Uzun vadede translate French
447 parallel translation
Uzun vadede harika bir aktör olmaktan ziyade harika bir insan olmayı tercih edene rastlamadım. Uzun zamandır bu sektördeyim. Ta ki seninle tanışana dek.
Dans ce métier, je n'ai rencontré personne... qui préfère être un bon acteur qu'un type bien... avant toi.
Ancak uzun vadede onun için daha kolay olacak.
Ça serait quand même plus efficace.
Uzun vadede, ayrıyken çok daha mutlu olacağız.
En fin de compte, nous serons plus heureux séparés.
Uzun vadede değişen bir şey olmayacak. Onu yakalayacağım.
Peu importe, en fin de compte... je l'aurai.
Ailelerin masraflarını karşılamaları gerektiğini söyledi. Uzun vadede bunun ekonomik olduğunu da söylüyor. Erkek daha iyi çalışır ve bebekler daha sağlıklı olurlar.
Buckley a-t-il dit, en passant, qui financerait ces mariages d'enfants?
Uzun vadede benim için daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.
Je crois que ce serait mieux pour moi à long terme.
Uzun vadede hiç bir şey anlam taşımıyor.
A la longue, il n'y a pas de signification.
Uzun vadede, bu insanlardan kurtulmakla en iyisini yapmış olacaksın.
À long terme, il vous faudra bien rompre avec ces gens.
Uzun vadede yok.
Au bout du compte.
Ama öyle bir şey uzun vadede asla yürümez.
Ça n'aurait pas duré.
Uzun vadede hiçbir şey fark etmez, demiştin.
"Avec le temps, ça ne change rien."
Uzun vadede kendi başına halledemezsin.
- Non. Vous ne pouvez pas continuer ainsi. Pourquoi?
Belki maliyeti biraz daha yüksek olacak... ama uzun vadede kar sağlayacak.
Coûteuses à fabriquer, mais rentables à la longue.
Uzun vadede, Mars ve Venüs yeterli olmayacak. Daha uzağa gitmemiz gerekecek!
On va pas se contenter encore longtemps de Mars, de Vénus.
Sonuçta kişisel görüşüm,... tercümesi yapılan en önemli ve uzun vadede etkileyici kişi,... bir Yunanlı değildi.
Et encore, pour moi personnellement, l'homme le plus remarquable et, à la longue, le plus influent qui a été traduit, n'était pas un Grec.
Önümüzdeki 15 yıl içinde uzun vadede çocuklara nefret kazandırmayı amaçlıyoruz.
Pendant 15 ans nous conditionnons les enfants à détester l'ennemi futur.
Uzun vadede bu yeterli değil, canım... Doğru.
Mais à la longue, ça ne suffit pas.
Bunların uzun vadede daha geniş bir özgürlüğe götürdüğünü düşünüyorum.
Je crois qu'à long terme, c'est cela qui mène à plus de liberté.
Bu yüzden, seni beslemek isteseydim bu hayır işi olurdu. Ki bu şu an için iyi görünebilir ama uzun vadede zararlı olur.
Donc, si je venais à te nourrir, ce serait un acte de charité, ce qui serait peut-être très bien pour l'instant mais qui pourrait à la longue te causer du tort.
Sïrtïnda bu varken, ölmüs olmasï uzun vadede iyi.
Avec ce truc dans le dos, il vaut mieux pour lui finalement.
Uzun vadede, canavara bu krallıkta eşi görülmemiş bir refah dönemi borçlu olduğumuzu göreceğiz.
A long terme, on verra... qu'on doit au monstre une période de prospérité... inégalée dans ce royaume.
Uzun vadede önemli olan bu değil mi?
- C'est ce qui compte, non?
Beni yanlış anlamayın Bayan Mieze. Sanırım uzun vadede sizin ve Franz'ın yararına olacak.
Qu'il n'y ait pas de malentendu, je crois que c'est bénéfique pour vous.
Uzun vadede ekonomiye ne yapacağını bir düşün!
Pensez aux conséquences économiques.
- Halk uzun vadede yemiyor.
- Les gens doivent se nourrir.
Hepimiz biliyoruz ki... Uzun vadede, köpekle yaptıklarımız uygun.
Nous savons tous que... à long terme, ce que nous faisons avec ce chien est correct.
Benim gibi zavallı bir asker için, uzun vadede sessiz kalmak, hırsları zedelemeye başlıyor.
Même pour un minable soldat comme moi, l'ambition qui avait été endormie commence à resurgir.
Polisi haberdar etmek demek, uzun vadede, kamuoyuna duyurmak demek.
Car informer la police serait, à long terme, informer le public.
Evet, uzun vadede yanar.
Oui, ce serait le résultat final.
Birşeyler yapsak iyi olur, uzun vadede, denemiyorsun bile
Fais quelque chose. Tu n'essayes même pas.
Uzun vadede bu kesintiler şirketin asli değerine zarar verir.
À long terme, la valeur innée de la société en souffrira.
Bu makine uzun vadede tasarruf yapmamızı sağlayacak.
Tu verras, cet ordinateur finira par nous faire gagner de l'argent. Comment?
- Uzun vadede...
- A long terme...
Diğer konu da gıda toptan satışları,... uzun vadede iyi bir sektör.
Il MENT Pour finir, la vente en gros d'aliments, un secteur qui a toujours été payant.
Hepsi gibi, uzun vadede bağımlılık yapıyor.
Addictif, comme toutes les drogues, à la longue.
Ama oyun, uzun vadede ancak gerçekten becerikli olanın...
Mais sur la durée, le jeu est conçu - pour que seuls les vrais...
Eğer o acıyı görmezden gelmeye çalışırsak uzun vadede kendimizi daha zora sokarız.
Refouler cette peine n'avance à rien. Ce serait reculer pour mieux sauter.
Uzun vadede beyin yolları için zararlı.
Très mauvais à long terme.
Benim tüm durumu, uzun vadede geniş olarak görmem lazım.
Je dois avoir une vision multidimensionnelle! C'est aussi simple que cela.
Oynaşmaya başladık ilk seferdi ve olayın başlarıydı ki bende vuku bulmak üzere olan ve karşılanması uzun vadede cinsel diyardaki her şeyin üzerinde olan, bağırsak ihtiyacını algılamaya başladım.
Bref, on commence à batifoler, sans aller trop loin, c'est la première fois, quand soudain je perçois comme le début... d'un besoin intestinal, dont l'amplitude dépasse de très loin l'intensité de ma libido.
Uzun vadede alışacağıma eminim, ama şu an...
C'est peut-être une bonne idée. Je m'habituerais à toi sans lentille, bien sûr, mais... Pour le moment...
Uzun vadede ertelediğimizin farkında... Bizim için en kötüsü bu...
Il est conscient que plus nous attendrons... pire ce sera pour nous...
Uzun vadede, ısıran ben olurum.
A la fin, je suis celui qui mord.
Uzun vadede, sıkıntıdan patlayacaksın.
A la fin, tu t'ennuierais à mourir.
Parazitin uzun vadede neler yapacağını bilmiyoruz. Kalıcı bir psikosa sebep olabilir.
Une exposition prolongée au parasite peut entraîner une psychose permanente.
Uzun vadede anlar elbet iyiliğimi.
Non. A la fin, il me remerciera dans ses prières.
Her gün işe gidiyoruz, burnumuzun dibinde... arabamızın ve önümüzdeki arabanın zararlı, zehirli gazlar kustuğunu görüyoruz. Bunların hepsi de uzun vadede etkili zehirler.
Tous les jours, en allant au travail, nous voyons nos voitures cracher des gaz toxiques, nocifs, qui ont un effet cumulatif.
Kısa bir süre belki ama uzun vadede kalmazlar.
Mais pas longtemps!
Fakat uzun vadede, en iyisi bu.
Mais finalement, crois-moi, c'est mieux ainsi.
İyi değer verir, uzun ya da kısa vadede.
De très bons taux d'intérêts, à court et long termes.
Uzun vadede daha ucuza geliyor.
Ça revient moins cher, à long terme.
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22