Çocukların translate French
36,467 parallel translation
Bu sahnelerin duygusal etkisi inanılmaz derecede kötü olabilir bu sebeple, genç yaştaki çocukların izlemesine izin verilmemesini öneriyoruz.
L'impact émotionnel de ces scènes pourrait être particulièrement dérangeant. et nous recommandons donc de ne pas laisser vos jeunes enfants regarder.
Çocukların seni yönlendirmesine izin verme.
Ne vous faites pas dominer par les enfants.
Jack'in de, ilçe tarafından koruyucu lisansı evlatlık çocuklarını istimar etmesi yüzünden elinden alınmış Pearson isimli bu adamın yanına yerleştirilmesi bu şekilde oluyor.
C'est comme ça que Jack a été placé avec un homme appelé Pearson, un homme pour lequel sa licence d'adoption a été retiré par le comté parce qu'il avait abusé de ses enfants placés.
Onun yaşındaki Koreli çocukların çoğu şimdiden işe bisikletle gidiyor.
La plupart des enfant Vietnamienne de son âge vont au travail en vélo.
Dağda, yaramaz çocukların gönderildiği bir kamp olduğunu duydum.
Je connais un camp dans les montagnes où tu peux envoyer les mauvais garçons.
Sürekli kullanıyorsun sen G * * kelimesini genellikle de çocukların ve rahiplerin yanında.
Tu utilises le mot en F tout le temps... habituellement devant des enfant ou des religieux.
Her şeyini kaybetti, çocuklarını da.
Et il a tout perdu, ses enfants.
Bir çeşit garip madalyonların etrafında oturan garip bir evdeki çocukların videoları vardı.
C'était des films de famille étranges sur un couple d " enfants assis et portant des médaillons étranges.
Northcilff'ler denek olarak kendi çocuklarını mı kullandılar?
Les Northcliffs ont-ils utilisé leurs propres enfants comme sujets d'étude?
"Ebeveynler çocukların dişlerini bileyledikleri kemiklerdir."
"Les parents sont les os sur lesquels les enfants se font les dents."
Sandman uyuyan çocukların gözlerine sihirli toz döken mitolojik bir karakterdi.
Le marchand de sable était un mythe saupoudrant de la poudre magique dans les yeux des enfants.
Efsanenin bir versiyonunda çocukların gözlerini çıkarıp kendi yavrularına yediriyor.
Dans une version, il prenait leurs globes oculaires pour les donner à manger à sa progéniture.
Peki, 1990'ların ortalarında Kuzey New York'ta 8-12 yaşları arasında taciz edilen ya da kaçırılan erkek çocuklarına bak.
Recherche des garçons de 8 à 12 ans agressés sexuellement et / ou enlevés à New-York vers 1990.
Bunlar çocukların mı?
Ce sont vos enfants?
Çocukların mı?
Tes garçons?
Junie'nin diğer çocukların onun bizi öldürmek isteyen ülkeden geldiğini bilmelerine ihtiyacı yok.
Juney n'a pas besoin d'avoir d'autres enfants qui pensent qu'elle vient d'un pays qui veut nous tuer.
Çocukların her gün dilin içine sıçmasını izleyeceğime kafama sıkarım daha iyi.
Regarder des gamins chier sur la langue toute la journée? Je me tirerais une balle.
Bence evi vermelerinin bir sebebi de Glen'in çocuklarını daha çok görmek istemeleriydi. Çünkü yazları yanlarında geçirmiş olacaktık. Ve benim için hiç sorun değildi çünkü onları seviyorum.
voir les enfants de Glen plus souvent, vu qu'on aurait passer tous les étés juste à coté de chez eux, euh, ça me dérange pas du tout, parce que je les aime bien, et...
- Sonra çocukların doğması falan.
Ensuite tout le bordel avec les enfants qui sont nés.
Senin de çocukların vardı.
T'as eu tes enfants d'accord?
Ve çocuklarını büyüttün.
Et tu as élevé tes enfants.
Çocuklarınız var, bir ara çok iyi bir ekiptiniz.
Vous avez des enfants et vous formiez une bonne équipe.
Boşanma sürecindesin. İşin gücün var, çocukların var.
Tu es en train de divorcer, tu as ton boulot, les enfants.
Çocukların önceki dadısını merdiven yüzünden kaybettik zaten.
C'est comme ça qu'on a perdu la dernière nounou.
Çocuklar, o dronların tepenize gelmesine bir kaç dakika var.
Ce n'est qu'une question de minutes avant que ces drones ne soient sur vous
- Çocuklar buna bakmalısınız.
faut que vous voyiez ça les gars. - C'est quoi?
"Bırakın küçük çocuklar bana gelsin ve onları engellemeyin cennetin krallığı onlara aittir."
"Laissez les enfants venir à moi et ne les empêchaient pas... Car ils appartiennent au royaume du paradis."
Bu durum nasıl çalışır ; birçok ilçede kar amacı güden şirketlere gitmeleri için koruyucu bakım sözleşmelerinin belirli ve sınırlı sayıda olmalarına izin verilir, Arbiter gibi şirketler nasıl oluyorsa kar amacı gütmeyen şirketler kuruyorlar ve sözleşmeleri alıyor, sonra kar amacı gütmeyen bu şirketler Arbitor gibi şirketleri kiralıyor, çocukları yerleştirme ve bakımı bu şirket yapıyor ve parayıda onlar alıyor.
Le mode de fonctionnement est que la plupart des pays n'autorisent qu'un certain nombre limité de contrats de familles d'accueil qui va à des organisations lucratives, donc comment une orgnisation comme Arbiter s'en sort, c'est parce qu'elles créent
Bakın, bu şirketler koruyucu ailelere ne kadar çok çocuk yerleştirirlerse o kadar çok para kazanıyorlar, ve onlar gerçekten bu çocukları kimin yanına yerleştirdikleri konusunda hiç de seçici değiller ve seçici olmak zorunda da değilller çünkü bu faaliyetlerini hükümet sisteminin dışında yapıyorlar.
Voyez-vous, plus ces compagnies placent des enfants en familles d'accueil, plus elles gagnent d'argent, donc... elles ne font pas vraiment attention aux personnes où elles placent ces enfants, et elles n'ont pas à le faire parce qu'elles opèrent en dehors du système gouvernemental.
Ve istismara uğran çocuklar, ister inanın ister inanmayın ben ve kardeşimdi.
Et ces enfants, croyez le non, c'était moi et mon frère.
Aydınlanma Çağı'nda orospu çocukları satrancı kendilerini kanıtlamak için bir araç olarak kullanmış. Çünkü o zamanlar Tony Robbins DVDleri yokmuş.
Tu sais, au temps des Lumières, les enfoirés utilisaient les échecs comme un dispositif d'auto-perfectionnement, parce qu'il n'y avait pas de DVD de Tony Robbins à l'époque.
Bazı çocuklar tepede Carl'ı vuranın sen olduğunu söylüyorlar, varisi korumak için.
Certains des garçons affirment que c'était vous en haut de la colline qui a tiré sur Carl, fournissant une couverture à l'héritière.
Dünyanın çocukları
Enfants de la Terre.
Yüklerinizden kurtulmak için beni çağırmışsınız çocuklarım öyle olsun o zaman.
Mes enfants, vous m'avez appelé pour retirer vos fardeaux et c'est ce que je vais faire.
Sakin olun çocuklar, tehlikeli yabancı meselesi yok.
Détendez-vous, les enfants, ce n'est pas un épisode de danger inconnu.
Her neyse, adamların tutunduğu can simidini laboratuvardaki çocuklar temizledi ve seri numarasına ulaştı. Ben de çeşitli denizcilik veri tabanlarına baktım.
Peu importe cette bouée de sauvetage à laquelle les hommes étaient accrochés... les gars du labo ont été capables de la nettoyer et d'obtenir un numéro de série, que j'ai passé dans diverses bases de données maritimes et elle appartient
Ama yukarıdaki çocuklar da sonsuza kadar sessiz kalmayacaklardı.
Mais ces gosses là-haut n'allaient pas rester silencieux éternellement.
Çocuklar hiçbir şey çevirmiyor demiştim sana.
Je t'avais dit qu'il n'y avait rien qui se passait avec les garçons.
Ortak bir daire yani için rahat etsin. Eğer çocuklar beni görme konusunda kararlarını değiştirirse kalacak yerleri var.
Un associé m'a parlé d'un appartement, donc maintenant, tu peux en être sûre, si les enfants changent d'avis et acceptent de me voir, ils ont un endroit où vivre.
Çocuklarımın benden nefret ettiği gerçeğini değiştiremem.
Je ne peux pas changer le fait que mes enfants me détestent.
O çocukları beni kendi fırınımda yakmaya ikna ettiğin için.
Pour m'avoir volé ces enfants qui allaient brûler dans mon propre four.
Komşularımın çocukları resim yapmazdı.
Les garçons dans mon voisinage ne peignaient pas.
25 yıl önce Northcilff'ler çocuklar üzerinde ayrılığın etkileri konulu çığır açıcı bir araştırma yaptılar. Ama etik olmayan davranışlarda bulundukları yönünde dedikodular vardı.
Il y a 25 ans, les Northcliff ont fait des travaux de recherche sur l'anxiété de la séparation chez les enfants mais il y a eu des rumeurs de comportements contraires à l'éthique.
Çocukları çoktan hesaplarını dondurdu bile.
Ses enfants ont déjà fait geler ses avoirs.
O yüzden çocuklar, buna bayılacaksınız.
Les gars vous allez adorer ça.
Frank Dunning saat sekizde gelip Doris'i ve çocukları öldürecek, anladın mı?
Franck Dunning va venir ici pour tuer Doris et les enfants à 8 : 00.
Burada yer yok çocuklar. Geri çekilin, hadi.
Il n'y a pas de place ici.
Gerçekten - Hiçbir şey ters gitmedi çünkü kimse bir sorun yaşamadı. Glen'in çocukları ve ben hiçbir sorun yaşamadık.
Vraiment... il ne s'est rien passé de mal, parce que personne n'avait de problème, moi et les enfants de Glen, on - - on ne s'est jamais disputés ou...
Berta'nın çocukları sanırım.
Ceux de Berta, je crois.
Bütün arkadaşlarımın çocukları onlara tapıyor, onları her gün arıyor, soyadıyla ve gelenekleriyle iftihar ediyor.
Mes amies ont des enfants qui les adorent, qui les appellent chaque jour, qui sont fiers de leur nom et de leurs traditions.
Çocukları mektup deliğinden mi sokacaksın?
Mettre les gosses dans la boîte aux lettres?
çocuklarını 17
çocukların var mı 28
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarımız 21
çocukları severim 21
çocukken 158
çocuklara 23
çocukların var mı 28
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarımız 21
çocukları severim 21
çocukken 158
çocuklara 23