. Trouvez autre chose avant que Conway ne finisse son numéro.
Sen de mi gidiyorsun?
Tu pars avec eux?
Torbayı ve silahları ortadan kaldıralım, sen de polisi arayıp bir kaza olduğunu söyle.
On se débarrasse du sac et des armes, et vous dites que c'était un accident.
Sen de yalan söylerken çeneni hiç kapamıyorsun.
Toi, quand tu mens, tu n'arrêtes pas de parler.
Sen de ağzını açıp bir şey desene!
Dis quelque chose, derrière!
Onu çağırıyorum, sen de gelmedin.
J'ai invoqué ton niffin, mais tu n'es pas venue.
Ve er ya da geç, bu aptallardan bir tanesi zihin polisini çağıracak, bunu sen de biliyorsun.
Parce que je ne vais pas m'arrêter. Et tôt ou tard, l'un de ces crétins va appeler la police du cerveau et tu as des antécédents.
Eğer ben o listedeysem, sen de olacaksın.
Si je suis sur cette liste, alors toi aussi.
Sen de dikkatli ol.
Toi aussi, sois prudent.
Ben onlara güveniyorum. Sen de bana güveniyorsun.
J'ai confiance en eux, et toi en moi.
Sen de listede değilsin.
Vous n'êtes pas sur la liste.
Sen de seninkileri uyarmalısın.
Tu devrais prévenir le tien.
Sen de henüz çıraksın.
Tu n'es qu'un apprenti.
Sen de gelinliğinle güzel olacaksın.
Tu seras sublime dans ta robe.
Benim hatalarımı sen de yapma.
Ne répète pas mes erreurs.
Belki sen de gelmek istersin.
Tu devrais venir.
Müvekkilin de, sen de hayatımdan siktir olup çıkın.
J'emmerde ton client, et je t'emmerde aussi.
Konuşmayı sen başlat, bana devret, açıklayayım...
Que dirais-tu de...? Lance ton discours, puis je prendrai le relais...
Seninle bu konuda konuşmak tuhaf. Yani sen gördün.
Ça me fait drôle de vous parler de ça, parce que... vous avez pu la voir.
Ne diyorsun lan sen?
De quoi tu parles?
Telefonlara bile sen bakıyorsun.
Vous n'avez pas de secrétaire.
- Ne diyorsun ulan sen?
- De quoi tu parles?
Ne saçmalıyorsun sen?
De quoi tu parles?
Sen de biliyorsun.
Tu le sais.
Sen bi... bir savaşçı sihirbazsın.
Tu es... la magicienne de combat.
Monty, neden bahsediyorsun sen?
De quoi tu parles?
Peyton'ın olduğu dünyada sen, Liv ve benim gözümüzün önünde hafıza serumunu almak istemediği için Blaine'i savundu.
Dans un monde où Peyton, devant toi et Liv et mes propres yeux, a défendu Blaine pour ne pas vouloir prendre le sérum de la mémoire.
Sen umduğun şeyi alacaksın ben ise insanarı öldüren bir beyin satıcısı olduğum anıları.
Tu obtiens ce que tu espérais, et je retrouverai tous mes souvenirs qui m'ont conduit a devenir un tueur dealer de cerveaux.
Jim, herkese buluşma noktasına gitmesi için rehberlik ediyordun ve ilk sen vardın.
Jim, vous étiez entrain de réunir tout le monde au point de rassemblement et êtes arrivé le premier.
Bu sayede diğerlerinin önünde buluşma noktasına gidip beş adım önce geçtiler ve porno kariyerini insanlara yaydığı için Cherly'e kızan sen onlara kefil oldun.
Ce qui leur permet de parcourir le lieu de rassemblement devant les autres descendant cinq marches d'étapes, et peut être confirmer par vous, qui été indigné par Cheryl qui voulait faire sortir votre carrière porno.
Sen iyi bir insansın.
Tu es quelqu'un de bien.
Başkalarının ölümünden sorumlu olmaya daha ne kadar katlanabileceğine sen karar vereceksin tabii.
À vous de voir si vous voulez encore faire couler du sang.
Sen daha neye inanacağını bilmezken artık hangi cehennemden geldilerse onları geri gönderecek güce sahip oluyorsun.
Sans même savoir à quoi tu crois, tu as le pouvoir de les renvoyer d'où ils viennent. Comment vous les arrêtez?
Ne diyorsun sen?
De quoi tu parles?
Ne diyorsun sen? Bu...
De quoi tu parles?
Seninle tanışana dek, bu sözün derinliğini anlamamıştım Rob, çünkü sen benim için mükemmel erkeksin.
Je n'ai compris la profondeur de la phrase qu'en te rencontrant, Rob, car tu es l'homme parfait pour moi.
Bebeğim, ne diyorsun sen?
De quoi tu parles?
Bak anne, sen elinden geleni yaptın.
Tu as fait de ton mieux.
Sen bir tür koydun mu Kale laneti?
As-tu lancé une sorte de malédiction sur le château?
Sen çok kýzsýn Biliyor musun, seni ölü görmek istiyorum
Tu sais, je voudrais te voir morte sans me soucier de ton sexe.
O benim önündeydi. Evet, sonra da sen Planımızı tekrar berbat etti.
Ouais, et tu as de nouveau gâché notre plan.
Hayır ve sen yapmadın Beni anahtarlar gibi kaybedersin. Biliyorum, bu yüzden ihtiyacım var gibi hissediyorum
Je sais, c'est pourquoi j'ai l'impression de devoir regagner ta confiance.
Ve sanırım sen... Umarım bana verirsin Daha iyi olma fırsatı Ve aslında sizi hak ettiniz.
j'espère que tu m'as donné l'opportunité d'être meilleur et de vraiment te mériter.
Senin gerçek oyununu biliyorum. Her twist'i biliyorum Sen... kokuşmuş adam koyunu!
Je connais chacun de tes tours, toi... sale homme-mouton puant!
Sen tanrı değilsin!
Tu n'es pas un dieu! Tu es un animal de ferme!
Sen ne...
- De quoi parle-t-on?
Birinin kuzeni eyaletin başka yerinde başka birinin patronuna bir şey yapıyor fottutolanan sen oluyorsun.
On est fottuto par l'action d'un cousin envers le patron de quelqu'un à l'autre bout de l'État.
Sen her türlü aracı komisyonunu alacaksın bunu biliyorsun.
Tu auras ta commission de toute façon.
Gidip bir kahve alacağım... Five yerleri siliyor, ve Solara... benimle dövüşmek isteyecek, ve sonra sen Balda-4'ten aldığın çorbanın içinde tırnak bulacaksın.
Je vais au mess prendre un café, je verrai Cinq affligée, ensuite Solara veut s'entraîner avec moi, et tu trouves un ongle dans cette soupe de Balda 4!
407 00 : 18 : 54,803 - - 00 : 18 : 57,171 Toplanın hemen. Sen de kimsin?
Bon sang, t'es qui?
sen de gel 75
sen delisin 520
sen de beni 22
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen de ister misin 105
sen de kimsin 767
sen deli misin 200
sen değilsin 122
sen de gelecek misin 16
sen delisin 520
sen de beni 22
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen de ister misin 105
sen de kimsin 767
sen deli misin 200
sen değilsin 122
sen de gelecek misin 16