Çocuk translate French
74,083 parallel translation
Oda servisinde çalışan bir çocuk varmış.
Donc, y a ce garçon de chambre, d'accord?
Neyse, oda servisi yapan çocuk odaya giriyor. Az önce anlattığım sahneyi görüyor. Ve diyor ki "George Best..."
Le garçon de chambre entre et il voit la scène que je viens de te décrire et il dit, "George Best..."
" Begbie bıçak doğrultmasına rağmen çocuk cüzdanını vermiyordu.
"Le mec ne voulait vraiment pas sortir son portefeuille, " même quand Begbie sortit son couteau.
İlgilenmen gereken tek çocuk kendi çocuğun olmalı.
Les seuls enfants auxquels tu devrais penser, ce sont les tiens.
Ben çocuk sahibi olmaya hazır değilim.
Je ne suis... Pas prête à avoir des enfants.
Anne bir daha hiç çocuk olacak mıyım?
Maman, est-ce que je redeviendrai un garçon un jour?
Şimdi olmaz sersem çocuk.
Pas maintenant, petit idiot.
Yine küçük bir çocuk oldun!
Tu es redevenu un petit garçon!
Peki ya bu çocuk?
Qu'en est-il de ce garçon?
O bir çocuk.
C'est un enfant.
O çocuk senin baban.
Ce garçon est ton père.
Tekrar bir çocuk oldu.
Il est redevenu un enfant.
Ya da olmasına izin verilmeyen çocuk oldu, güven ve meraka bağlı kaldı.
Ou peut-être l'enfant qui n'avait jamais le droit de l'être, vivant avec une confiance simple et émerveillement.
Çocuk yok artık.
Il n'est pas là.
Evet. Kim olduklarını biliyor musun, kibar çocuk?
Tu sais qui ils sont, le chicos?
Yanımızda çocuk var.
Il y a un enfant.
İlk çocuk olduğu için şanslıydı, ama ben değildim Bay Wentworth.
Le coup de bol du premier-né. Mais pas moi, M. Wentworth.
O çocuk, doğduğu ortamdan çok daha yüksek bir sosyal sınıfta büyüyecek.
Cette enfant mérite d'être élevée à un plus haut niveau qu'à sa naissance.
İnsan kendini tekrar çocuk gibi hissediyor.
On a l'impression de redevenir un enfant. Voilà.
Hatta çocuk bile değil.
Non, même pas un enfant.
- Çocuk.
L'enfant.
Onları çocuk olarak görmeyin.
On ne les traite pas en enfants.
Bunlar çocuk masalları.
C'est une gâterie pour bébés.
O daha çocuk Logan.
C'est une enfant, Logan.
Çocuk oldukları için onları vicdansız yetiştirebileceğimizi düşünmüştük.
On croyait pouvoir élever des enfants sans conscience.
Rastgele mutantlık, çocuk felci gibi yok oldu.
Les mutations aléatoires ont disparu, comme la polio.
Tayvanlı bir çocuk bir YouTube videosu yapmış.
Un gamin taïwanais a fait une vidéo YouTube avec.
Uslu bir çocuk ol.
Sois gentil.
Biraz daha ister misin cici çocuk?
Tu en reveux?
Çocuk kim?
Qui est... enfant?
Çocuk vardı.
A eu l'enfant.
Hepsi bu kadar : Erkek Giysileri, Çocuk Giyimi, Bayanlar Giyimi,
Y a tout ici pour monsieur, madame, les enfants, une pharmacie.
Açmasına izin vermeliydin... Bir kızı elde etmek için, bu binada yaşayan kadın ve çocuk herkes öldürüldü.
Il aurait été mieux qu'il porte le chapeau d'avoir permis que chaque femme, homme et enfant qui sont ici présents soient tués.
Çocuk gibi muamele görmek istemediğini sanıyordum. Parmak yeminde çocukça bir şey yok.
- C'est très sérieux, le serment avec le petit doigt.
Sen ve ben, çocuk, sen ve ben.
C'est toi et moi, petite. Toi et moi.
Sen çocuk olabilirsin...
Être l'enfant qui attend...
Parti gecesi, araba boş ve bir hafta sonra, direksiyonda ölü çocuk var.
Le soir de la fête, la voiture était vide. Et une semaine plus tard... son corps est retrouvé au volant.
Zavallı çocuk.
Pauvre enfant.
Araba, çocuk.
La voiture, l'enfant.
Tanıdığım bir çocuk var, hacker, çok iyi bir hacker'dır, dünyadaki en iyilerden.
Il y a un garçon de ma connaissance, un brillant hackeur, un des meilleurs mondiaux.
- Lütfen Mary, çocuk var ortamda.
- Pitié, Mary, il y a un enfant.
Diğer çocuk ne olacak?
Et l'autre gars?
Bekle, diğer çocuk nerede?
Attendez, où est l'autre type?
Ne çocuk ne olgunlar.
Quelque part entre l'enfance et la pleine maturité.
- Bak bu çocuk zeki!
Il est brillant.
Seni özürlü çocuk, nereye gittiğini bilmiyor musun?
Hé, abruti, regarde où tu marches! - Un, deux, trois...
Sekiz yaşında bir çocuk için harika bir kitap.
Super livre de chevet à 8 ans.
Yardımımıza ihtiyaç duyan başka bir yaşlı, kadın ya da çocuk olabilir.
Autre homme, ou femme, ou enfant qui a besoin de notre aide.
Bu iyi bir grup çocuk.
Vous êtes bien braves.
- Zeki çocuk. Etrafta konuşup durmanı özlemişim.
Tes inepties m'ont manqué.
Çocuk tarihinde bir benzeri daha gelmemiştir.
Sans égale dans toute l'histoire des enfants.
çocuklar 5285
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocukları severim 21
çocukken 158
çocuklara 23
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocukları severim 21
çocukken 158
çocuklara 23