English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sıkı tut

Sıkı tut translate French

818 parallel translation
- Onları sıkı tut.
- Tenez-les bien.
Sıkı tut!
"Arrête!"
Dümeni sıkı tut Manuel. Tam yanlarından geçeceğiz.
Maintiens le cap, on va l'amener le long de l'autre.
— Dümeni sıkı tut Manuel!
- Ne lâche pas, Manuel!
Sıkı tut, hadi!
Ne le lâche pas!
Saklan ve ağzını sıkı tut.
Pas un mot à qui que ce soit.
Beni sıkı tut.
Martin, prends-moi dans tes bras
Sıkı tut.
Tiens, prends. allez.
- Hemen buradan toz ol ve ağzını sıkı tut.
- Cassez-vous et fermez-la.
Tommy, sen de çeneni sıkı tut.
Tommy, merci d'avoir tenu ta langue.
Yüz dolarlık banknotlar halinde hazırlasın ve mutlaka işaretli olsunlar. Ayrıca Tanrı aşkına ağzını sıkı tut.
Préparez des billets de cent dollars marqués... et ne dites rien à Pete.
Bununla ilgili çeneni sıkı tut yoksa bizi kasabadan sürerler.
N'en parle à personne ou on nous chassera de la ville!
Beni sıkı tut.
Serre-moi fort.
- Kendini sıkı tut!
Cramponne-toi, je te préviens.
Şapkanı sıkı tut.
Cramponne-toi!
Oraya vardığımızda kıza olanlar hakkında çeneni sıkı tut.
Si tu ne pipes pas à propos de la fille.
Dikkat et ama, sıkı tut, düşürme.
Fais bien attention, ne le fais pas tomber.
Sıkı tut.
Tenez bon.
Balonunu sıkı tut. Neler olduğunu gördün mü bak?
Tiens ton ballon, sinon tu vois ce qui arrive.
- Bunu sımsıkı tut Gus.
- Garde-le, Gus.
Sıkı tut.
Tiens bon.
Oltanı sıkı tut.
Vous ne voyez pas que vous m'accrochez?
Dipçiği omuzunda sıkı tut.
Coince la crosse contre ton épaule.
Ama ağzını sıkı tut, kraliçe kıskanır.
Mais le répète pas. La reine est très jalouse.
Bacağını sıkı tut.
Tiens-lui les jambes.
Dilini sıkı tut, masum var aramızda
Ferme-la, y a une innocente
[Whispering] Hey, Jake, Buraya biraz daha ışık tut.
Hé, Jake, donne-moi plus de lumière.
Yuları, elinle sıkıca tut.
Tiens les rênes fermement.
Beni sıkıca tut. Çok korkuyorum. Korkacak hiçbir şey yok.
Ne crains rien, chérie!
Tetiği gevşek tut. Çekme onu. Yavaşça sık, tıpkı bir limonu sıkar gibi.
Presse doucement sur la détente, comme si tu pressais un citron.
Sıkıca tutmak için bir el arıyorsan, onun elini tut.
Si tu as besoin de tenir la main de quelqu'un, prends la sienne.
- Ekibini al ve o çıkışı tut.
- Ton unité va surveiller cette sortie.
Sıkı tut.
Attrape.
Kurtulmasına izin verme! Sıkı tut!
Ne le lâche pas!
"bana ışık tut, bana uğur getir, dileğimi bu gece yerine getir."
Toi qui sais ce qui est beau Que mon souhait se réalise bientôt "
kılıcı çok sıkı kavrıyorsun, onu boğuyorsun. hafifçe, elinden düşecekmiş gibi nazik tut.
On serre trop fort et on l'étrangle, pas assez, et il s'envole.
- Bunu sıkıca boynuna tut.
Vite! Autour de votre cou!
Hiç olmazsa ışık tut?
Éclaire-moi.
Bunu Buda'ya bağladım, o yüzden sıkıca tut.
Tiens-le, c'est relié à une image sacrée.
Silahını sıkıca tut.
Cache-toi derrière l'entrée.
Tut beni. Sıkıca.
Serre-moi fort!
Şimdi kolunu sıkıca tut, çünkü canı çok yanacak.
Tenez-lui solidement le bras, car ça va piquer.
Tanrım beni duy. Gözlerime ışık tut.
Seigneur, considère et entends-moi.
Otur, sıkıca tut ve ben içerisine hava basacağım.
Tiens le ballon. Je vais y "amener" l'air.
Tut beni... sıkıca.
Serre-moi... fort.
Genç bir kızı her zaman sıcak tut, evlat.
On y gagne à dorloter une fille!
Kendime devamlı sabırlı ol, kendini tut, sıkıca tut o anlayacaktır diyorum.
Je me disais, patience, retiens-toi. Elle comprendra.
Çene göğse doğru, nefesini tut ve biraz daha sık.
Menton vers la poitrine, tenez votre souffle et presser un peu plus.
İşi daha sıkı tut!
Soyez plus vigilant.
- Tamam, onu tut. Onu tut. - Onu sıkıca tut!
- Je ne savais pas quoi dire.
Sıkıca tut.
Prenez-la.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]