Uzun hikâye translate French
606 parallel translation
Çok uzun hikâye.
C'est une longue histoire.
İşte asıl uzun hikâye geliyor!
Celle-ci a une longue histoire.
Bu Angelo ne dalavereler çeviriyor? Uzun hikâye.
Il y a des singeries avec Angelo?
Uzun hikâye.
- Longue histoire.
Uzun hikâye.
Cela va prendre un certain temps.
- Uzun hikâye.
- C'est une longue histoire.
- Uzun hikâye.
! - C'est une longue histoire.
- Bu, uzun hikâye.
- C'est une longue histoire.
Uzun hikâye.
C'est toute une histoire
- Uzun hikâye.
- C'est une longue histoire...
Şey... uzun hikâye.
C'est une longue histoire.
Uzun hikâye canım.
C'est une longue histoire.
- Uzun hikâye ve fazla vaktimiz yok.
- C'est compliqué...
Uzun hikâye. Narnlarla ilgili.
C'est une longue histoire en rapport avec les Narns.
- Uzun hikâye. İster misin?
- C'est une longue histoire.
- Uzun hikâye.
- Une autre longue histoire.
Uzun hikâye. Öyle mi?
Longue histoire?
- Uzun hikâye.
- Longue histoire.
Uzun hikâye, ama sizi bırakamam.
C'est une longue histoire, mais je vous quitte pas.
Uzun hikâye. Boş ver.
C'est une longue histoire.
- Uzun hikâye. Sonra anlatırım.
- Je te raconterai.
Tamam Josh. Uzun bir hikâye.
Josh, c'est une longue histoire, mais ce qui compte c'est que
Uzun hikâye.
C'est une longue histoire.
Uzun hikâye.
Une longue histoire.
Ama sevgilim, bu çok çok uzun bir hikâye.
- Chérie, c'est une longue histoire.
Bu uzun bir hikâye.
Au fait non, car tu me donnes confiance.
Bu çok uzun bir hikâye.
Ce serait trop long à expliquer.
Bu uzun bir hikâye.
C'est une longue histoire.
- Bu uzun bir hikâye.
- C'est une longue histoire.
- Bu uzun bir hikâye.
D'abord, j'ai refusé de suivre les cours
Bu uzun zaman önce yaşanmış gerçek bir hikâye.
C'est une histoire vraie qui s'est passée il y a longtemps.
Bu, uzun bir hikâye.
C'est une longue histoire.
Korkarım bu uzun bir hikâye.
Je crains que ce ne soit une longue histoire.
Uzun, zor bir hikâye.
Une longue et pénible histoire.
- Bu uzun bir hikâye.
- Longue histoire.
- Uzun hikâye.
- Oui.
Bu uzun bir hikâye mi? Sadece dinle.
Tais-toi et écoute-moi.
Uzun, sıkıcı ve anlamı olmayan bir hikâye istesem hayatıma bakarım.
Si je veux une histoire ennuyeuse et sans fin, j'ai ma vie.
Biraz uzun bir hikâye.
Enfin c'est une longue histoire.
Uzun bir isim ve uzun bir hikâye.
Ce nom-là est sacrément long. Et c'est une longue histoire.
Uzun bir hikâye.
C'est trop long à raconter.
- Nereye kayboldun? - Bu çok uzun bir hikâye.
Content de te revoir.
Aslında iş bitti, ama henüz bitmedi yani aslında çok, çok uzun bir hikâye ama önceleri, yani bu kadar- - Ama şimdi- -
C'est fait, mais pas encore vraiment... C'est une très longue histoire... mais au début, je ne pensais pas... disons...
- Nedir? Uzun hikâye.
C'est une longue histoire.
- Uzun hikâye.
- Et toi dans tout ça? - C'est une longue histoire.
Sıkıcı ve uzun bir hikâye.
C'est une longue histoire.
— Ormanların yok olması, kirlilik... u uzun bir hikâye.
- Pourquoi? - Déforestation, pollution... C'est une longue histoire.
Bu çok uzun bir hikâye.
- C'est une longue histoire.
Bu uzun ve kanlı bir hikâye. Neyse ki mutlu bir sonu var.
- Une histoire sanglante qui finit bien.
Bu gerçekten, gerçekten uzun bir hikâye.
Oh, c'est une longue histoire.
- Uzun bir hikâye.
- C'est trop long à expliquer.
uzun hikaye 160
hikaye 41
hikayenin sonu 30
hikaye nedir 24
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
hikaye 41
hikayenin sonu 30
hikaye nedir 24
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun zaman önce 180
uzun bir gündü 31
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun süre 24
uzun bir süre 39
uzun yıllar önce 20
uzun bir yolculuktu 18
uzun bir zaman 22
uzun zaman önce 180
uzun bir gündü 31
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun süre 24
uzun bir süre 39
uzun yıllar önce 20
uzun bir yolculuktu 18